Skip to content Skip to footer

5 Soruda Depresyon Tedavileri Nelerdir?

depresyon tedavileri

5 Soruda Depresyon Tedavileri Nelerdir?

Depresyon, kişinin süreklilik gösterecek şekilde kendisini mutsuz, huzursuz, gergin, çaresiz, karamsar, isteksiz, yorgun veya üzgün hissetmesiyle kendisini gösteren yaygın bir ruhsal bozukluktur.

Depresyon dünya üzerinde en yaygın görülen ruhsal sorundur diyebiliriz. Ortalama her 10 kişiden birisi depresif duygudurum bozukluğu yaşamaktadır.

Depresyon tedavileri olan bir ruhsal sorun olmakla birlikte birçok tedavi seçeneği mevcuttur. Bugünkü yazımızda depresyon tedavileri ve tedavileri nasıl elde edebileceğinizi paylaşacağız.

Eğer siz de depresyondan kurtulmak isterseniz, psikolog kadromuzdan destek alabilir ve depresyonu atlatabilirsiniz.

depresyon tedavileri

Depresyon Nedir?

Depresyon, kronik ve dönem dönem tekrarlayabilen bir ruhsal rahatsızlıktır. Depresyon demek sıkça bilinenin aksine bir insanın zaman zaman kendisini mutsuz hissetmesi değildir.

Depresyondaki birey mutsuzluğu hissedebilir ancak depresyonu yalnızca mutsuzluk olarak açıklarsak yetersiz bir tanım olarak kalacaktır. Bir kişinin bu tanıyı alabilmesi için birçok kriter mevcuttur.

Bunlardan ilki kişinin olumsuz duygu ve düşünceleri günün büyük çoğunluğunda yaşamasıdır. Yani gün içinde süreklilik arz etmesi oldukça önemlidir. Ayrıca biraz önce dönem dönem kendimizi mutsuz hissetmemizin normal olduğunu belirtmiştik.

Depresyondaki durum ise çok daha farklıdır. Kişi en az iki hafta süreyle kendisini depresif hisler ve düşünceler içerisinde bulmalıdır ki depresif duygudurum tanısı alabilsin.

En az iki hafta süre ile her gün bu hisler ve düşünceler kişide bulunmalıdır. Depresyonda sadece mutsuzluk ön plana çıkmaz. Ayrıca kişinin huzursuz ve gergin bir ruh hali mevcuttur.

Kişi bir yandan da isteksiz, yorgun ve bitkindir. Hiçbir şey yapmak istemez ve yapacak hali de yoktur. Cinsel isteksizlik vardır ve cinsel girişimleri azalmıştır. İştah ve uyku sorunları yaşamaktadır.

Ayrıca çaresizlik, karamsarlık içeren ve bunların neticesinde intihar düşünceleri mevcuttur. Bu duygu ve düşünceler neticesinde kişinin sosyal işlevselliğinin de bozulmuş olması depresyon kriterleri arasındadır.

Peki depresyondaki birey kendini nasıl hisseder? Yazımızın devamında depresyondaki bireyin neler yaşadığına değindikten sonra depresyon tedavileri ve ideal tedavi yaklaşımını inceleyeceğiz.

depresyonda neler yaşanır ve hangi noktada depresyon tedavileri gerekir?

Depresyonda Neler Yaşanır?

Hiç depresyon tanısı aldınız mı? Eğer aldıysanız muhtemelen biraz sonra yaşadıklarınızı okuyup kendi ruh halinizi anlattığını düşüneceksiniz.

Eğer depresyonda olduğunu düşündüğünüz bir yakınınız var ise o zaman onun neler yaşadığı hakkında fikir edineceksiniz. Depresyondaki insanlara yaklaşım çok önemlidir.

Ne yazık ki depresyondaki birçok bireye çevresindeki kişiler tarafından şımarıklık yaptığı, tembel olduğu veya asık suratlı olduğu yönünde eleştiriler yapılır.

