3 Soruda Evlilik Depresyonu Nedir?
Daha önce evlilik depresyonu diye bir tabir duydunuz mu? Evlilik depresyonu özellikle yeni evli çiftlerde daha çok görülen bir depresyon türüdür. Evlilik ile depresyon aslında birbirine çok zıt kavramlar gibi görülebilir ancak birçok kişi için evlilik bir depresyon kaynağı olabilir.
Evlilik depresyonu ilişkileri oldukça fazla olumsuz etkileyen bir ruhsal süreçtir. Partnerlerden en az birinin bu ruhsal rahatsızlığı yaşaması halinde ilişkide sorunların yaşanması kaçınılmaz hale gelebilir. Eğer siz de depresyonu tanımlayan belirtileri yaşadığınızı düşünüyorsanız depresyon tedavisi için bize ulaşabilirsiniz.
Uzman psikolog kadromuzdan depresyon tedavisi için psikolojik destek alabilirsiniz. Yazımızın devamında depresyon belirtileri ve evliliğin depresyonu nasıl tetiklediğini inceleyeceğiz.
Depresyon Nedir?
Bazı dönemler kendimizi biraz daha mutsuz, huzursuz, karamsar, çaresiz veya isteksiz hissedebiliriz. Ancak bu dönemler depresyonu tanımlamaması adına kısa sürmelidir. Depresyon ile biraz önce bahsettiğimiz bu olumsuz duyguların yaşanması birbirinden ayrı şeylerdir.
Depresyon bir ruhsal rahatsızlıktır ve hastalık olarak değerlendirilmektedir. Dünyada en sık görülen ruhsal rahatsızlık olan depresyonu tetikleyen birçok faktör vardır. Evlilik de depresyonu en çok tetikleyen faktörlerden biri olabilir. Herkes için depresyonu tetikleyen olay ya da durumlar aynı değildir.
Bu nedenle evlilik depresyonu her evli çiftte tetikler diyemeyiz. Depresyonu tetikleyen pek çok unsur vardır. Bugünkü yazımızda evlilik depresyonu nasıl etkiler sorusuna cevaplar arayacağız. Ancak ilk önce depresyonu tanımlamakla başlayalım.
Depresyon Belirtileri Nelerdir?
Depresyon, kişinin kendisini en az iki hafta süreyle ve haftanın her günü olumsuz bazı hisler ve düşünceler içerisinde bulmasıdır. Mutsuzluk, huzursuzluk, isteksizlik, çaresizlik, karamsarlık, odaklanma güçlüğü ve kararsızlık depresyonu en iyi açıklayan belirtiler arasındadır.
Depresyonda bu belirtiler görülmektedir ancak bu belirtilerin depresyonu tanımlaması için kişinin en az iki hafta boyunca bu belirtileri sergilemesi gerekmektedir. Ayrıca kişinin günün çoğunda bu belirtileri yaşaması gerekir ve belirtiler sebebiyle sosyal işlevselliğin de bozulması gerekmektedir.
Depresyonu gösteren en belirgin bulgulardan birisi kişinin kendisini mutsuz hissetmesidir. Depresyonu işaret eden mutsuzluk tablosu süreklilik oluşturmalıdır. Kişi sürekli kendisini mutsuz hissetmekle birlikte bu mutsuzluk herhangi yaşanan bir olumsuz olaya bağlanmamalıdır.
Kişi mutsuzluğa ek olarak depresyonu işaret eden bir diğer belirti olan huzursuzluğu da hissedebilir. Huzursuz ve gergindir ancak huzursuzluğuna bir neden de bulmakta zorlanabilir. İsteksizlik depresyonu gösteren bir diğer belirtidir.
Kişi kendisini o kadar isteksiz hisseder ki hiçbir şey yapmak istemez. Özellikle yeni evlilik yapan kişilerde hem eşinden hem de yakınlarından isteksizliği sebebiyle tepki görür. Ancak bu durum evlilik depresyonu ile ilgilidir.
Bir başka deyişle, kişi asla tembel değildir ancak depresyonun pençesindedir. Geçmişte zevk aldığı aktiviteler artık ona zevk vermemektedir. Hiçbir aktiviteyi yapmaya yönelik heyecanı kalmamıştır.
Heyecan, haz ve zevk duyguları adeta körelmiş gibidir. İsteksizliğin yanı sıra kişi artık eski enerjisini kendisinde bulamamaktadır. Eskiye göre daha bitkin, yorgun ve yılgındır. Fiziksel açıdan enerji harcamamasına rağmen yine de kendisini yorgun hisseder.
