5 Maddede Psikolog Hakkında Önyargılar
Hiç bir psikolog ile görüştünüz mü? Psikolog hakkında önyargılar taşıyor musunuz? Peki bu önyargıları kırmak ve kendinize ruhsal değişim için bir şans vermeyi düşünüyor musunuz?
Eğer cevabınız evet ise hemen Kadıköy veya Şişli şubelerimizden birinden randevu alabilir ve tamamı klinik psikolog olan uzmanlarımızdan destek almaya başlayabilirsiniz. Eğer hala önyargılarınız varsa o zaman yazımızı okuyabilirsiniz.
Neden Psikolog İle Görüşme İhtiyacı Hissederiz?
İnsan yaşamı uzun bir yolculuktur. Her yolculukta zaman zaman zorluklarla karşılaşabiliriz. Yaşadığımız şehirden yola çıktığımızda hava güneşli ve yolculuğa elverişli iken biraz zaman geçtiğinde başka bir şehre ulaştığımızda ise yoğun sisle karşılaşabiliriz.
Yolculuğun güvenliği açısından önceden önlemler almamız elbette işimize yarar ancak her zaman önlemler bizim elimizde olmayabilir. Önlem alamadığımız veya hazırlıksız yakalandığımız durumlarda güçlükler yaşayabiliriz.
Ancak insan öyle yaratılmıştır ki her zorluğa bir süre sonra alışabilir. Bu alışma süreci bazen dakikalar içerisinde olabilir, bazen ise yıllar alabilir. Bazen kolay bazen zor olabilir.
Kolay veya zor olmasının yanında herkes bu zorluklardan farklı şekilde etkilenebilir. İnsanın ne kadar etkilendiği her insanın tek olmasıyla alakalıdır. Bazı ortak özelliklerimiz olsa da herkes çok farklıdır.
Tek yumurta ikizleri bile genetik açıdan çok ortak özellikleri olsa da farklı duygular, düşünceler ve davranışlara sahiptir. Bu farklılıklarımız bizi biz yapandır ve insanı güzel yapandır.
Toplumu oluşturan her birey aynı şekilde düşünseydi, aynı hisleri yaşasa veya aynı şekilde davransaydı gerçekten daha mutlu bir çevrede yaşıyor olabilir miydik?
Tek tip bireyler olmadığımıza göre yaşadığımız olaylara verdiğimiz tepkiler de aynı olmayacaktır. Tepkilerimiz aynı olmadığına göre yaşadıklarımıza karşı oluşan hislerimiz ve düşüncelerimiz de aynı değildir.
Dolayısıyla herkes yaşadıkları zorluklar karşısında aynı şekilde hayatta kalamaz. İşte bu yüzden yaşamın zorluklarına karşı kendi formüllerimizi ortaya koyamadığımız zamanlarımız olmuştur ve olacaktır.
Bu zamanlarda psikolog desteği almamız gerekebilir. Şimdi bunu biraz senaryolaştıralım. Özge 35 yaşındadır ve İstanbul’un Kadıköy ilçesinde ikamet eden bir mühendistir. İyi bir eğitim almıştır, kariyerinde başarılar vardır ve Kadıköy gibi güzel bir semtte güzel bir evde oturmaktadır.
Son zamanlarda eşiyle kendi ifadesiyle ciddi sorunlar yaşamışlar ve sonunda ayrılmaya karar vermişlerdir. Aslında ayrılığın kendisi için bir kurtuluş olacağını düşünmüştür.
Hatta ayrılık neticesinde Kadıköy dışında bir ilçeye taşınarak ondan uzak kalacağını ve mutlu olacağını da düşünmüştür. Ayrılık günü gelir ve tek celsede boşanırlar. Ancak Özge mutlu değildir.
Bu kez kendi kendine Kadıköy bana onu hatırlatıyor der ve biraz buralardan uzaklaşmaya karar verir. Kadıköy gerçekten de ona eşini ve yaşadıkları kötü günleri hatırlatmaktadır çünkü yıllar boyunca Kadıköy ve çevresinde zaman geçirmişlerdir.
Kadıköy bölgesinde gittikleri restoranlar, kafeler veya mekanları gördükçe kendisini mutsuz ve karamsar hissetmektedir. Bu yüzden Kadıköy ilçesinden taşınmaya karar verir ancak bir süre sonra şehir değiştirmesine rağmen hala mutsuz ve karamsar olmaya devam ettiğini de fark eder.