Bu eleştiriler depresyondaki bireyin davranışları gözlemlenerek başkaları tarafından yapılmaktadır ancak durum uzaktan bakıldığı gibi değildir.

Depresyon, bir tembel ya da şımarık olma hali değil, tam tersine çok çalışkan insanların da muzdarip olabileceği bir ruhsal hastalıktır. Depresyon tedavileri olan bir sorun olduğuna göre hastalık olduğunu da diğer bireylerin kabul etmesi gerekmektedir.

Depresyondaki birey için diğer insanların tembel sıfatı yakıştırmalarının sebebi kişinin herhangi bir iş yapmaya karşı aşırı isteksiz oluşundan gelir.

İsteksizlik depresyon tedavileri arasında davranışçı yaklaşımla en çok üzerinde durduğumuz depresyon belirtileri arasındadır. Depresyon tedavileri bu ruhsal sürecin üzerine ağırlık verir.

Çünkü kişi kendisini herhangi bir şey yapmaya karşı isteksiz hissettikçe durağanlaşmaya devam eder. İsteksizlik ilk başlarda çok hafif bulgularla kendini gösterebilir.

İlk başlarda eskiden sohbet etmekten ve birlikte zaman geçirmekten keyif almakta olduğu arkadaşları ve dostlarıyla buluşma sıklığı azalır. Eskisi gibi onlarla görüşmek istemez.

Kişi kendini yavaş yavaş uzaklaştırmaya başlar. Eskisi gibi keyif almaması yanında kendisini eskisi gibi zinde ve heyecanlı da hissetmemektedir.

Bu hisler git gide artacağı için depresyon tedavileri en erken şekilde müdahale seçeneği olarak göz önünde bulundurulmalıdır. Keyif aldığı aktiviteler artık keyif vermez demiştik.

Örneğin; eskiden sahil kenarında bisiklete binmekten keyif alan kişi için artık bu aktivite keyif vermemesinin yanında fiziki açıdan da zorlayıcı olabilir. Üşengeçlik de eşlik edebilir ve kişi kendisinde o eski enerjiyi bulamaz.

Eskiden arkadaşlarıyla düzenli olarak haftada bir halı saha maçı yapan kişi artık bu zaman dilimini evde tek başına geçirmeye başlamıştır. En başlarda elbette kendi işlerini yapabilir haldedir.

Örneğin; markete gidip ev alışverişini yapabilir, evde kendi yemeğini pişirebilir veya işe düzenli şekilde gidip gelebilir. Ancak depresyon tedavileri ile müdahale edilmedikçe bu süreç hızlanacak ve gittikçe ağırlaşacaktır.

Zamanla işe dahi gidemeyecek kadar kendisini yorgun, bitkin veya keyifsiz hissedebilir ve zamanla işleri bozulur. Kendi işini yapıyorsa zarar etmeye başlayabilir ve ekonomik yönden zorluklar yaşayabilir.

Eğer bir şirkette maaşlı olarak çalışıyorsa performans azlığı sebebiyle işinden atılabilir. Bu süreçte bazı şirketlerde yöneticiler durumun farkına varıp kişiyi depresyon tedavileri alması yönünde motive etmektedir.

Elbette tedavileri reddedebilecek şekilde direnç uygulayan bazı depresyon hastaları da mevcuttur ancak yakınları onlara bu konuda nasıl destek olacaklarını öğrenebilirler.

Depresyon tedavileri zorunlu olarak yapılmamaktadır. Bu nedenle kişinin istekli ve kararlı olması da elbette önem arz etmektedir.

Zorunlu hastane yatışı veya zorunlu psikoterapi depresyon tedavileri arasında yer almaz. Yakınları bunun için kişiyi motive edebilmeyi öğrenmelidir.

