3 Soruda Akran Baskısı ve Akran Zorbalığı
Çocuklarımız belli bir yaş itibariyle sosyal bir çevre edinmeye ve bu sosyal çevreye adapte olma sürecine girerler. Bazen bu adaptasyonun önünde bazı engeller mevcut olabilir. Akran baskısı veya akran zorbalığı da bu engeller arasındadır. Bunlar çocuğun ruhsal gelişimine ciddi zararlar verebilir ve yetişkin dönemlerde ortaya çıkan bazı sorunlara da kaynak olabilir. Eğer çocuğunuzun akran baskısı veya akran zorbalığı mağduru olduğunu düşünüyorsanız bizden randevu alabilirsiniz.
Akran Baskısı ve Akran Zorbalığı Nedir?
Akran baskısı genellikle çocuk ve ergenlerde görülen bir davranış türüdür. Olumlu ve olumsuz olarak ikiye ayrılabilir. Baskı kelimesi günlük kullanımda hafife alınan bir konu olsa da akranlar arasında yaşanan bu baskı bir çok olumsuz sonuca neden olabilir. Bu olumsuz sonuçlar çocuk veya ergen bireyi yetişkinlik dönemine yönelik hazırlar ve uzun vadeli sonuçlara sebep olabilir.
Bu sorunun oluşumu bulunulan yaş grubunun etkilerinde bir şeyi yapmak veya başarmak adına kendi yaş grubundan kişiler tarafından bireyin zorlanması veya cesaretlendirilmesidir. Akranları tarafından baskı yaşayan çocuk eğer kendine olan saygısı ve sevgisi yoksa ve eğer dışlanmaktan veya zarar görmekten korkuyorsa bu baskıya boyun eğebilir ve zarar görebilir.
Sonuçlarını düşünmeden baskıya boyun eğmek çocuğun veya ergenin uzun vadede suiistimal edilmeye veya manipüle edilmeye yatkın bir kişi olmasına neden olabilir. Genellikle çocukluk ve ergenlik dönemi onay alma ihtiyacının yoğun olarak hissedildiği bir dönemdir. Bu sebeple çocuk ve ergenlerde akranların uyguladığı baskı araştırmalara göre daha yoğun olarak gözlemlenmiştir.
Hayır deme becerisi eksik çocuk ve ergenler, aileye güveni az olan çocuk ve ergenler, öz saygı ve öz sevgisi az olan çocuk ve ergenler, özgüveni eksik olan çocuk ve ergenler bu akran baskısı konusuna daha duyarlı olurlar. Çocuk veya ergen birey, bir topluluğun üyesi olabilmek adına, ortamdan veya gruptan dışlanmamak adına, tepki çekmemek ve etiketlenmemek adına akran zorbalığına boyun eğebilir.
Bunlara örnek verecek olursak, okulu asmak, derste saygısızlığa uyum sağlamak, alkol, sigara veya madde kullanımına hayır diyememek ve uyum sağlamak, kurallara karşı gelmek, başkalarına zarar vermek, yapılan baskıya ve eleştiriye karşı gelememek, akademik performansa önem vermemek, hırsızlık ve mağazalardan ürün çalmak, taşkınlık yapmak, kapı zillerini çalıp kaçmak, mala zarar vermek, çetelere karışmak gibi örnekler verilebilir.
Bunun yanı sıra akran zorbalığı da oldukça yaygın bir durumdur. Çocuk ve ergenlere yapılan psikolojik şiddet davranışları günümüzde oldukça yaygındır. Çocuk veya ergen bireyin bulunduğu toplumdan veya gruptan dışlamak, kötü söz veya hakaret ile benliğine tehdit oluşturmak, sosyal medya üzerinde aşağılayıcı ve küçük düşürücü söylemlerde bulunmak, ortak alanlarda kişinin benliğine saygısızlık etmek, tehdit ve şantaj ile isteklerini yaptırmak ve buna benzer bir çok davranış akran zorbalığına örnektir.
Akran Baskısı Görenlerde Neler Yaşanır?
Akranları tarafından baskıya uğrama düzeyi yüksek olan çocuk ve ergenlerin özsaygı düzeylerinin düşük olduğu araştırmalarla kanıtlanmıştır. Akran baskısını ve akran zorbalığını yaşayan çocuk ve ergenler büyüdükçe de ortaya özgüveni olamayan, öz saygı ve öz sevgisi olmayan bireyler ortaya çıkabilir.