Bu durumdan ve olumsuz hislerden kurtulmak için psikolog aramaya başlar. İşine geri dönmek zorunda kalmıştır ve tekrar Kadıköy bölgesine geri dönmüştür. Kadıköy psikolog arayışına girer ve kendisine Kadıköy bölgesinde bir psikolog bulmaya karar verir.
Psikolog Hakkında Önyargılar
Özge psikolog arayışına girmiştir ancak Kadıköy psikolog açısından çok zengin bir ilçe olduğu için birçok seçenek ile karşılaşır. Peki doğru psikolog kimdir?
Bir yandan da psikolog hakkında önyargılar peşini bırakmaz. Daha önce psikolog ile görüşen bazı arkadaşlarının olumsuz söylemleri ister istemez psikolog hakkında önyargılar oluşmasına sebep olmuştur.
Yazımızda Özge’nin yaşadığı gibi birçok kişinin zihninde olan psikolog hakkında önyargılar konusunu işleyeceğiz. Aşağıda psikolog hakkında önyargılar ve bu önyargıları dağıtabilecek bazı ipuçları listelenmiştir.
Psikolog Hiçbir İşe Yaramaz
Özge’nin biraz önce bazı arkadaşlarının psikolog hakkında önyargılar sahibi olduğunu söylemiştik. Bazı insanlar psikolog ile görüşmelerinin neticesinde ruhsal değişim yaşayamamış olabilirler.
Bunun neticesinde de psikolog hakkında önyargılar geliştirirler. Bunda birçok sebep vardır elbette. Bu durumu da biraz senaryolaştıralım. Özge psikolog arayışına girdiğinde bir psikolog tavsiyesi istemektedir ve bu durumu bir arkadaşıyla paylaşır.
Özge’nin arkadaşı Didem Kadıköy bölgesinde kendisine yakın bir psikoloğa gitmiştir. Didem birkaç yıl önce kendisini depresyonda hissetmiştir ve bununla alakalı profesyonel destek arayışına girmiştir.
Gittiği psikolog ile ilk görüşmesinde psikoloğun kendisini sadece dinlediğini ve hiçbir tavsiye vermediğini görmüştür. Bu durumda psikoloğa niye gittiğini sorgulamıştır ve bir daha da gitmemiştir.
Bir süre sonra sorunun düzelmediğini görünce tekrar bir psikolog ile görüşme ihtiyacı hissetmiştir. Bu kez yine Kadıköy ilçesinde kendisine daha uzak da olsa çok tavsiye edilen bir uzmana gitmiştir.
Bu kez gittiği psikolog çok daha tecrübeli ve daha donanımlı bir uzmandır. İlk görüşmeye kendi ifadesine göre büyük umutlarla gitmiştir ancak bu görüşmede de psikoloğun sadece kendisini dinlediğini ifade etmiştir.
Artık Didem psikolog hakkında önyargılar geliştirmiş ve tüm psikologlar için işe yaramaz olarak etiket yapıştırmıştır. Peki gerçekten psikolog ile görüşmek kişide ruhsal anlamda değişime sebep olmaz mı yoksa Didem mi çok aceleci davranmaktadır?
Psikolog hakkında önyargılar oluşan birçok kişinin beklentileri bu duruma sebep olmaktadır. Kadıköy psikolog arayışında olan birisinin bu durumdan yola çıkarak gittiği ilk seans büyük beklentiler taşıyabilir ancak ilk seans her zaman tanışma seansıdır.
Kişiye hiçbir ruhsal müdahalenin olmadığı ve sadece kişiyi tanıyabilecek ve sorunu tanımlama noktasında hazırlık yapılan bir seanstır. İlk seans kişi ile psikolog arasındaki bir ilişkinin oluşması için ilk adımdır.
Bu ilk seansta kişinin aile öyküsü, yaşam öyküsü, neden başvurduğu ve nelerin değişmesini istediği konuşulur. Hatta bu gündemlerden bahsetmek için ilk seansta zaman da yetmeyebilir.
Yıllarınızı geçirdiğiniz ebeveynlerinizden ve onlarla ilişkinizden 45 dakika içinde ne kadar bahsedebilirsiniz ki aslında ağırlık vermemiz gereken de sizin yaşam öykünüzdür.
Bir psikolog ilk önce sizi tanımalıdır ki size yardımcı olabilsin. İlk seans bir tanışma seansıdır ve müdahale ancak ikinci veya üçüncü seansta başlar. Bu nedenle psikolog hakkında önyargılar gelişmemesi adına sabırlı olmakta fayda vardır.