Zorlamak veya eleştirmek hiçbir yararı olmadığı gibi kişinin tedavileri daha da reddetmesine de neden olacaktır. İsteksizliğin dışında süreklilik oluşturan bir mutsuzluk tablosu depresyon belirtileri arasında yaygın olarak görülmektedir.

Kişi kendisini çok mutsuz ve huzursuz hissetmektedir. Hiçbir haber veya gelişme onu uzun vadede mutlu edecek kadar ilgisini çekmez. Her zaman mutlu olmamız olası değildir elbette.

Ancak mutsuzluğun da ilelebet sürmesi normal olmayan bir durumu işaret eder. Depresyon tedavileri kişinin pespembe bir tablo çizmesini değil, depresyon dediğimiz bu rahatsızlığın ortadan kalkmasını hedefler.

Depresyondaki kişinin kendisini çaresiz hissetmesi de çok olasıdır. Depresyonda olmayan birey sorunlarına çözüm olarak çareler bulabilme yetisine sahiptir.

Ancak depresyondaki bireylerde bu yetiler kaybolmaya başlar. Çarelerinin tükendiğini ve artık hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini düşünmektedir. Çaresizlik ile depresif bireylerde sık görülen intihar davranışı arasında güçlü bir bağ vardır.

İntihar, düşünceleri olan veya girişimde bulunan kişinin artık hiçbir çaresinin bulunmadığını ve bu durumdan çıkmak için hiçbir yolu kalmadığını ifade edebilir.

Gerçekte çareler ve çözüm yolları elbette vardır ancak depresif düşünceler bunları görmesini engellemektedir. İntihar özellikle depresyon tedavileri uygulanırken üzerinde durulması gereken ve önem verilmesi gereken bir olgudur.

İntihar depresyon rahatsızlığında çok sık görülmektedir. Birey git gide kendisini daha fazla köşeye sıkışmış hisseder ve zamanla tutunacak dalı kalmadığını düşünür.

Bununla birlikte artık kimsenin kendisini sevmediğini, görmek istemediğini düşünebilir. Bunun neticesinde neden varlığını sürdürdüğünü, hayatta kalış amacını ve neden yaşadığını sorgulamaya başlar.

Bu sorgulamalar esnasında kişi çevresindekilerden de yardım isteyebilir. Bu yardım her zaman söylemlerle olmayabilir. Bazen de bu yardım çığlığı bazı depresif davranışların sergilenmesi yoluyla da gösterilebilir. Yardım çığlığı şeklinde intihar girişimleri de olabilir.

Örneğin; bir kutu ilaç alarak intihar eden kişinin bu girişimde bulunurken yakınlarından bazılarını araması ve veda etmesi bir yardım çığlığı olarak nitelendirilebilir.

Eğer yakınları bu durumu fark ettiklerinde doğru şekilde müdahale eder ve depresyon tedavileri alma konusunda kişiye destek sağlarlarsa kişi depresyondan kurtulabilir.

Böyle bir intihar girişimi belki de depresyon tedavi sürecinin de güzel bir başlangıcı olabilir. Depresyon tedavileri alınırken de hem tıbbi hem de ruhsal destek esnasında intihar konusuna özel olarak dikkat çekilmektedir.

Araştırmalar bize bir kez intihar deneyimi yaşayan kişilerin hiç yaşamayanlara göre intihar etme ihtimallerinin daha fazla olduğunu gösterir.

Bir başka deyişle, ilk intihar ikincisinin bir provası niteliği taşımaktadır. Depresyondaki bireyin ayrıca iştah sorunları da mevcut olabilir.

Bazılarında depresyon iştahın açılmasına ve kilo almasına, bazılarında ise iştahın azalmasına ve kilo kaybına neden olmaktadır. Her kilo kaybı elbette depresyon belirtisi değildir.

Kişinin depresyonda olduğunu göstermesi açısından vücut kütlesinin yüzde beşinden fazlasını aldığı veya verdiğini görmemiz gerekmektedir. Örneğin; 100 kiloluk bir bireyin en az 95 kiloya inmesi veya en az 105 kiloya çıkması önemli bir depresyon göstergesi olabilir.

