Tüm evliliklerde zaman zaman sorunlar yaşanabilir. Yıllarca aynı evde yaşayıp, aynı hayatı paylaşan, birlikte mutlu olup birlikte üzülen ve birçok zorlukla karşılaşan iki insanın zaman zaman tartışmalar yaşaması doğal bir durumdur. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, sorunların hiç yaşanmaması değil, sorunlarla baş etme becerilerinin olup olmadığıdır. Çiftler bu becerileri uygulama konusunda sorunlar yaşayabilirler.
Aile terapisi ise birlikteliklerinde problemler yaşayan kişilere uyguladığımız ve ilişkilerini geliştirmeyi amaçladıkları müdahalelerdir. Önerdiğimiz aile terapisine çiftin beraber gelmesidir ancak bir eşin gelmek istememesi durumunda tek eş ile görüşmelere başlanabilir. Yazımızın başında tüm evliliklerde zaman zaman sorunlar yaşandığını söylemiştik. Peki, çift ne zaman aile terapisine başvurmalıdır?
Aile Terapisine Ne Zaman Başvurmalı?
Evlilik ilişkinizdeki problemler nedeniyle kendinizi umutsuz ve çaresiz hissetmeye başladıysanız, aile terapisi almanın da zamanı gelmiş demektir. Daha önce eşinizle yaşadığınız sorunlar hakkında onunla konuşmak isteyip de herhangi bir karşılık alamadıysanız, en azından tek başınıza aile terapisine başvurarak bir başlangıç yapabilirsiniz.
Eşinizle Konuşmalarınız İşe Yaramıyorsa
Eşinizle konuşmak istediniz ve o da bunu kabul etti ancak defalarca kendisiyle yaptığınız konuşmalar hiçbir değişime sebep olmadıysa, aile terapisine başvurma zamanı gelmiştir. Eşinizle yaptığınız konuşmaların hiçbir işe yaramadığını görmek, kendinizi umutsuz ve çaresiz hissetmenize neden olabilir. Evliliğinde kronik sorunlar olan ve çözüm için profesyonel destek almayan kişilerde depresyon oluşabilir.
Artan Öfke Hali Varsa
Yazımızın başında tüm evliliklerde zaman zaman tartışmalar yaşanabileceğini belirtmiştik. Tartışmalar sırasında eşler arasında öfkeli atışmalar da söz konusu olabilir. Bazen eşlerden biri diğerine göre daha öfkeli davranışlar sergileyebilir. Bu öfke de aynı tartışmalar gibi nadiren gerçekleşiyorsa çok büyük bir sorun teşkil etmeyebilir ancak eşlerin birbirine karşı devamlı şekilde öfkeli davranışlar sergilemesi söz konusuysa o zaman destek almanın zamanı gelmiştir.
Şiddetin Azı Çoğu Yoktur
İlişkide tartışmaların sıklığı kadar içeriği de oldukça önemlidir. Tartışmalar sözlü kalıyorsa nispeten daha az riskli olarak kabul edilebilir ancak fiziksel sonuçları oluyorsa bu nokta oldukça önemlidir. Eşlerden birinin diğerine şiddet uygulaması durumunda süreç tamamen değişecektir ve aile terapisi desteği almanın kesinlikle zamanı gelmiştir.
Şiddetin azı çoğu yoktur. Bugün yediğiniz bir tokat karşısında tepki göstermezseniz, bu yarın size iki tokat olarak geri dönecektir. Bir süre sonra iki tokat size ağır darp şeklinde dönecektir. Çoğu vakada gördüğümüz şey, şiddet öyküsü eşinden bir tokat yiyerek başlayan kadının bir süre sonra komaya girecek şekilde darp edilmesi ve hayatını kaybedecek duruma düşmesi ile son bulur. Şiddet eğilimi olan eşiniz bunu harekete geçirdiğinde, mutlaka tepkinizi göstermeli ve hem ruhsal hem de kolluk desteği almalısınız.
