Skip to content Skip to footer

5 Soruda Bipolar Duygulanım Bozukluğu Nedir?

bipolar duygulanım bozukluğu

5 Soruda Bipolar Duygulanım Bozukluğu

Bipolar duygulanım bozukluğu ya da diğer sık bilinen adlarıyla bipolar bozukluk veya manik depresif bozukluk, kişinin yaşantısını önemli ölçüde etkileyen bir ruhsal rahatsızlıktır. Bipolar bozukluk adından da anlaşılabileceği gibi bir duygulanım bozukluğu olarak adlandırılabilir. Bipolar ingilizcede iki uçlu demektir. Bipolar bozukluk da böylece iki uçlu duygulanım bozukluğu olarak adlandırılabilir.

Bipolar duygulanım bozukluğu, birbirine zıt iki uçtan oluşur. Bu uçlardan birisi depresyon iken diğeri manidir. Kişi belli dönemlerde depresyon dediğimiz duygulanımı yaşarken diğer bir dönemde ise manik bir ruh haline bürünmektedir. Bu iki ruh hali arasında gidip gelen kişinin bu iki farklı dönemde de ruhsal sorunlar yaşadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Eğer siz de bipolar duygulanım bozukluğu yaşıyorsanız, bizimle iletişime geçebilir ve ruhsal destek almaya başlayabilirsiniz.

bipolar duygulanım bozukluğu nedir

Bipolar Duygulanım Bozukluğu Nedir?

Bipolar bozukluk olarak da bilinen bu ruhsal rahatsızlık, kişinin iki farklı ruh haline bürünmesiyle kendisini gösterir. Bu iki farklı ruh hali depresyon ve mani olarak adlandırılır. Depresif ve manik dönemde yaşananlar birbirine adeta zıttır. Kişi bu iki birbirinden farklı evreyi aynı gün içinde birkaç dakika içerisinde de yaşayabilirken aylar içerisinde de yaşayabilir.

Çoğunlukla depresif dönemleri izleyen manik dönemler aylar içerisinde yer değiştirebilir. Bipolar tanısı olan kişiler mutlaka ilaç tedavisi ve ruhsal destek takibinde olmalıdır. İki duygulanım arasında gidip gelirken kişinin ruhsal açıdan birçok zarar görmesi de kaçınılmaz olur. Depresyon dediğimiz dönemde kişi çok daha yavaş ve sessiz bir hale bürünürken, manik dönemde ise bipolar hastasının hayatı bir anda coşkun ve taşkın bir sürece girer.

Bu sebeple iki uçlu duygulanım bozukluğu kişinin sosyal, aile ve iş yaşamını oldukça olumsuz etkileyen bir ruhsal bozukluk olarak düşünülmektedir. Bipolar duygulanım bozukluğu tanısı alanların sayısı gün geçtikçe giderek artmakta ve bipolar bozukluğu bulunan bireyler de kendine yardım grupları oluşturmaya başlamışlardır. Bipolar bozukluk tanısı alan kişilerin kesinlikle düzenli destek alması gerekmektedir.

bipolar duygulanım bozukluğu depresyon evresi

Depresyon Nedir?

Depresyon, kişinin kendisini en az iki hafta süreyle mutsuz, huzursuz, gergin, çaresiz, karamsar, isteksiz veya yorgun hissettiği bir duygudurum halidir. Depresyonun varlığının tespit edilmesi için biraz önce de belirttiğimiz gibi en az iki hafta boyunca günün çoğunluğunda belirtilerin var olması gerekmektedir.

Depresyon, bipolar bozukluğun bir ucudur ve kişinin bipolar tanısı alması için mani adı verilen diğer ucun da var olması gerekir. Eğer kişide manik belirtiler en az bir dönemde belirgin halde bulunmazsa bu duygulanım bozukluğu daha çok unipolar depresyon olarak adlandırılır. Unipolar demek tek uçlu demektir.

Şimdi bipolar duygulanım bozukluğu olarak adlandırdığımız ruhsal rahatsızlıktaki depresyon evresini kişinin yaşadıkları açısından inceleyelim. Depresyon kişinin yaşadığı sıradan bir mutsuzluk tablosu değildir. Hayatımızın belli dönemlerinde kendimizi özellikle belli koşulların da etkisiyle mutsuz hissedebiliriz.