Bu konuda endişeleriniz varsa da bunu psikolog ile paylaşmanız psikoloğun bu durumda sizi rahatlatmasına sebep olacaktır. Psikolog ile ilk görüşmede veya ilk görüşmelerde terapi sürecine dair hedefler bunun için oluşturulur.
Eğer psikolog ile danışanın hedefleri ortak noktada buluşmazsa kişi süreçten memnun kalmaz. Böylece psikolog hakkında önyargılar da kaçınılmaz şekilde ortaya çıkar.
Psikolog İlaç Yazmıyor Ki
Psikolog hakkında önyargılar arasında ilaç kullanımının düzenlenmesi de önemli bir rol oynar. Özge Kadıköy psikolog arayışına girmiştir ancak psikolog ile psikiyatrist arasında bir ayrım yapmış mıdır?
Örneğin; Özge internet üzerinden arama motorlarına Kadıköy psikolog diye arama yapmıştır ve çıkan ilk linke tıklamıştır. Ancak Özge sorunlarını ilaç yoluyla mı yoksa psikoterapi desteğiyle mi yenmek istemektedir?
Özge bu ikisinin ayrımını bilmekte midir? Eğer ilaç tedavisi almak istiyorsa Kadıköy psikolog arayışı yerine Kadıköy psikiyatrist arayışına girmesi gerekmektedir. İki durumu da inceleyelim Özge’nin yaşadığı sorun üzerinden.
Özge depresif bazı belirtiler sergilemektedir ve bu durumun artık düzelmesini istemektedir. Bu durumda kendisi bir hedef belirlemelidir. Eğer yalnızca ilaç tedavisi almak istiyorsa bu durumda psikolog ile görüşmesi halinde ilaç tedavisi alamayacaktır.
Eğer psikoterapi almak istiyorsa da psikoterapist olmayan bir uzman hekimle görüşüyorsa da psikoterapi sürecine giremeyecektir. Hangi durumda ne istediğine karar veremiyorsa bir psikolog ile görüşüp fikir de alabilir.
Özge’nin yaşadığı depresyon üzerinden bir tercih sunacak olursak psikoterapi öncelikli olacaktır. Ancak yaşadığı şizofreni veya bipolar bozukluk gibi tıbbi temelli bir ruhsal rahatsızlık ise öncelikli olarak ilaç tedavisi etkili olacaktır.
Özge’nin yaşadığı depresyon sorununu ele alırsak psikoterapi öncelikli temel müdahale olacaktır ancak ilaca da ihtiyaç söz konusu olabilir. Bu durumda psikiyatrist ve psikolog ortak şekilde çalışacaktır.
Depresyonda psikoterapinin önemini vurgulayan bir çalışmadan bahsetmeden geçmek olmaz. Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir araştırma bize majör depresyon için psikolog desteğinin oldukça etkili olduğunu göstermektedir.
Araştırmada majör depresyon nedeniyle hastane yatışı alan 200 depresyon hastası ile çalışma yapılmıştır. Bu hastalardan 100’üne sadece antidepresan tedavisi uygulanmışken diğer 100 hastaya ise hem antidepresan tedavisi hem de psikolog desteği sunulmuştur.
Tedavi süreçlerinden sonra majör depresyon hastaları uzun yıllar boyunca belli aralıklarla takip edilmiş ve sonuçlar paylaşılmıştır. Sonuçların arasındaki fark çok şaşırtıcıdır.
Yalnızca antidepresan ilaçları kullanan hastaların yüzde 70’inde en az bir kez daha depresyon atağı tekrarladığı görülmüştür. Öte yandan, hem ilaç kullanan hem de psikolog ile görüşmeler yapanlarda ise bu oran sadece yüzde 20 olmuştur.
Depresyon gibi tekrarlayabilen bir ruhsal rahatsızlıkta psikolog desteğinin önemi işte bu şekilde büyüktür. İlaç kullanımı önemlidir ancak psikolog desteği almak birçok ruhsal sorunda birincil derecede önemli etkiye sahiptir.
Antidepresanlar kişinin depresyon ataklarının oluşumunda etkili olan bazı kimyasalların eksikliğini gidermede etkilidir ancak ilaçlar bırakıldıktan sonra depresyon tekrarlayabilir. Bunda kişinin ilaçlarla düşüncelerinin değişiminin gerçekleşmemesi de etkilidir.