Aynı zamanda bunların yaşanmasından dolayı sosyal fobi veya sosyal anksiyete dediğimiz psikolojik rahatsızlığında görülmesi oldukça olanaklıdır. Kişi yaşadığı olumsuz deneyimler ve travmalardan dolayı artık sosyal ortamlardan kendini geri çeker, sürekli rezil olacağına ve onaylanmayacağına dair otomatik düşünceler oluşturur.
Sevilmemekten, rezil olmaktan, değer görmemekten, onaylanmamaktan, küçük duruma düşmekten, yanlış ve gülünç bir söz söylemekten korkar ve artık bu tip konuları düşünce yapısında felaketleştirmeye başlar bu yüzdende bu tip durumların yaşanma ihtimalinin olduğu ortamlardan oldukça sık bir biçimde kaçınır.
Akran Zorbalığından Korunmak İçin Ne Yapmalı?
Akranların baskısını ve zorbalığını önlemek için öğretmenlere, okulda çalışan psikolojik danışmanlara ve ailelere rol düşmektedir. Öğretmenler ve okulda çalışan psikolojik danışmanlar iyi bir gözlemci olmalıdır. Çocukların birbirlerine olan davranışlarını, iletişimlerini iyi gözlemleyerek okul ortamında bu konuda yaşanan veya yaşanacak olan olumsuz durumları engelleyebilirler.
Akranlarına karşı zorbalık ve baskıya yönelik davranışlara eğilimli olan çocukları aldıkları eğitimler eşliğinde mentorluk ederek daha doğru iletişime sahip bireyler olarak yönlendirebilirler. Ailelerin çocuklarına erken yaşta öğretecekleri bazı becerilerde çocuk veya ergen bireyin olumsuz deneyimler yaşamaması veya en aza indirgemesi adına önem arz etmektedir.
Çocuğa reddetme becerisinin öğretilmesi, birey olarak değerli biri olduğunun aktarılması, hayır demenin önemini ve gerekliliğinin öğretilmesi, hak aramak ve doğru bulduğu şeylerin peşinden gitmeyi öğretmesi çocuk veya ergen bireyin gelişimi için oldukça gereklidir.
Çocuk ve ergen bireye sınır koyma konusunda eğitim verilmelidir. Kendi sınırlarını ihlal edecek olan davranışlara hayır demesi gerektiği belirtilmelidir. Kendisine veya çevreye zarar verecek olan davranışların doğru olmadığı anlatılmalıdır. Yararlı ve zararlı arkadaş/insan kavramı çocuğa doğru ve eğitici bir dille anlatılmalıdır.
Bir statü veya kimliğe sahip olabilmek adına boyun eğme veya riskli davranışlarda bulunmaması gerektiği belirtilmelidir. Bir grubun üyesi olmak için veya gruptan dışlanmamak için istemediği hiçbir şeyi yapmak zorunda olmadığı anlatılmalıdır.
Psikolog Desteği Alınmalıdır
Akran zorbalığına maruz kalmış travmatik çocuğun yaşadıklarını gözlemlemek ve çocuğa yardımcı olmak onun etrafında olan her bireyi ilgilendirmektedir. Onun yanında olmak veya yardımcı olacağını belirtmek önemlidir.
Psikolojik destek ve yardım alması gereken çocuğun her zaman bu konuda bir destekçisi olduğunu ve yalnız olmadığını bilmesi iyileşme için önemli bir adımdır. Yoğun bir akran zorbalığına maruz kalmış çocuğun travmalarına karşı duyarsızlaşabilmesi için yardım alması gerekebilir. Bu durumu hafife almadan destek verilmelidir.
Bu durumu hafife almak da çocuğu yaşadığı değersizlikten çıkarmak yerine değersizliğini pekiştirecektir. Akran zorbalığına veya psikolojik şiddete maruz kalmış olan çocuk veya ergen birey ne kadar kısa sürede yardım alırsa yaşadığı olumsuz deneyimler o kadar az yer tutar ve kronikleşmez.
Ancak bu durumdan sonra yardım sağlanmazsa durumun sosyal anksiyeteye neden olması da göz önünde bulundurulmalıdır. Sosyal anksiyete ve olumsuz travmatik deneyimler kişinin günlük işlevini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle akran baskısı ve akran zorbalığı karşısında psikolojik destek kısa sürede başlamalıdır.