Ayrıca depresyonda sıkça uyku sorunları da görülebilir. Depresif belirtiler sergileyen kişide özellikle uykuya dalma ve sabahları uyanma konusunda zorluklar gözlemlenmektedir.

Uyku sorunları kişinin tüm yaşamına olumsuz etki edebilir. Bu sebeple işe geç kalabilir, gün içinde uyuklayabilir veya sosyal yaşamı etkilenebilir. Depresyondaki kişi çok hassas bir dönemden geçmektedir.

Bu dönemde çevresinden gelen her söz onu incitebilir ve kırabilir. Yaşanan şeyleri çok farklı ve daha olumsuz olarak algıladığı için değerlendirmeleri de çok farklı olacaktır.

Bu dönemde yakınlarıyla da daha sık tartışmalara girebilir. Depresif dönemde öfke kontrol sorunları da bu sebeple daha sık görülebilir.

Eskiden onu sinirlendirmeyen durumlar, olaylar, kişiler ya da eylemler artık kolayca öfke patlamalarına dahi yol açabilir. Öfke patlamaları sebebiyle kendisine zarar da verebilir.

Kendisine zarar vermesi durumunda mutlaka en erken şekilde depresyon tedavileri araştırılmalıdır. Bu hastaların biraz önce de belirttiğimiz gibi yakınlarıyla tartışmalar ve sorunlar yaşaması sıkça görülür.

Ani öfkeli çıkışlar ve söylemler yakınları tarafından çok iyi değerlendirilmeli ve kişinin zor bir dönemden geçtiği mutlaka önemsenmelidir.

Depresyonda ayrıca cinsel sorunlar da görülebilmektedir. Cinsel istek azalabilir ve bu sebeple partneri ile sorunlar baş gösterebilir. Genellikle depresif kişi cinselliğe karşı daha mesafeli olabilir.

Ayrıca boşalma sorunları da depresyonun önemli belirtileri arasında sayılmaktadır. Depresyondaki bireyin odaklanma sorunları da vardır. Eskisi gibi bir şeye odaklanmakta güçlük çeker.

Odaklanamadığı için iş ve eğitim hayatı sekteye uğrayabilir. Öğrenme güçlüğü yaşayabilir çünkü derslerde olumsuz düşünceler dersi dinlemesine engel olabilir.

Depresyondaki kişinin değersizlik duyguları ön plandadır. Başkalarının kendisinden daha değerli olduğunu ve kendisinin hiçbir meziyetinin kalmadığını düşünebilir.

Kendisini o kadar değersiz ve yetersiz hisseder ki kendisini diğerlerinden daha aşağı görür. Başardığı şeylerin aslında bir başarı olmadığını düşünebilir ve başarılarını küçümser. Başarılarını küçümserken başarısızlıklarını ise fazlasıyla abartır.

Önemli bir üniversiteden mezun birey depresyon hastalığı sürerken eğitim hayatında çok başarısız olduğunu düşünebilir. Kayda değer bu değersizlik ve başarısızlık hisleri depresyon tedavileri uygulanırken psikoterapide özellikle ele alınmalıdır.

Depresyondaki bireyin bazı olumsuz ve kendisine zarar veren davranışları da mevcuttur. Bu davranışlar kişiden kişiye ve şiddetine göre de değişebilir.

Özellikle alkol ve madde kullanımı bu süreçte sıklıkla görülebilir. Uyarıcı maddelerin kendisini yapay bir şekilde kısa vadeli olarak mutlu ve neşeli hissettirmesi söz konusudur.

Bu da alkol veya madde bağımlılığına da giden bir sürecin başlangıcı olarak görülebilir. Depresyonda haz, heyecan vb. kişinin sağlıklı bazı duyguları yaşaması da oldukça zordur.