Örneğin; sevgilimizden ayrıldığımızda kendimizi yalnız, mutsuz veya çaresiz hissedebiliriz ancak bu durumun kronik hale gelmesi kabul edilebilir bir mutsuzluk tablosundan ayrılabilir. Depresif duygulanım belirli koşulların veya gelişmelerin etkisiyle oluşabilecek bir durum değildir çoğu zaman.

Bazı koşullar altında kendimizi kısa süreliğine mutsuz hissetmemiz gayet doğaldır. Örneğin; işyerinde patronumuzun bize karşı söylediği sözler bizi incitmiş olabilir ve o gün kendimizi çok mutsuz hissedebiliriz. Bu hisler belli bir olay çerçevesinde oluştuğu için kronik olarak devam etmez. O gün yaşadığımız mutsuzluk belki ertesi güne etki etmeyebilir ancak depresyon tablosu böyle bir durum değildir.

Hiç sonlanmayan ya da büyük ölçüde devam eden mutsuzluk haline daha çok benzemektedir. Kişi kendisini o kadar mutsuz hisseder ki hiçbir şey yapası gelmez. İşte depresyonun bir diğer önemli belirtisi olan isteksizlik de buradan doğar. Depresif belirtilerin yaşamına dahil olmasından önce kişi birçok şeyden zevk alabilmektedir. Haftasonları bisikletle deniz kenarında dolaşmak onun için harika bir aktivite olabilir.

Bir başka kişi için arkadaşlarıyla buluşup bir cafede oturmak ve gülüp eğlenmek harika bir zaman olabilir. Bir başkası için tek başına saatlerce basketbol oynamak çok zevkli olabilir. Ancak bipolar duygulanım bozukluğu dahilinde depresif evrede kişi bu aktivitelerin hiçbirinden zevk alamaz hale gelir.

Zevk alamadığı, haz duyamadığı ve yapmak istemediği için de bu aktivitelerden mümkün olduğunca uzak durmayı tercih edebilir. Bu tercih zamanla tüm eskiden keyif veren aktivitelerden de uzaklaşmasına neden olur. Bu aktivitelerden uzaklaştıkça daha da yavaşlar ve aktivasyonu git gide azalır. İsteksizlik ve hareketlerde yavaşlama bir anda gerçekleşen bir değişim olmayabilir.

Örneğin; depresif belirtiler başlarda daha hafif seyredebilir. Duygulanım bozukluğu henüz daha başlarda kendisini hissettirirken kişi arkadaşlarıyla daha seyrek buluşmaya başlayabilir. Sonra zamanla eskiden olduğu gibi edilen muhabbetlerden keyif alamadığını düşünerek arkadaşlarının buluşma çağrılarını cevapsız bırakmaya başlayabilir. Zamanla herkesle bağlantısını koparmaya başlayabilir.

Kişi eğer ailesiyle yaşıyorsa eve geldiğinde kendisini odasına kapatabilir. Birileriyle konuşmak dahi istemez. Konuşmak, paylaşmak veya sorunlarını anlatmak bile ciddi anlamda zor olabilir. Duygulanım bozukluğu ilerledikçe depresif belirtilerin şiddeti de git gide artar. Hobi olarak adlandırdığı aktivitelerden uzak kalan kişi zamanla daha fazla isteksiz hissettiği için rutin ve zorunda olduğu aktivitelerini de azaltmaya başlar.

Artık marketten alışveriş yapmak yerine online alışverişe yönelebilir. İşten eve, evden işe gidip gelirken artık işe dahi gitmekte zorlanabilir ve bir süre sonra işten ayrılabilir. Zamanla içinde yaşadığı alan giderek daralmaya başlar. İsteksizlik hissi depresyonun en zorlayıcı hallerinden birini oluşturmaktadır.

İsteksizliğin yanı sıra fiziksel bir yorgunluk, enerji azlığı ve bitkinlik hali de olabilir. Keyifsizlik hisleri kişinin kendisini daha fazla kötü hissetmesine neden olabilir. Depresyondaki kişi bu durumdan memnun değildir elbette ancak yine de değişim adımlarını atmakta çok güçlük çekmektedir. Bipolar duygulanım bozukluğu bulunan ve depresif dönemdeki kişilerde uyku sorunları da çok belirgindir.

Kişi depresif dönemlerde ya aşırı uyku hali hisseder ya da aşırı uykusuz kalabilir. Bu durum yaşantısını çok ciddi derecede olumsuz hissetmesine neden olabilir. Gece uykuya dalmakta zorlanabilir çünkü geceleri daha çok düşünmeye vakti olur ve olumsuz düşünceleri nedeniyle uyuyamaz. Uykusu kaçar ve daha çok düşünür, düşündükçe de ağlama nöbetleri geçirmesi olasıdır.

