3 Soru 3 Cevap: Psikoterapist Odasında Neler Oluyor?
Daha önce hiç deneyimlemeyenler için en merak edilen yerlerden biri terapi odasıdır. Birçok psikoterapist için bir işyerinden ziyade büyülü bir mekandır. Her gün her seansta farklı hikayeler dinlenir, farklı hayatlara şahit olunur ve farklı insanlarla tanışılır. Her meslek kutsaldır ve biriciktir ancak insanlara dokunan meslekler başkadır çünkü arada profesyonel de olsa bir bağ kurulur.
Terapi odası çok farklı bir yerdir ve ancak o odada bulunanlar gizeminin farkına varabilir. Bir insanın onu doğuran annesine, hayatındaki biricik aşkına veya en sevdiği insan olan çocuğuna dahi anlatamadığı şeyler o odada psikoterapist ile paylaşılır. Ne kadar enteresan değil mi? Bir insanla tanışıyorsunuz ve sadece 45 dakika görüşüyorsunuz ve o kişiye birkaç seans içinde en gizli anılarınızı, düşüncelerinizi veya hislerinizi anlatıyorsunuz.
Bunları anlatıyorsunuz çünkü belki de ilk kez bir kişiye güveniyorsunuz. Bu güvenin sebebi de anlattıklarınızın asla o odanın dışına çıkmayacağını bilmektir. Eğer siz de bu deneyimi yaşamak istiyorsanız, psikoterapist kadromuzla size destek sağlayabiliriz.
Psikoterapist Kimdir?
Psikoterapist, dört yıllık psikoloji lisans eğitimini tamamlayarak psikolog unvanı aldıktan sonra yüksek lisans eğitimini klinik psikoloji alanında tamamlayan kişilerdir. Elbette klinik psikolog olduktan sonra da bir yandan en az bir psikoterapi ekolünde eğitim almış ve danışan görmüş olması gerekmektedir. Psikoterapist olmak aslında sadece bu gereksinimleri tamamlamak da değildir.
Psikoloğun bu gereksinimleri tamamlamasının ardından kendini durmadan geliştirmesi ve sürekli süpervizyonlar ve yeni eğitimler alması gerekmektedir. Psikoloğun bu uzun yolculuğu uzun olduğu kadar zordur da. Ne yazık ki ülkemizde psikologların meslek yasası olmadığı için psikolog dahi olmayan kişiler psikoterapi yapmaktadırlar.
Bunun neticesinde de kamuoyunun gözünde herkes psikolog ve herkes psikoterapist görülmektedir. Psikoterapinin sadece dinlemek olduğu ve danışanın seansa sadece anlatmak için gittiği düşünülebilir. Psikologların ne yazık ki mesleki gerçeklerini duyurma yönünde de bazı eksiklikleri olmuştur. Terapi yapabilmek kolay bir süreç değildir çünkü bahsettiğimiz şey eğer işin ehli tarafından uygulanmazsa kişiye ciddi zararlar verebilir.
Hatta psikologların ilk amacı tedavi etmekten ziyade zarar vermemektir. Eğer donanımlı, tecrübeli ve yeterli olmayan bir terapist ile sürece başladıysanız yarardan çok zarar görebilirsiniz. Bunun için biraz önce de belirttiğimiz gibi ilk amacımız kimseye zarar vermemektir. Zarar vermemenin yolu da ilişki kurarken bazı kuralları gözetmekten geçer.
Bu kurallar terapinin özünü oluşturur çünkü psikoterapi asla sohbet değildir. Sohbet aile üyelerinizle veya arkadaşlarınızla yaptığınız ve size iyi gelen şey olabilir. Ancak terapi odasında kurulan ilişki profesyonel ve sınırları olan bir ilişkidir. Bu nedenle psikoterapist bu sınırlara uyan kişidir. Peki hep merak edilen ve çekiciliği olan terapi odasında neler oluyor?
Psikoterapist Odasında Neler Oluyor?
Terapi odası biraz önce de belirttiğimiz gibi bir kişinin en yakınlarına dahi anlatamadığı şeyleri paylaştığı yerdir. Terapi odasının belli kuralları vardır. Terapi odasında konuşulan şeyler terapi odasında kalır ve kimseyle asla paylaşılmaz. Kişisel bilgilerin korunması kapsamında psikoterapist danışanının anlatımlarından elde ettiği notlarını güvenli bir şekilde muhafaza etmekle yükümlüdür.
Terapi odasında çok önemli şeyler paylaşılabilir. Örneğin; bir kişi çevresi tarafından yargılanabileceği bir ilişkisini orada açabilir. Eşini aldattığını ama bundan çok pişman olduğunu söyleyebilir. Terapist bu bilgiyi danışanından onay almadıkça ve danışanın bilgisi olmadıkça asla kimseyle paylaşamaz. Bu durum gizlilik ilkesiyle sabittir ve değiştirilemez.
