Depresyon, dünya üzerinde en sık görülen psikiyatrik hastalıktır. Depresyonun belirtileri temelde kişinin kendini çaresiz, umutsuz, değersiz hissetmesi ve hayatındaki aktivitelerden zevk alamamasıdır. Depresyon, birçok nedenle ortaya çıkabilir veya daha önce depresyon atağı gerçekleşmişse birçok sebeple tetiklenebilir. Depresyonun tek bir nedeni yoktur, birçok neden bir araya geldiğinde depresyon geliştirme riski daha fazla artar. Depresyona neden olan etkenler incelendiğinde en sık karşılaştıklarımızı yazımızın devamında inceleyeceğiz.
Yalnızlık
Depresyon için en önemli risk faktörlerinden biri kişinin yaşadığı kronik yalnızlıktır. Yalnızlık depresyonun bir sonucu olabildiği gibi uzun süreli yalnızlık depresyon için bir neden de olabilir. Birey çevresindekilerden uzaklaştıkça yalnızlaşır ve içine kapanır. Yalnız başına dışarı çıkmaktan da hoşlanmaz hale geleceği için dışarı çıkma girişimleri başarısızlıkla sonuçlanır. Evde yalnız yapacağı aktivitelere odaklanır. Örneğin; evde yalnız başına televizyon izler veya değişik platformlardan dizi izleyebilir. Dışarda ve özellikle de açık havada aktiviteler yapmanın eksikliği bir müddet sonra kişinin başta depresyon olmak üzere çeşitli ruhsal sorunlar yaşamasına neden olacaktır. Ne kadar az kişilerarası etkileşim o kadar çok depresyon geliştirme riski oluşturur.
İlişki Sorunları
Depresyona neden olan etkenler arasında en sık gördüklerimizden biri de ilişkilerde yaşanan sorunlardır. Birlikteliklerde yaşanan sorunlar arttıkça kişinin depresyona eğilimi de artış gösterir. Evli çiftler arasında yapılan birçok araştırma evliliklerinde sorun yaşayan kişilerin depresyon riskinin daha yüksek olduğunu göstermektedir. Bilhassa fiziksel ya da ruhsal şiddetin varlığında depresyon riski daha fazla artar. Örneğin; eşinden periyodik olarak şiddet gören bir kişinin depresyon geliştirme riski oldukça fazladır. Depresif düşüncelerden en sık gördüğümüz kişinin yaşantısının hiç değişmeyeceği ve her şeyin gitgide kötü olacağı düşüncesidir. Evliliğinde şiddet vb. sorunların gitgide artışı ile mağdur kişi de hayata karşı umutsuz ve çaresiz hisseder. Kendini daha fazla değersiz görmeye başlar. Bu nedenle ilişki sorunları vb. yaşam olaylarının değişimi depresyonun iyileşmesinde önemli bir yere sahiptir.
Alkol/Madde Bağımlılığı
Kişinin yaşadığı bağımlılık sorunu depresyonun önemli nedenlerinden biridir. Depresyona neden olan etkenler arasında bağımlılığın rolü yadsınamaz. Alkol veya madde kullanan kişi hem kullanım sırasında hem de bıraktıktan sonraki süreçte depresyon riskine oldukça fazla derecede açıktır. Alkol/madde bağımlısı kullanımını kestiği zaman itibariyle özellikle ilk 3 aylık dönemde büyük oranda depresyon yaşamaktadır. Bu nedenle bağımlılık tedavisi esnasında antidepresan alımı düzenli olarak sürdürülürse kişi büyük ölçüde fayda görmeye başlayacaktır.
Maddi Sorunlar
Depresyona neden olan etkenler hakkında konuşup da kişinin yaşadığı maddi sorunlara değinmemek doğru olmazdı. Kişiyi depresyona götürecek önemli yaşam olaylarından biri de kişinin yaşadığı maddi zorluklardır. İflas bunlar arasında en sık gördüğümüz yaşam olaylarındandır. Kişi maddi imkanların yitirilmesi ile beraber zaman zaman tekrardan toparlanamayacağını düşünür ve karamsar duygular yaşar. Kendisine bir yol haritası çizemez ve giderek umutsuz hale gelir. Borçların altından kalkamayacağını düşünerek intihar seçeneğini düşünebilir veya uygulayabilir. İntihar eden kişiler intiharı son çare olarak düşünmektedirler. Bütün çarelerin tükendiğini ve artık hiçbir umut olmadığını düşünür ki bu da aslında tam manasıyla depresyona özgü bir düşüncedir.