İletişim Sorunları Varsa
Aile terapisine başvuran çiftlerin birçoğu iletişim güçlüğü yaşadığını belirtirler. İletişim sorunları yaşayan çiftlerin bazılarında ise neredeyse iletişim hiç yoktur. İletişimi neredeyse sıfıra yakın bir çiftin bir gününü inceleyelim. Sabah 07.00’de kalkan çiftimiz birlikte kahvaltı ederek işe gidecektir. Kahvaltı edilir ancak hızlıca edilen kahvaltı sırasında eşler tek kelime bile etmezler ve evden iki yabancı gibi ayrılırlar. Gün boyunca toplantılar, eğitimler vb. işler nedeniyle birbirlerine mesaj dahi atamazlar. Yorucu ve uzun süren bir trafik yolculuğunun ardından eve gelen eşler akşam yemeğine otururlar ancak yine tek kelime etmezler. Erkek, televizyonda haberlere bakarken kadın ise sosyal medya hesabıyla ilgilenmekteyken bir yandan da yemeğini yemektedir. Ardından kadın kitap okumaya başlarken erkek ise yorucu günün etkisiyle koltukta televizyon karşısında uyuyakalmıştır.
Sizin Berlin Duvarı Hala Yıkılmadı Mı?
Bu senaryo sizce çok mu abartılı yoksa özellikle büyük şehirlerde birçok çift bu şekilde bir evlilik mi sürdürüyor? Kuşkusuz ki birçok evlilik bu şekilde sıfır iletişim ile sağlıksız şekilde devam ediyor yıllarca. Bu noktada doğru iletişim yöntemlerinin geliştirilebilmesi ve çiftin arasına örülmüş Berlin Duvarı’nın artık yıkılma zamanı gelmiştir. Berlin Duvarı’nı yıkacak çiftimizin de profesyonel desteğe ihtiyacı vardır.
İlişkiniz Artık Size Zarar Veriyorsa
Evlilik bir anlamda kâr zarar dengesidir. Evli kalınan süre boyunca ne tamamen kâr edebilmek mümkündür ne de tamamen zarar etmek sağlıklıdır. Kâr olarak adlandırdığımız şey, çiftin yaşadığı olumlu anılar ise zarar olarak adlandırdığımız ise çiftin yaşadığı olumsuz anılardır. Eğer olumsuz anılar olumlu olanlarından daha fazla ise siz zarardasınız demektir. Şirketler zarar ettikleri zaman duruma müdahale edebilmek için işin uzmanları ile çalışırlar. Aksi takdirde, şirket için iflas kaçınılmaz olacaktır. Evliliği de bir şirkete benzetirsek, eğer olumsuz anılarınız olumlu olanlardan fazla ise o zaman sizin de işin uzmanıyla yani bir aile terapisti ile çalışmanız gerekecektir.
Bağımlılık Varsa
Eşlerden birinin herhangi bir bağımlılığı mevcut ise mutlaka aile terapisi alınmalıdır. Alkol, madde, kumar, teknoloji vb. bağımlılık yapıcıların aile ilişkilerinde önemli sorunlara yol açtığını söylemeliyiz. Bağımlının eşi başta olmak üzere tüm aile bireyleri ile ilişkisi sınırlıdır. İletişim sorunları yaşanır, sık sık yalanlar söylenir ve şiddet söz konusu olabilir. Örneğin; patolojik kumar bağımlıları, kumar oynadıkları halde eşlerine oynamadıkları yönünde yalan söylerler. Yalanların da ortaya çıkması ile eşler arasında güven sorunu ortaya çıkar. Bu sebeple bağımlılık tedavisine ek olarak aile terapisi de alınmalıdır.
Aldatma Varsa
Daha önce aldatılma sorunu var olduysa aile terapisine başvurmanızda fayda olacaktır. Aldatan eş aldatmanın ortaya çıkmasından önceki döneme göre eşiyle daha fazla ilgilenmeye başlar. Aldatılan eş ise aldatan eşine karşı güvenini yitirerek ondan uzaklaşır. Aslında bu davranış bir reddetme halini göstermektedir. Aldatma sonrasında aldatılan eş hem öfke hem de utanç hislerini taşıyor olabilir. Terapistin amacı burada öfkenin ifadesini sağlayarak eşlerin birbirine yakınlaşmalarına yardımcı olabilmektir. Eğer bir eş öfkesini rahatlıkla dile getirir ancak diğeri dile getirmeyip eşine olumsuz şekilde karşılık verirse, öfkeyi ortaya çıkaran eşin çabası da boşa çıkacaktır. Aile terapisti zaten bu durumda iki tarafın da öfkesini açığa çıkarmasına yardımcı olacaktır.
Evliliklerde zaman zaman sorunlar yaşanabilir. Her durumda aile terapisine ihtiyacınız olmayabilir ancak yukarıda belirttiğimiz gibi umutsuzluk, çaresizlik, şiddet, bağımlılık ve olumsuzlukların fazlalığı söz konusu ise artık bir aile terapisine başvurmanın zamanı gelmiştir.