Bazı bipolar hastalarda sabahları uyanmakta da güçlük yaşandığı görülebilir. Uyku sorunları kişinin yaşamını olumsuz yönde önemli oranda değiştirebileceği için özellikle dikkat edilmesi gerekmektedir. Depresif duygulanım bozukluğu görülürken aynı zamanda iştah sorunları da ortaya çıkabilir. Kişinin iştahı ya çok açılabilir ve bunun neticesinde kilo alabilir ya da iştahı kesilir ve ciddi anlamda kilo kaybedebilir.

Depresyon tanısı alması için kişinin kilo alımı veya kaybının vücut ağırlığının en az yüzde beşinden fazla olması gerekmektedir. Örneğin; 100 kilo ağırlığındaki bir kişinin kilo alması halinde en az 105 kiloya ulaşması veya 95 kiloya inmesi kayda değer bir belirti olarak göze çarpabilir. Kilo değişimleri neticesinde kişinin dış görünüşünde değişimler yaşanır ve kişinin aynada gördüğü haline bakışı da değişir.

Depresif dönemde kişi aynadaki görüntüsünü yaşlanmış, çirkin, bakımsız veya aşırı kilolu/aşırı zayıf görebilir. Kendisini sevmekte güçlük çeken birey eskisi gibi güzel görünmediğini de düşününce özbakımına da artık önem vermemeye başlayabilir. Özbakımı git gide azalır ve kişi artık şahsi temizliğine, kılık kıyafetine ve bakımına önem vermemeye başlar.

Duş alma sıklığı azalabilir, aynı kıyafetleri günlerce giyebilir ve saçlarını taramaktan bile kaçınabilir. Kendisini güzel görmemekte ve güzel olsa bile değersiz hissetmektedir. Değersizlik hissi bipolar duygulanım bozukluğu varlığında depresif belirtilerin önde gelenleri arasındadır. Depresyon evresinde bipolar duygulanım bozukluğu tanısı olan kişinin çaresizlik duyguları göze çarpmaktadır.

Kişi kendini oldukça çaresiz hisseder ve herhangi bir sorununun çözülmeyeceğini düşünür. Onun düşüncesine göre çareler tükenmiş ve kişi herhangi bir çözüm yolu bulamamaktadır. Çözümsüzlük neticesinde kişi ilerleyebileceği bir rota bulamaz. Adeta puslu havada yolda kalmış ve önünü görememektedir. Benzer şekilde, kişinin karamsarlık hisleri ve buna bağlı olarak karamsarlık düşünceleri ortaya çıkmıştır.

Karamsarlığı geleceğe yönelik hiçbir şeyin düzelmeyeceği yönündedir. Hatta depresyon evresinde kişi her şeyin daha da kötüye gideceğini düşünmektedir. Örneğin; sevgilisinden ayrıldıktan sonra depresyon evresinde hiçbir zaman iyi giden bir ilişkisinin olmayacağını düşünmektedir. Ona göre tüm ilişkileri kötü gidecek ve hepsinin sonu ayrılıkla bitecektir.

Bipolar duygulanım bozukluğu yazımızın başında da belirttiğimiz gibi depresyon ve mani evresinden oluşur. İki evreyi birbiriyle kıyasladığımızda özellikle bipolar tanısı olan kişinin duygulanım bozukluğu incelendiğinde özellikle çevresi tarafından bir dönemde iyileştiği düşünülür. Ancak bu görüş kesinlikle yanlıştır.

Elbette bipolar duygulanım bozukluğu bulunan kişilerin yakınları semptomları birbiriyle kıyaslayarak bu düşünceyi geliştirirler ancak depresyon ve mani arasında böyle bir ayrım doğru değildir. İki dönem de hastalığın birer evresidir ve kişinin oldukça durgun haldeyken de coşkun haldeyken ruhsal rahatsızlığı devam etmektedir. İki süreçte de kişinin mutlaka psikolog desteği alması gerekmektedir.

bipolar duygulanım bozukluğu mani evresi

Mani Nedir?

Bipolar duygulanım bozukluğu için kişinin iyi ayrı duygu halinde gidip geldiğini belirtmiştik. Bunlardan ilki yukarda açıkladığımız depresyondu. Mani veya manik evre ise kişinin kendisini coşkun, taşkın, aşırı enerjik, büyüklenmeci, öfkeli veya aşırı neşeli hissettiği bir dönemdir. Bipolar duygulanım bozukluğu tanısı bulunan kişinin manik evresi aslında depresyondan çıkıp düzeldiği bir dönem değildir.