Kişinin yaşadığı olaylara veya içinde bulunduğu durumlara karşı bakış açısını, değerlendirmesini, algılamasını ve yorumlamasını düşünce olarak tanımlarsak psikolog bu değişime destek olan kişidir.
Psikolog ilaç yazmaz ancak sizin olumsuz duygu, düşünce ve davranışlarınızın değişmesi konusunda size destek sağlayabilir. İlaçlar bittikten sonra sorunlar tekrarlanabilir ancak psikoterapi daha uzun vadeli sonuçlar yaratır.
Psikolog Ücretini Verirsem Daha Kötü Olurum
Psikolog hakkında önyargılar deyince akla gelenlerden birisi de seans ücretleri konusudur. Günümüzde artık birçoğumuz kabul ediyoruz ki finansal kaygılar aldığımız kararlarda önemli etkiye sebep olabiliyor.
Evet, para gerçekten de önemli ve birçoğumuz finansal yönden zor zamanlar geçiriyoruz. Psikolog hakkında önyargılar denilince de finansal önyargılar da önemli rol oynamaktadır.
Ancak önyargıların yanlış olduğu gibi bu da yanlış bir bakış açısı olabilir. Elbette bazı psikolog meslektaşlarımızın seans ücretleri diğerlerine göre daha fazladır.
Hatta bazı psikiyatristlerin seans ücretleri çok ciddi rakamlara ulaşmıştır. Elbette herkes kendi ekonomik koşulları çerçevesinde psikolog veya psikiyatrist arayışına girebilir.
Ancak bir psikolog ile ömür boyu görüşülmez ve bu sonu olan bir süreçtir. Kadıköy bölgesinde ortalama seans ücretleri 350-400 TL civarındadır.
Ortalama bir özel hastanede ise bir doktorun takibinde bulunmak için ödenen vizite ücreti ise 400-500 TL arasındadır. Üstelik Mentalium Psikoloji dahil Kadıköy çevresindeki birçok psikolojik danışmanlık merkezinde test ve tetkikler için hiçbir ek ücret ödenmemektedir.
Ancak fiziksel rahatsızlıklarda kan tahlilleri, görüntüleme tetkikleri vb. birçok test için çok daha fazla ücretler ödenmektedir. Örneğin; karaciğer rahatsızlığınız varsa alınan testler ve tetkikler için defalarca gastroenterolog ile görüşmeniz gerekmektedir.
Ancak birçok kişi fiziksel sağlığı için kendilerine göre fazla gelen masrafları bile karşılamayı göze alırken ruh sağlığı için ise ertelemeyi düşünmektedirler.
Ancak ruh sağlığınız bozulmuşken fiziksel sağlığınızın iyi olması ne kadar beklenebilir? Örneğin; psikosomatik ağrıları olan kişiler ruh sağlıkları bozulduğu için fiziksel ağrılar da yaşamaktadırlar.
Ruh sağlığımız bozulduğunda fiziksel sağlığımız da etkilenebilir. Benzer şekilde, fiziksel sağlığımız bozulduğunda da ruh sağlığımız olumsuz etkilenebilir.
Dolayısıyla beden sağlığımıza ne kadar yatırım yapıyorsak en az bir o kadar da ruh sağlığımıza yatırım yapmak değerlidir. Üstelik biraz önce de belirttiğimiz gibi psikolog ile yapacağınız görüşmeler belli bir süre devam edecektir.
Her zaman her ruhsal sorunda yıllarca psikolog ile görüşmeniz beklenmez. Hatta bilişsel davranışçı terapiler örneğin birçok psikoterapi ekolüne göre daha kısa vadeli çözüm sunmaktadır.
Bazen kişisel harcamalarımızdan bile ufak kesintiler yaparak psikolog ile görüşebiliriz. Psikolog hakkında önyargılar arasında geçen bu durum da aslında psikoterapiye karşı bir direnç olarak düşünebiliriz.
Belki de bu durum kişinin psikolog desteğine karşı verdiği değerle ilgilidir. Bu değer aslında farklı bakış açılarından değerlendirilebilir. Biraz önce verdiğimiz örnekle devam edelim.
Özge son zamanlarda depresif belirtiler göstermektedir ve oldukça mutsuz ve karamsardır. Özge bu durumdan çıkamadıkça ve depresyonu atlatamadıkça işine odaklanmakta da güçlük çeker.