Yapay haz ve heyecan yaratan maddelerin kullanımı bu nedenle daha olası hale gelebilir. Depresyon tedavileri bu bulgu ve belirtilerin ortadan kalkmasında etkili olmaktadır.

Depresyonun tedavi sürecinin bu nedenle en kısa sürede başlaması oldukça önemlidir. Yazımızın devamında depresyon tedavileri ve hangi yöntemlerin sıkça kullanıldığını inceleyelim.

depresyon tedavileri nelerdir

Depresyon Tedavileri Nelerdir?

Depresyon tedavileri denilince en sık kullanılan ve en etkili yöntemler ilaç tedavisi ve psikoterapi olmaktadır. İlaç tedavisi temelde antidepresan dediğimiz duygudurum düzenleyici ilaçlardan oluşur.

Depresyonun tedavi sürecinde kişinin ilaç tedavisine ihtiyacını uzman hekim belirlemektedir. Bazı depresyon vakalarında ilaç tedavisine ihtiyaç duyulmayabilir.

Örneğin; hafif semptomlar sergileyen kişilerde yalnızca psikoterapi uygulamaları etkili olmaktadır. Bu durum elbette kişinin karar vereceği bir süreç değildir. Antidepresan kullanımı ile ilgili ne yazık ki birçok yanlış uygulama vardır.

Bazı kişiler hekime başvurmadan eczaneden ilaç alarak antidepresan kullanmaktadır. Bu son derece yanlış bir yöntemdir çünkü her antidepresan herkeste aynı etkileri göstermez.

Bu şekilde antidepresan kullanımı düzenli olsa dahi fayda sağlamayabilir. Farklı antidepresanların farklı etkileri olduğu gibi beyinde farklı bölgelerde etki mekanizmaları da mevcuttur.

Bu nedenle farmakolojik bilgisi bulunan uzman hekimlerin hangi antidepresanın kullanılması gerektiğine karar vermesi gerekmektedir.

Antidepresanlar düzenli kullanılması gereken bir ilaç grubudur. Antidepresanların birkaç gün kullanılıp da olumlu etkileri görerek artık bırakılması kesinlikle çok yanlıştır.

Antidepresanların bazı yan etkileri de bulunabilir ancak bu yan etkiler çok ciddi semptomlar vermedikçe ve yaşamı tehdit etmedikçe bir süreliğine ilaca fırsat tanınabilir.

Yan etkiler yaşandığında ilacı kendi başına kesmek yerine ilaç tedavisini uygulayan hekime bu durumu bildirmek gerekir. Depresyon tedavileri dahilinde ilaç tedavisi gerekli olabilir.

Eğer gerekliyse ilaçların mutlaka hekim tarafından ne kadar süre boyunca ve ne sıklıkla kullanılması gerektiği söylendiyse bu düzene uyulmalıdır. Bazı antidepresanların olumlu etkileri göstermesi ve depresif belirtilerin ortadan kaybolması belli bir süre alabilir.

Örneğin; bazı antidepresanların yaklaşık 3-4 haftalık süre boyunca etkilerini göstermemesi söz konusu olabilir. Kişinin yine de hekimin düzenlediği şekliyle ilacı kullanmaya devam etmesi gerekmektedir.

Depresyon tedavileri içinde bir diğer yöntem de psikoterapidir. Psikoterapi veya bir diğer adıyla ruhsal destek, psikolog eşliğinde gerçekleşen bir değişim sürecidir.

Bu değişim elbette çok hızlı bir şekilde gerçekleşmeyebilir. Depresyon tedavileri için genel bir süre belirtmek çok da doğru değildir. Her vaka için tedavileri ayrı düzenlemek gerekmektedir.

Bazı depresyon vakalarında birkaç haftalık tedavi süreci yeterli olabiliyorken bazı vakalarda ise aylar sürebilir. Süresinden ziyade kişinin depresyon tedavileri için hızlıca başvurması daha önemli bir sorundur.