Depresyondakinin tersine kişi daha hızlı ve aktiftir ancak bu durum yine depresyondaki gibi kişinin sosyal yaşantısını etkileyecek derecede bir aktivite halini temsil eder. Manik dönemde kişinin coşkun ve taşkın bazı davranışlar sergilediğini görebiliriz. Bipolar tanılı kişi bu dönemde kavgalara karışabilir. Aşırı dürtüsel davranışları söz konusudur.

Dürtüsellik (impulsivite) kişinin sonunu ve yaptığı şeylerin sonucunu düşünmeden hareket etmesidir. Dürtüsel davranışlar bu evrede çok baskındır. Sonuçlarını düşünmeden hareket eden kişinin bu süreçte başı da sıklıkla derde girebilir. Yaptıklarının sonucunda zarar görme eğilimi olsa bile yine de düşünmeden hareket ettiği için sonuçları bazen ağır olabilir.

Kavgalara karışabilir ancak bu evreden sonra bu gibi davranışlarından dolayı pişmanlık yaşayabilir. Coşkunluk ve taşkınlık yerinde duramayacak derecede hiperaktiviteyi de düşündürebilir ancak herkesin bu derecede coşkun olmadığını da hatırlatmak isteriz. Bipolar duygulanım bozukluğu bulunan kişilerin aşırı neşeye sahip oldukları da görünebilir ancak bu durum içinde bulundukları koşullarla orantılı değildir.

Hepimiz zaman zaman neşelenebilir ve aşırı mutlu oluruz ancak bu duygudurum bir tetikleyiciyle bağlantılı gerçekleşmektedir. Örneğin; evlenme teklifi aldığımızda mutlu ve neşeli olabiliriz ancak hiçbir sebep yokken taşkınlık derecesinde neşe manik evrede görülebilir. Bunlara ek olarak, bipolar duygulanım bozukluğu dahilinde dürtüsel davranışlar sık sık görülmektedir.

Dürtüsellik biraz önce de belirttiğimiz gibi gerçekleştirdiğimiz eylemin sonuçlarını ayrıntılı ve detaylı düşünmeden davranışlar sergilememiz şeklinde açıklanabilir. Bazı dürtüsel davranışlar manik dönemde özellikle ortaya çıkabilir. Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanımı bir dürtü kontrol bozukluğunu da işaret edebilir ancak bipolar hastalığında manik evrede de görülmektedir.

Madde kullanan bireylerle aynı ortamda bulunduğunda daha önce hiç deneyimi olmamış olmasına rağmen ilk kez kullanım gerçekleşebilir. Ayrıca bipolar hastalarında daha önce tanı koyulmadığı zamanlarda dahi madde kullanımı gerçekleşmiş ve daha sonra kullanım terk edilmişse tekrar geri dönüş manik evrede sık sık görülebilir. Bu geri dönüşün temeli kontrolün kaybı ile açıklanabilir.

Manik evrede kişi dürtü kontrolünü büyük oranda yitirdiği için tekrar madde kullanımına geri dönüşü sıkça rastlanmaktadır. Bipolar duygulanım bozukluğu olan bireylerde yalnız madde kullanımı görülmez. Benzer şekilde, alkol kullanımı ve kumar oynama bozukluğu da sık sık görülmektedir. Kumar oynayan bipolar hastası kendi maddi imkanlarını fazlasıyla zorlayabilir.

Örneğin; manik evrede kişinin kredi başvuruları yaparak yüksek miktarda çektiği kredilerle yüksek miktarlarda bahis yaptığını görmek işten bile değildir. Bahis yaparken kendi kendine söylediği, zihninden geçen düşünceleri incelediğimizde büyüklenmeci bir tavrın da etkili olduğunu söyleyebiliriz. Kumar oynayan kişi kaybettiğinde oluşan borçları ne kredi çekerken ne de bahis yaparken asla düşünmez.

O anda kazanmaya odaklıdır ve kaybettiğinde nasıl borcu kapatabileceğinin de planlarını yapmamaktadır. İşte bu yüzden bu durum dürtüsellik olarak açıklanmaktadır. Sadece kazanmaya odaklı olduğu için kayıplarda yaşanacak borçlar manik evreden çıktığında peşi sıra gelme ihtimali olan depresyon evresinde kişinin kendisini daha depresif hissetmesine de neden olur.