Ancak burada bir istisna söz konusu olabilir. Eğer danışan kendisini öldüreceğini söylüyor ve hazırlıklar yaptığını açıklıyorsa o zaman danışan bilgilendirilerek ailesine haber verilebilir. Danışanın intihar girişimi bu noktada psikoterapist tarafından özellikle dikkate alınır. Kendisine değil de başkalarına zarar verme durumunda da benzer bir prosedür izlenebilir.
Örneğin; danışan bir cinayet planı yaptığını ve herhangi bir kişiyi öldüreceğini belirtiyorsa o zaman bu durumun danışana da söylenerek güvenlik güçlerine bildirilmesi zorunludur. Aksi takdirde, olacaklardan bilgisi olup da bildirmemek çok olumsuz sonuçlara yol açabilir. Bu ve benzeri kişinin kendisine ya da topluma zarar vereceği kriminal olaylar dışında herhangi bir bilgi paylaşılmaz ve psikoterapist gizliliğe çok önem verir.
Terapi odasında ayrıca özgürlük vardır. Hiçbir duygu veya düşünce engellenemez. Örneğin; danışan ensest bir ilişki içerisinde bulunduğunu söylüyor ve bu durumun yarattığı suçluluk duygusundan kurtulamadığını belirtiyorsa psikoterapistin görevi danışanı yargılamak, suçlamak veya eleştirmek değildir. Kişinin bu dürtüsüyle çalışmak ve suçluluk duygusundan kurtulmasını sağlamak başlıca amaçları arasındadır.
Bunu belki de en çok bağımlılık alanında görmekteyiz. Madde bağımlısı bir danışan tedavi için merkeze geldiğinde danışana ruhsal destek alacak bir birey olarak bakılır. Ancak aynı kişi kolluk kuvvetleri tarafından yasadışı bir maddeyi kullanan bir kişi olarak görülebilir. Psikolog yargılayan, suçlayan veya eleştiren değildir ki tedavi sürecinde kişinin kullandığı maddenin yasal ya da yasadışı olmasına önem vermez.
Örneğin; bağımlılık alanında çalışan bir psikoterapist için alkol ve madde bağımlısı danışanları arasında bir fark yoktur. İkisi de bağımlılık tedavisi gören danışanlardır. Birisinin kullandığı maddenin alkol olması ve yasal olarak satılması, diğerinin ise uyuşturucu olması ve yasadışı olması hiçbir şeyi değiştirmeyecektir.
Özetle, psikoterapist terapi odasında yargılayıcı, suçlayıcı veya eleştirel bir misyona sahip değildir. Terapi odasında olanlarla alakalı en sık bilinen yanlışlardan birisi de terapistin yorumlar ve yönlendirmeler yapmasıdır. Evet, şunu kabullenmeliyiz ki ne yazık ki meslektaşlarımız arasında yorumlar yapan veya danışanı eleştiren şekilde yönlendiren kişiler de mevcuttur.
Ancak bu kesim tüm psikologlara oranladığımızda çok küçük bir azınlığı temsil etmektedir. Psikoterapist yorum yapmaz veya danışanını yönlendirmez. Bu psikoterapiden ziyade yaşam koçluğudur ki bu çok farklı bir alandır. Psikoterapistlerin yorum yapmamasının sebebi psikoterapi sürecinin yorumlar doğrultusunda şekillenen bir değişim süreci olmamasından kaynaklanır.
Arkadaşınız veya aile üyeleriniz yorum yapabilir ki bu yorumlar sizin ruhsal değişiminize etki etmez. Psikoterapist de bu noktada yorum yaptıkça sizde istediğiniz değişim gerçekleşmeyecektir.
Mentalium Psikoloji Kimdir?
Mentalium Psikoloji, Klinik Psikolog Onur Aydın tarafından İstanbul ilinin Kadıköy ilçesinde psikolojik destek verme amacıyla kurulmuştur. Mentalium Psikoloji bünyesinde çalışan uzman psikologlarımız başta depresyon, kaygı bozuklukları, travma, obsesif kompulsif bozukluk, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, fobi ve bağımlılık olmak üzere birçok bireysel sorunda ve çift aile sorunlarında destek sağlamaktadırlar.
Mentalium Psikoloji bünyesinde Kadıköy ve Mecidiyeköy şubelerinde psikolojik destek hizmeti sunan tüm psikolog arkadaşlarımız uzmanlıklarını klinik psikoloji alanında tamamlamış olup gerekli eğitimlerini almışlardır. Eğer sizin de psikoterapist arayışınız mevcut ise bize ulaşabilir ve randevu alabilirsiniz.
