Alışveriş bağımlılığı bir tür dürtü kontrol bozukluğudur. Kişi, satın almalarının miktarını ve sıklığını genellikle planladığından daha fazla artıracak ve kendi üzerindeki kontrolünü kaybedecektir.

Basit bir örnekle açıklamak gerekirse, çıkan sakallarınızı koparmaktan keyif aldığınızı hayal edin.

Kesildikçe yeni sakallar ortaya çıkıyor ve tekrar koparma ihtiyacı hissediyorsunuz.

Yavaş yavaş bu davranış bilinçaltında takıntılı hale geliyor. Birçok insan alışveriş yapmayı sever. Ancak bazıları için alışveriş, yönetilemez bir gereklilik haline gelir.

Alışveriş yapanlar bir şey satın aldıklarında dopamin ve serotonin hormonlarına dayalı yoğun bir haz yaşarlar ve bu hazzı tekrar hissetme arzusu onları daha fazla satın almaya sevk eder.

Ancak fatura geldiğinde, bu insanlar derin bir utanç ve suçluluk duygusu hissederler. Fiziksel ve ahlaki olarak tükenene kadar da genellikle alışveriş bağımlılığından kurtulmak için girişimlerde bulunulmaz.

İnsanlar kendilerine verilenden fazlasını almaktan zevk alırlar. Birçok alışveriş bağımlısı, ihtiyaç duymadıkları, boyutlarına uymayan veya ihtiyaç duymadıkları şeyleri satın alır.

Birçok bağımlı gibi, alışveriş yapanlar da zorunlu alışverişlerinin kanıtlarını saklamaya çalışırlar.

Alkoliklerin tepkileri önlemek için akrabalarından içki şişelerini saklaması gibi, alışveriş bağımlısı kişiler de satın alımlarını ve borçlarını saklama eğilimindedir.

Alışveriş bağımlılığı, düşük benlik saygısı ile yakından ilişkilidir. Dışarı çıkmak ve çok alışveriş yapmak beni daha iyi hissettiriyor diyebilirsiniz.

Bazı insanlar için bu, yalnızca düşük benlik saygısını artırma girişimi olarak görülebilir.

Bununla birlikte, işler kontrolden çıktığında, kişinin benlik saygısı başladığı zamankinden daha düşük olur.

Hayatınızda bir şeyler ters gittiğinde olumsuz duygular hissettiğinizde bir tür terapi olarak alışveriş yaparak rahatlayabilirseniz, alışveriş kısa sürede büyük bir sorun haline gelebilir.

Zayıf ilişkiler, iş sorunları, depresyon ve kaygı olumsuz alışveriş bağımlılığı belirtileri olarak görülebilir.

Borcunuz olur, ne yapacağınızı bilmeden çok fazla para harcarsınız, borçlarınızı ödeme endişesi yaşarsınız ve bir süre sonra bu sancılı bir kısır döngü haline gelir.

Çevresindekilere durumunu açıklamaya çalışırken depresyonu da büyür. İnsanlar depresif duygularıyla başa çıkamadıklarında alışverişe geri dönerler.

Bununla birlikte, eylemlerinin olumsuz sonuçlarıyla yüzleşmek mevcut durumu sürdürmeye engel değildir.

Kredi kartlarının limiti dolduğu için, bazı alışveriş bağımlıları mağaza hırsızlığına karışabilirler.

Bu durum kredi kartı borcunun yanı sıra çeşitli hukuki sorunlar da yaratmaktadır.