Kişi ödeyemeyeceği borçların altında ezilirken kendisini çok daha fazla karamsar ve çaresiz hisseder. Bu durum depresyon evresinde yaşanan karamsarlık ve çaresizlik duygularına ekstra yük bindirmektedir. Elbette borçlar nedeniyle ailesi de bu süreçten etkilendiği için ailesi ve çevresindekilerden de sert tepkiler ve eleştiriler almaya başlar.

Manik dönemde bu eleştiriler ve tepkilere aldırış etmese de depresyon döneminde bu eleştirileri fazlasıyla dikkate alacaktır. Yani aslında bipolar duygulanım bozukluğu bulunan kişilerde mani ve depresyon dönemleri birbirinden bağımsız değildir. Birinde yaşananlar diğerini de oldukça etkilemekte ve kişinin ruhsal çöküntüsünü hızlandırmaktadır.

Duygulanım bozukluğu ile ilgili yapılan araştırmalarda bir diğer bulgu ise kişinin aşırı büyüklenmeci davranışlarının varlığı üzerinedir. Grandiyöz olarak adlandırdığımız büyüklenmeci düşünceler mani evresinde ağır basar. Kişi daha öncesinde kudretinin dışında gördüğü ve gücünün yetmeyeceğini düşündüğü şeyleri bu evrede gerçekleştirebilecek güçte olduğunu düşünebilir.

Örneğin; bir iş insanı sahip olduğu şirketin girmesi dahilinde ekonomik olarak zorlanacağını geçmişte düşündüğü bir ihaleye hiç düşünmeden girebilir. Bu elbette dürtüsel bir davranıştır ancak dürtüselliğin altında büyüklenmeci bir düşünce de yatmaktadır. Kendisinin her ihaleyi alabilecek güç, zenginlik ve donanımda olduğunu düşünebilir.

Her şeyi en iyi kendisinin bildiğini düşünür ve kimseye herhangi bir konuda danışma ihtiyacı dahi hissetmez. Bu nedenle bazı bipolar hastalarında aldıkları önemli kararlar daha sonra çevrelerindeki kişiler tarafından psikiyatrik rapor alınarak mahkeme süreciyle iptal ettirilebilir.

Bipolar duygulanım bozukluğu özelinde büyüklenmeci düşünceler hangi sosyoekonomik ve sosyokültürel yapıda olursa olsun her bireyi farklı şekillerde etkileyebilir. Ancak ortak nokta gücünün sınırlarının çok üstünde yeteneklerinin olduğunu düşünmesidir. Bipolar hastalarında ayrıca duygulanım bozukluğu mani evresindeyken aşırı hızlı araç kullanma ve riskli cinsel deneyimler de sıkça görülebilir.

Alkollüyken veya yağışlı havalarda hızlı araç kullanabilir ve bunu çılgın bir deneyim olarak nitelendirebilir. Korunmadan cinsel ilişkiye girebilir ve bu durumun getireceği riskleri göz ardı eder. İstenmeyen bir gebelik, cinsel yolla bulaşan hastalıklar bu risklerin en başında gelir. Örneğin; bipolar duygulanım bozukluğu olan birey bir hayat kadınıyla cinsel ilişki yaşayıp kondom takmayabilir veya korunma yollarını önemsemeyebilir.

Neticesinde başta HIV ve diğer cinsel yolla bulaşan virüslerin kendisine bulaşacağını düşünmez. Bana bir şey olmaz diyerek cinsel birliktelik yaşar ancak depresyon evresinde bu durumdan pişman olabilir. Hatta eliza testi yaptırır ve pozitif çıkmasından da oldukça endişe duyabilir. Bipolar duygulanım bozukluğu bulunan kişilerde mani döneminde tartışmalara dahil olma eğilimi de artış gösterir.

Bir mekanda herkes eğlenirken kendisine yönelik bir bakışı yanlış algılayarak olay çıkarabilir. Başkalarının çıkardığı kavgaya karışarak hem canını tehlikeye atabilir hem de başını belaya sokabilir. Bipolar hastaların mani döneminde görülen spesifik belirtilerden biri de düşünce akışının çok hızlı olmasıdır. Aynı anda çok şeyi düşünmeye çalışabilir ve çok fazla şeye odaklanmaya çalışmaları sebebiyle kurdukları cümleler nihayete eremeyebilir.

bipolar duygulanım bozukluğu tedavi edilir mi?

Bipolar Duygulanım Bozukluğu Tedavi Edilir Mi?