Ne kadar geç kalınırsa kişi hem ruhsal hem de fiziksel anlamda daha çok yıpranmaktadır. Ruhsal yıpranma kadar uyku ve yeme düzeninin bozulması sebebiyle fiziki sağlığın da bozulması önemsenmelidir.

Depresyon tedavileri arasında psikoterapi en önemli seçenek olarak birçok araştırmada görülmüştür. Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir araştırma bize psikoterapinin depresyon tedavileri arasında ne kadar önemli bir payının olduğunu göstermektedir.

Bu araştırmada depresyon tanısı konmuş kişilerin tedavileri sonrası yıllar boyunca yaşamları incelenmiştir ve sonuçlar iki farklı grup üzerinden değerlendirilmiştir.

Bir gruptaki depresyon hastasına yalnızca antidepresan ağırlıklı ilaç tedavisi uygulanırken diğer gruptakilere ise ideal depresyon tedavileri olan psikoterapi ve ilaç tedavisi birlikte uygulanmıştır.

Yalnızca ilaç tedavisi uygulanan her 100 kişiden 75’inin yaşamlarının geri kalan dönemlerinde en az bir kez daha depresyon atağı geçirdikleri görülmüştür.

Bu bize her dört kişiden üçünün düzenli ve yeterli ilaç tedavisi almalarına rağmen yine de ileriki dönemlerde en az bir kez daha depresyona yakalandıklarını göstermektedir.

Peki hem ilaç tedavileri hem de psikoterapi almış kişilerde durum nasıl olmuştur? Hem terapi almış hem de ilaçlarını düzenli kullanmış her 100 kişiden yalnızca 20’si yaşamlarının geri kalanında en az bir kez depresyon atağı yaşamıştır.

Bu bize her beş kişiden birinin depresyon atağını yaşadığını göstermiştir. Üstelik psikoterapi alan kişilerin ilerde yaşadıkları depresyon ataklarının çok daha hafif seyrettiği görülmüştür.

Bu durum bize depresyon tedavileri için en ideal yöntemin hem ilaç hem de psikoterapi sürecinden geçmek olduğunu göstermektedir. Bunlara rağmen depresyon kronik bir hastalıktır ve tekrarlayabilir.

Önemli olan depresyonun ilerlemeden tedavi edilmesi ve depresyon tedavileri için bir an önce araştırmaya başlamasıdır.

depresyon tedavileri arasında psikoterapi nasıl işe yarar

Psikoterapi Sürecinde Neler Yaşanır?

Depresyon tedavileri için en ideal yöntemin antidepresan ilaçlarla beraber psikoterapi alınması olduğunu belirtmiştik. Psikoterapi sürecinde kişinin olumsuz duygu, düşünce ve davranışlarının değişimi hedeflenir.

Psikoterapi sürecinde elbette danışanın beklentileri de önemlidir ve psikoterapist tarafından mutlaka kayda alınmaktadır. Olumsuz duygular kişinin olumsuz düşüncelerini tetikleyebilir ve olumsuz düşüncelere sahip birey aynı zamanda olumsuz bazı davranışlar da sergileyebilir.

Örneğin; eşinden boşandıktan sonra zor günler geçiren ve kendisini bir süredir depresif bulgular içerisinde bulan kişi hiçbir zaman mutlu olamayacağını düşünür.

Ayrıca hiçbir zaman bir ilişkisinin iyi gitmeyeceğini de düşünebilir. Bu olumsuz düşünceye sahipken kendisini geleceğe ve gelecekteki ilişkilerine karşı karamsar hissetmektedir.

Karamsarlık depresyonda en sık görülen duygulardan biri olup biraz önce de belirttiğimiz bazı olumsuz otomatik düşünceleri tetikleyebilir. Bu kişi kendisini kötü hissederken bu düşüncelerden kurtulabilmek istemektedir.