Depresyon öyle bir ruhsal rahatsızlıktır ki kişinin çalışma motivasyonu, odaklanma gücü ve isteği de oldukça olumsuz şekilde etkilenmektedir.
Depresyon nedeniyle kendisini kötü hisseden Özge’nin maddi olarak iyi durumda olması veya olmaması aslında onun için bir şey ifade etmemesine neden olur.
Bu nedenle Kadıköy psikolog arayışında olan Özge için maddiyattan ziyade bir an evvel kendini iyi hissetmesi ön planda olacaktır. Psikolog bu zor günlerimizde bizim desteğine ihtiyaç duyduğumuz ruh sağlığı profesyonelidir.
Psikolog İle Görüşeceğime Alkol Alırım
Bu görüş de sosyal medyada sık sık karşılaştıklarımızdan biridir. Yine Özge örneğinden devam edelim. Özge son zamanlarda kendisini kötü hissetmekteydi.
Eşinden boşandıktan sonra artık hiç kimse ile mutlu olamayacağını düşünen Özge hiçbir ilişkisinin iyi gitmeyeceğini ifade ediyordu. Bir akşam eski eşinin bir eşyasını tesadüfen evde gördü ve ağlamaya başladı.
Artık kimsenin onu sevmeyeceğini ve kimseyle mutlu olamayacağını düşünmekteydi. Hiçbir ilişkisinin iyi gitmeyeceğini düşünürken kendini derin bir karamsarlık içinde bulan Özge bu durumdan kurtulmak için alkol almaya başladı.
İçtikçe daha çok ağlıyordu ve sanki biraz daha rahatladığını düşünüyordu. O gece fazla içti ve ertesi sabaha hiçbir şey kalmayacağını düşündü. Alkolün gevşetici etkisi geçtikten sonra yine mutsuz, karamsar ve çaresizdi.
O zaman tekrar aynı şeyi yaparsa belki biraz daha unutabileceğini ve kendini iyi hissedeceğini düşündü. Ertesi akşam yine çok fazla alkol aldı. Bir süre durum böyle devam etti.
Psikolog ile görüşmek ve olumsuz duygu, düşünce ve davranışlarını anlatmaktansa içmeyi tercih ediyordu. Alkol kullanarak sorunlarını halının altına itmeyi düşünüyordu. Ancak bir şeyi hiç hesaba katmıyordu.
Hesaba katmadığı şey psikolog ile görüşmek ve iyileşmek yerine alkol almasının sorunlarını azaltmak yerine daha çok arttıracağıydı. Alkol ile depresyon arasında çok güçlü bir ilişki vardır.
Daha doğru bir ifadeyle sunacak olursak, alkol bağımlılığı ile depresyon arasında güçlü bir bağ vardı. Alkolün kullanım miktarı ve sıklığı arttıkça artık Özge alkol bağımlısı olma yolunda hızla ilerliyordu. Artık içmeden duramıyor ve içmediği zamanlarda kendisini daha kötü hissediyordu.
Ve nihayetinde Özge bir alkol bağımlısı haline gelmişti. Peki alkol alma davranışını seçmek yerine Özge psikolog adı verilen bir ruh sağlığı profesyonelinden destek alsaydı ne olurdu?
İkamet ettiği Kadıköy ilçesindeki yüzlerce uzmandan birisiyle görüşse ve olumsuz duygu ve düşüncelerini paylaşsa bu süreci daha kolay atlatamaz mıydı?
Bazen sorunlar bizim düşündüğümüzden daha kolay çözümleri barındırır ancak biz bu çözümleri tek başımıza göremeyiz. Sorunlara dair çözümleri göremediğimiz için de kendimizi oldukça çaresiz ve karamsar hissederiz.
İşte bu sebeple bir psikolog bu sorunları çözmemiz noktasında bize tarafsız, yadırgamayan ve yargılamayan şekilde destek olabilir. Yaşadıklarımız ve sergilediğimiz davranışlar noktasında bizi yargılamaz.
Psikolog Beni Ayıplayabilir
Psikolog hakkında önyargılar bahsi geçerken suçlanmadan bahsetmemek olmazdı. Bir psikolog ile görüşmekten kaçınmanın önemli sebeplerinden birisi de yargılanma ve suçlanma korkusudur.