İsteksizlik sadece sosyalleşmeye yönelik aktivitelerde görülmez. Cinsel isteksizlik de depresyonu gösteren önemli belirtiler arasındadır. Evlilik depresyonu yaşayan yeni evlilerde cinsel isteksizlik partnerler arasında da olumsuzluklara sebep olabilir. Evlilik depresyonu yaşayan kişinin cinsel isteği azalmıştır ve cinselliğe eskisi gibi önem vermez.
Partnerinin libidosu ise azalmadığı için tartışmalar beraberinde gelebilir. Evlilik depresyonu erken tespit edilmediğinde veya partnerler bu rahatsızlığın belirtilerini araştırmaması halinde depresyonu yaşayan partneri isteksizlik sebebiyle suçlama eğilimi de görülür.
Bu sebeple daha çok tartışmaya sebep vermemek için isteksizlik yaşasa da zorunluluktan cinsel ilişkiye girenlerin sayısı hiç de az değildir. Bir diğer önemli depresyon belirtisi ise çaresizlik duygusudur. Evlilik depresyonu yaşayan kişilerde evlilik ile ilgili çaresizlik duyguları baskın olabilir.
Kişi partneriyle evliliğinin kötü gittiğini ve bunu düzeltme konusunda hiçbir çare bulamadığını düşünebilir. Boşanması durumunda yaşayabileceği çaresizliği düşünür ve bu olumsuz düşünceler zihnini sürekli kurcalayabilir.
Çaresizlik hisleri ile intihar düşünceleri arasında güçlü bir bağlantı olabilir. Hiçbir çıkış yolu olmadığını düşünen kişi kendisini o kadar çaresiz hisseder ki bazen aklından canına kıyma düşünceleri geçebilir. İntihar düşünceleri de en az intihar eylemi kadar dikkate alınmalıdır.
Düşünceler her zaman eyleme dönüşme riskini taşır. Evlilik depresyonu yaşayan kişilerde intihar düşüncelerine özellikle partnerin dikkat etmesi gerekir. Depresyonu evlilik sorunları tetiklemişse kişi kendisini çaresiz hissettiğinde intihar eylemine kalkışabilir.
Bazen de evlilik depresyonu yaşayan kişilerde intihar girişimleri bir yardım çığlığı olabilir. Kişinin içinde bulunduğu durumdan çıkmak ve depresyonu atlatmak için istediği yardımın ilanıdır. Ancak partnerler evlilik ile depresyonu bağdaştıramayarak intihar sinyalini göremeyebilirler. Psikolojik okuryazarlık bu nedenle çok önemlidir.
Evlilik Depresyonu Tedavi Edilir Mi?
Evlilik depresyonu tedavi edilebilen bir ruhsal sorundur. Kişinin tedavi için mümkün olduğunca erken başvurması tedavinin başarısı açısından da önemlidir. Evlilik depresyonu yaşayan bazı kişilerde aynı zamanda aile çift terapisi alınması da önerilebilir.
Ancak depresyonu her zaman evlilik içi sorunlarla özdeşleştirmek de doğru değildir. Evlilik depresyonu diğer depresyon türlerinden meydana geldiği zaman açısından farklılık gösterir. Kişi evlendikten sonra depresyon belirtileri göstermeye başlar.
Bu nedenle evlilik içi dinamiklerin başrolü oynadığını söyleyebiliriz. Buna rağmen partnerin depresyonu tetiklediğini söylemek her zaman mümkün olmayabilir. Evlilik depresyonu en ideal şekilde antidepresan ağırlıklı ilaç tedavisi ve psikoterapi sürecinin birlikte yürütülmesiyle tedavi edilmektedir.
İlaç tedavisi psikiyatrist eşliğinde yürütülen ve biraz önce de belirttiğimiz gibi antidepresan ilaçların kullanımıyla gerçekleşen bir yöntemdir. Buna karşılık, psikoterapi ise klinik psikolog eşliğinde gerçekleşen bir ruhsal değişim sürecidir.
Hedeflenen psikoterapi süreciyle depresyonu oluşturan olumsuz duygu, düşünce ve davranışların değişimidir. Eğer siz de evlilik depresyonu yaşıyor ve bundan kurtulmak istiyorsanız, uzman psikolog kadromuzdan destek alabilirsiniz.
