Deprem, ülkemizin bir gerçeği ve bunu değiştirebilmek ne yazık ki elimizde değil. Fay hatlarını değiştirebilecek veya etkisiz hale getirebilecek bir teknolojiye sahip değiliz. Büyük ihtimalle de bu teknolojiye hiçbir zaman sahip olamayacağız. Deprem bu ülkenin bir gerçeği ise depremle yaşamayı da öğrenmemiz gerekiyor. Deprem gerçeği on yıllardır ülkemizin en önemli gündem kaynaklarından biri olmuştur. 1999 depremi sebebiyle ise hala on binlerce kişide çok derin ve kritik izler bulunmaktadır. 21 yıl öncesinde bu korkunç depremi birkaç saniyeliğine yaşayan birçok kişide hala travmatik belirtileri görmekteyiz. Peki deprem bu ülkenin bir gerçeği ise onunla nasıl yaşamayı öğreneceğiz?
Değiştirebileceklerimiz Değiştiremeyeceklerimiz
Depremi ortadan kaldırmanın mümkün olmadığını biraz önce söylemiştik. Depremi ortadan kaldıramıyorsak onunla baş etme yöntemlerini bulacağız demektir. Depremle baş etme yöntemi dediğimizde herhalde aklımıza ilk gelen şey yaşadığımız binaların güvenliğini sağlamaktır. Aslında hepimiz depremin değil binanın öldürdüğünü biliyoruz ancak beynimiz çeşitli bahaneler uydurarak bu gerçeği görmezden geliyor. Deprem korkusuyla baş edebilmenin en ulaşılabilir ve kolay yolu içinde oturduğu binanın güvenliğini sağlamaktır. Binanın güvenliği çeşitli mühendislik yöntemleriyle sağlandıktan sonra kişi depreme yönelik ev içi hazırlıklara başlamalıdır. Örneğin; deprem çantası mutlaka en ulaşılabilir yerde bulundurulmalı ve uzmanların tavsiye ettiği şekilde doldurulmalıdır.
Bir deprem olduğunu düşünelim birkaç dakika içinde. Birçoğumuz enkaz altında kalacak ancak can kaybı yaşamayacaktır. Her ne kadar arama kurtarma çalışmalarında ülkece başarılı olsak da saatlerce enkaz altında bulunabileceğimizi de unutmayalım. İşte bu noktada deprem çantasının var oluşu hem sizi enkaz altında koruyacaktır hem de deprem korkunuzda azalmaya sebep olacaktır. Deprem korkusunun önemli sebeplerinden biri de kişinin aslında depreme hazırlıklı olmadığını düşünmesinden kaynaklanır. Hazırlığınız tamamlandığında korkunuz da azalacaktır. Tüm hazırlıklarımızı yaptık, yine depremden korkuyorsak o zaman yapmamız gereken şey tevekkül etmektir. Biz tüm çabamızı ortaya koymuş bulunduğumuz için artık sadece yaşayacağımız o anı sakince beklemek gerekiyor. Bunu söylemek belki çok kolay olabilir ancak uygulamak zor olabilir. Bu noktada da kişinin olumsuz düşünceleriyle çalışılabilmesi için psikoterapiye başvurmasında fayda vardır.
Travma Sonrası Stres Bozukluğuna Dikkat
Deprem, başlıca toplumsal travma kaynaklarından biridir ancak bu doğa olayı herkeste travmaya sebep olmaktadır diyemeyiz. Doğal afetlerden herkes farklı derecelerde etkilenebilir. Bazıları sadece önlem alarak mücadele edebilirken bazılarında ise bu durum adeta bir kâbusu her saniye yaşamak gibi bir hal alır. Uykusuzluk, kabuslar, depremle ilgili anıların rahatsız edici şekilde devamlı hatırlanması ve süregelen şekilde yine deprem olacağı korkusu varsa dikkat edilmelidir. Bu saydığımız sebeplerle kişinin kendisini diken üzerinde hissetmesi, çok kolay irkilmesi ve kolayca öfkelenmesi de önemli Travma Sonrası Stres Bozukluğu belirtilerindendir. Ayrıca geleceğe dair plan yapamama gibi bir sorun da yine travmanın önemli göstergelerindendir. Bu belirtileri yaşamaya başladıysanız bir ruh sağlığı uzmanıyla görüşmenizde fayda vardır.