Belki de bu korkuya çevremizdekiler sebep olmuştur. Yaşadıklarımızı, yaşadıklarımıza dair hissettiklerimizi, hislerimiz neticesinde zihnimizde oluşan düşüncelerimizi ve eylemlerimizi bir arkadaşımız ile paylaştığımız zaman bazen hiç ummadığımız tepkilerle karşılaşabiliriz.
Bazen yanlış yaptığımız yüzümüze o kadar sert ve keskin şekilde vurulur ki bundan utanç duyarız. Böylece artık hislerimizi kimseye açmak istemeyiz.
Nasılsa bizi suçlayabileceğini düşünürüz ki gerçekten bazen en sevdiklerimiz bile iyi niyetle olsa da bizi suçlayabilirler. Ortada bir sorun olmadığını söylemeleri bile kendimizi kötü hissetmemize neden olabilir.
Aslında söylemleri kendi içinde iyi niyet taşımaktadır ancak bu bizim kendimizi olumsuz yönde sorgulamamıza neden olur. Rahat batması olarak nitelenen herhangi bir olay bizi çok derinden etkilemiş olabilir.
Herkesin direnci birbiriyle aynı değildir. Peki psikolog bu durumda ne yapar? Özge Kadıköy bölgesinde bir psikolog bulmuştur ve hemen randevu almıştır. Aslında psikolog ile ilgili de önyargıları vardır çünkü herkes onu yaptıklarıyla suçlamaktadır.
Ya da belki Özge böyle düşünmektedir. Psikolog ile ilk görüşmesinde yargılanacağından, suçlanacağından ya da hissettiklerinden dolayı ayıplanacağından endişe eder.
Ancak hiçbir psikolog danışanını suçlamaz, yadırgamaz ve yargılamaz. Bu bir psikoterapistin temel felsefesidir. Arkadaşınız, dostunuz, eşiniz hatta anneniz veya babanız yargılayabilir ancak psikolog profesyoneldir ve duygularını işine karıştırmaz.
İşte bu sebeple sizi kesinlikle suçlamaz veya ayıplamaz. Her şeyden daha önemlisi gizlilik temel prensipler arasındadır. Özge Kadıköy Bağdat Caddesi’nde bir arkadaşı ile oturup bir şeyler içerken sorunlarını anlatmıştır.
Ancak o arkadaşının belki de iyi niyetle destek aramak için başka bir ortak arkadaşına bu durumu anlatmayacağını bilemez. Ancak psikolog hiçbir şekilde Özge’nin paylaştıklarını en yakınlarıyla dahi paylaşamaz.
Bu bir etik kuraldır ve Özge’nin anlattığı her şey Kadıköy lokasyonlu o psikolojik danışmanlık merkezinin o odasının dört duvarı arasında kalır. Gizlilik sayesinde danışan da psikoterapi sürecine uyum sağladıkça istediği her şeyi çekinmeden paylaşabilir.
Unutmayın ki terapi odası bir mahkeme salonu değildir, ruhsal değişim yolculuğunun bir istasyonudur. Bu istasyonda sadece değişim yaşanır ve kimse yargılanmaz.
Mentalium Psikoloji Kimdir?
2019 yılında Klinik Psikolog Onur Aydın tarafından Kadıköy Göztepe’de kurulmuş olan Mentalium Psikoloji bir psikolojik danışmanlık merkezidir. Kadıköy şubesinin ardından ikinci şubesi de 2021 yılında Şişli’de açılmıştır.
Hem Kadıköy hem Şişli şubelerimizde tamamı klinik psikolog olan ruh sağlığı profesyonelleri çalışmaktadır. Yine hem Kadıköy hem de Şişli şubelerimizde bireysel psikoterapi hizmetinin yanı sıra aile ve çift terapisi desteği de sunulmaktadır.
Bireysel psikoterapi konusunda destek sunduğumuz birçok alan vardır. Bunlardan bazıları depresyon, anksiyete, sosyal fobi, panik atak, özgül fobi, obsesif kompulsif bozukluk, kişilik bozukluğu, travma, DEHB ve ilişki sorunlarıdır.
Hem Kadıköy hem de Şişli şubelerimizde çocuk, ergen ve yetişkin gibi farklı yaş gruplarıyla çalışılmaktadır. Bağımlılık ve çocuk psikoterapisi şu anda sadece Kadıköy şubemizde sunulmaktadır.
Psikolog hakkında önyargılar kırılabilir. Siz de kendi ruhsal değişiminize bir fırsat tanıyın ve uzman psikolog kadromuzdan bu konuda destek almaya başlayın.