Bipolar duygulanım bozukluğu tedavisi olan bir ruhsal bozukluktur. Bu noktada tedavi için iki farklı yöntem vardır ancak iki tedavi yönteminin de birlikte uygulanması gerekmektedir. Bu yöntemlerden biri ilaç tedavisi iken diğer yöntem ise psikoterapi desteğidir. İlaç tedavisi uzman hekim aracılığıyla yürütülür.

İlaç tedavisi bipolar duygulanım bozukluğu vakalarında en az psikoterapi kadar önemlidir çünkü kişinin depresif ve manik dönemlerinde ilaç kullanması zorunlu haldedir. Bipolar duygulanım bozukluğu hastalarında duygudurum sürekli değişkendir. Bir manik uçta bir diğer dönemde ise depresif uçta seyreder ve duygudurum düzenlemesi gerekmektedir.

Bu nedenle bipolar hastalarda duygudurum düzenleyici antidepresanlar uygulanmaktadır. Duygudurum stabil hale getirilmelidir ve bunun için de ilaçların genellikle uzun vadede düzenli şekilde kullanılması gerekmektedir. İlaç tedavisi asla kişinin kendi başına aldığı bir kararla başka kişilerden tavsiye alınarak uygulanmamalıdır.

Bunun yerine uzman hekimin bipolar duygulanım bozukluğu tanısını koyduktan sonra verdiği ilaçlar verilen dozlar ve sıklıkla uygulanmalıdır. İlaç tedavisi önemlidir ancak en az ilaç tedavisi kadar psikolog eşliğinde yürütülen psikoterapi desteği de kritik bir rol oynar. Psikoterapi yönteminde bipolar tanısı olan bireyin duygu, düşünce ve davranışları incelenmektedir.

Kişinin duygu adını verdiğimiz hisleri bipolar bozukluk vakalarında oldukça değişkendir. Depresyon sürecinde mutsuzluk, huzursuzluk, çaresizlik, karamsarlık, kararsızlık, isteksizlik, yorgunluk vb. birçok farklı olumsuz duygu yaşanmaktadır. Bunları hissederken kişinin aklından bazı düşünceler geçer ve kendi kendine bazı şeyler söyler. Bu söylemlere biz otomatik düşünce deriz ve bu düşünceler bazı olayları veya durumları algılama, yorumlama ya da değerlendirme biçimimizi yansıtır.

İşte bu düşünceler depresyon sürecindeki gibi olumsuz düşünceler olabilir. Ayrıca bipolar vakalarındaki gibi manik düşünceler de var olabilir. Bu düşüncelerin daha gerçekçi ve işlevsel düşüncelerle yer değiştirmesi ve kişinin bu düşünceleri davranışlarıyla da desteklemesi psikoterapinin temel amaçları arasındadır.

Kişinin sorunlarla baş etme stratejilerini zamanla kendi başına gerçekleştirebilmesi de temel hedefler arasındadır. Bipolar hastalar genellikle çevrelerindeki kişilerle de hem manik hem de depresif evrede sorunlar yaşayabilir. Bu sorunların da psikoterapi sürecinde psikoterapist ile çözümlenebilmesi önemli hedefler arasındadır.

bipolar duygulanım bozukluğu mentalium psikoloji tedavi

Mentalium Psikoloji Kimdir?

Mentalium Psikoloji, Klinik Psikolog Onur Aydın’ın girişimleriyle Kadıköy Göztepe semtinde kurulmuş ve birçok ruhsal sorunda psikolojik destek sağlamayı amaçlamış bir psikolojik danışmanlık merkezidir. Bu ruhsal sorunlar arasında başta bipolar duygulanım bozukluğu, depresyon, anksiyete bozukluğu, travma, fobi, obsesif kompulsif bozukluk, sosyal fobi, bağımlılık ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olmak üzere bireysel ve aile çift terapileri vardır. Eğer siz de bipolar duygulanım bozukluğu tedavisi görmek istiyorsanız, psikolog kadromuzdan destek almak için bize başvurabilirsiniz.

klinik psikolog onur aydın kimdir? istanbul uzman psikolog

Mentalium Psikoloji Kadıköy psikolog alternatifleri arasında öne çıkan bir psikolojik danışmanlık merkezidir. Eğer aradığınız İstanbul psikolog seçenekleri arasında uygun fiyatlı, etik çalışan ve kurumsal bir merkez ise bizi tercih edebilirsiniz.

Mentalium Psikoloji © 2024. Tüm Hakları Saklıdır.