Kurtulabilmek amacıyla da alkol almaya başlayabilir. Olumsuz davranış da bu şekilde ortaya çıkmış olur. Bu döngü devam ettikçe kişi adeta bir çıkmazın içerisinde kaybolabilir.

Depresyon tedavileri bu döngüden çıkabilmek için bir an evvel zaman kaybetmeden uygulanmaya başlanmalıdır. Psikoterapi sürecinde amaçlanan özellikle depresyonu ortaya çıkaran olumsuz otomatik düşüncelerin değişimidir.

Bu düşünceler aslında kişinin bilişsel çarpıtmaları yoluyla oluşmakta ve kişinin yaşamını olumsuz yönde etkilemektedir.

Bilişsel çarpıtmalar bu anlamda kişinin olumsuz algı, yorum ve değerlendirmeleri sonucu ortaya çıkmaktadır. Bilişsel çarpıtmaların değişimi ve kişinin yaşadıklarını yeniden değerlendirmesi oldukça önemlidir.

Olumsuz düşüncelerin yerini olumlu düşüncelerin alması önemli hedefler arasındadır. Yaşam koşulları ve şartları elbette depresyonu tetikleyebilir ancak düşünce yapısında bozulmalar asıl nedenlerdir.

Asıl nedenin değişimi de depresyon tedavileri sürecinde asıl hedef olacaktır. Özetle, psikoterapi kişinin düşüncelerinde değişikliğin ve bu sistematiğin değişiminin sağlanmasıdır.

Psikoterapi kişinin kendisine yaptığı bir yatırımdır ve herkesin faydalanması gereken çok önemli bir süreçtir. Ayrıca depresyon tedavileri arasında hem en kalıcı hem de en işlevsel olan seçenektir.

mentalium psikoloji depresyon tedavileri

Mentalium Psikoloji Kimdir?

Mentalium Psikoloji 2019 yılında kurucumuz Klinik Psikolog Onur Aydın’ın girişimleri ve çabalarıyla Kadıköy ilçesinin Göztepe semtinde kurulmuştur.

2021 yılında ise ikinci şubesini Şişli ilçesinin Mecidiyeköy semtinde açan Mentalium Psikoloji, danışanlarına psikoterapi ve psikolojik danışmanlık  hizmeti vermek amacıyla hizmete girmiştir.

Mentalium Psikoloji bünyesinde hizmet veren tüm uzman psikolog kadromuz lisans eğitimlerini psikoloji alanında, yüksek lisans eğitimlerini ise klinik psikoloji alanında gerçekleştirmiştir.

Uzman psikolog kadromuz psikoterapi yapabilmek için gerekli olan tüm eğitimleri ve süpervizyon süreçlerini tamamlamış ve etik kurallara uyan profesyonellerdir.

Mentalium Psikoloji olarak başta depresyon olmak üzere kaygı bozuklukları, travma, obsesif kompulsif bozukluk, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, sosyal fobi, özgül fobi, kişilik bozuklukları, bağımlılık vb. birçok ruhsal rahatsızlıkta psikolojik destek hizmeti sunmaktayız.

Bireysel psikolojik destek hizmetlerimizin yanında aile ve çift terapisine yönelik destek hizmetimiz de mevcuttur. Eğer siz de depresyon tedavileri hakkında araştırma yapıyorsanız, ruhsal destek almak için bize ulaşabilirsiniz.

klinik psikolog onur aydın kimdir? istanbul uzman psikolog

Mentalium Psikoloji Kadıköy psikolog alternatifleri arasında öne çıkan bir psikolojik danışmanlık merkezidir. Eğer aradığınız İstanbul psikolog seçenekleri arasında uygun fiyatlı, etik çalışan ve kurumsal bir merkez ise bizi tercih edebilirsiniz.

Mentalium Psikoloji © 2024. Tüm Hakları Saklıdır.