Dirençli Depresyon
Dirençli depresyon, geçmeyen ve inatçı depresyon olarak da bilinen bir depresyon türü olarak adlandırılır. Bu durum en az iki farklı antidepresanın düzenli olarak kullanımına rağmen depresyonun geçmediği bir süreçtir. Dirençli depresyon tedavisi var olan bir ruhsal sorundur. Ancak daha uzun vadeli ve daha iyi değerlendirilmesi gereken bir süreci de ifade eder. Uzun sürede geçmeyen bir depresif haliniz varsa, bizden uzman psikolog desteği alabilirsiniz.
Dirençli Depresyon Nedir?
Dirençli depresyon, en az iki antidepresan kullanımı sonucunda dahi kişinin depresyon belirtilerinin geçmediği durumlara denir. Dirençli depresyon hastaları özellikle inatçı depresif bir duyguduruma sahiptirler.
Dirençli depresyon söz konusu ise bazı tedavi yöntemleri işe yaramaz ve depresyon belirtileri geçmeyebilir. Ancak bazı vakalarda ise depresyon belirtileri ortadan kalkar ancak bir süre sonra inatçı bir şekilde tekrarlayabilir.
Kronik tekrarlar depresyonda görülebilecek durumlardır. Depresyon genel anlamda nüks adını verdiğimiz tekrar alevlenmelerin var olduğu bir ruhsal rahatsızlıktır. Dirençli depresyonda ayrıca depresif kişilerin düzenli ve yeterli sürede antidepresan ilaçları kullanmasına rağmen yine de iyileşememe durumu söz konusu olabilir.
Dirençli depresyon için ilginç bir özellik daha vardır. Dirençli depresyonda psikolog ve psikiyatristlerden oluşan klinisyen ekip tarafından amaçlanan, kişinin henüz tedavinin başında depresyon belirtilerini atlatabilmesidir. Aksi takdirde, depresyon tedavisi süreci uzadıkça tedaviye yanıt alma ihtimali de git gide azalmaktadır.
Tüm depresyon vakalarının yüzde 10’undan fazlası dirençli depresyonu oluşturur. Bu durum bize bu depresyon türünün aslında hiç de yadsınamayacak derecede yaygın olduğunu göstermektedir. Dirençli depresyon sorunu yaşayan kişilerle depresyonu birkaç hafta içerisinde atlatan kişiler arasında kıyaslama yapılmamalıdır.
Her depresyon birbiriyle aynı değildir. Hepsi aynı olmadığı için tedavi yaklaşımları da aynı olmamalıdır. Dirençli depresyon için yaklaşımlar çok daha farklıdır ve daha uzun tedavi süreçleri olabilmektedir.
Dirençli Depresyon Tedavisi Nasıl Gerçekleşir?
Depresyon hastası hastalığı boyunca birçok farklı psikiyatrist ve psikoloğa gidebilmektedir. Bu süreç dahilinde bazı psikiyatristlerin uyguladığı ilaç tedavisi yetersiz kaldığı için dirençli depresyon hastaları umutsuzluk ve karamsarlık sebebiyle tedaviyi yarıda bırakabilmektedir. Tedavinin yarıda kesilmesi depresyonu daha şiddetli hale de getirebilir.
Bu hastalar bir yandan da psikoterapi almak için bir uzman psikolog ile görüşebilir. Özellikle dirençli depresyon tedavisi için hem ilaç tedavisi uygulayan uzman hekimin hem de terapi uygulayacak uzman psikoloğun yeterli donanıma sahip olması gerekmektedir. Uzman hekimler tarafından koyulan depresyon tanılarının bir sonraki uzman hekim tarafından da değerlendirilmesi gerekmektedir.
Buna ek olarak, fiziksel bir sorun olup olmadığı da iyi değerlendirilmelidir. Bunun için kan testleri dahil olmak üzere birçok tetkik veya test istenebilir. Bu test veya tetkiklerin uzman hekim tarafından detaylı değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ayrıca geçmişte uygulanan tetkiklere ek olarak, uygulanmış antidepresanlar da detaylı şekilde incelenmelidir. Eğer bir antidepresan uygulanmış ve düzenli olarak hekimin uygulanması gerektiğini söylediği kadar alınmış ancak yine de iyileşme gözlemlenmemişse bunu değerlendirmek gerekir.
Bu yönden ilaç tedavisi dahil geçmişte hangi tedavi yöntemleri uygulandıysa bunlar incelenmeli ve uygun tedavi yöntemleri hazırlanmalıdır. Bazı tıbbi yöntemler özellikle göz önüne alınmalıdır. Bu tıbbi yöntemlerden biri de Elektrokonvülsif Terapi (EKT) tekniğidir.
Beyne elektrik uyaranları verilerek gerçekleştirilen bu yöntemler özellikle majör depresyon tedavisi için önerilmektedir. Ancak bu tıbbi yöntemlerin bazı yan etkileri de vardır. Bu yan etkiler mutlaka uzman hekim ile görüşülmeli ve birlikte değerlendirilmelidir. Yan etkiler düşünüldüğünde ilk önce EKT gibi yöntemlerdense antidepresan ve psikoterapi gibi yan etkileri olmayan yöntemler tercih edilmelidir.
Dirençli depresyon tedavisi mümkün olan bir ruhsal rahatsızlıktır ancak bazı özel tedbirler de uygulanmalıdır. Örneğin; bazı uzman hekimler tedavi protokolleri gereğince bazı antidepresanların karışımlarını uygulayabilirler. Hangi antidepresanların birlikte kullanılacağına uzman hekim hastanın şikayetleri ve duygudurumlarını gözlemleyerek karar vermektedir.
Dirençli depresyon tedavisi için diğer depresif bozukluklarda olduğu gibi yalnızca ilaç tedavisinin uygulanması çözüm oluşturmayabilir. Bu nedenle hem ilaç desteği hem de uzman psikolog eşliğinde yürütülen psikoterapi süreci tedavi için oldukça önemlidir.
Psikoterapi Neden Önemli?
Dirençli depresyon tedavisinde psikoterapi oldukça önemlidir çünkü ilaç tedavisi çoğu durumda ya çok işe yaramaz ya da uzun vadede işe yaramaktadır. İyileşmenin bir hayli zor olduğu veya zaman aldığı dirençli depresyonda psikoterapi çok kritik önem taşımaktadır. Depresyon dediğimiz ruhsal rahatsızlık, mutsuzluk, huzursuzluk, isteksizlik, karamsarlık, çaresizlik veya intihar düşüncelerinin var olduğu bir ruhsal sorundur.
Bu ruhsal sorunun yarattığı yakınmalar sebebiyle kişinin sosyal yaşantısı ciddi anlamda etkilenmektedir. Psikoterapi kişinin hem sosyal yaşantısında iyileşmelere hem de düşünce yapısında değişimlere ön ayak olur. Depresyon tedavisi için uzman psikolog ile görüşmede ilk yapılan şey kişinin detaylı öyküsünün alınmasıdır.
Ne kadar süredir depresif belirtilerin var olduğu, kişinin geçmişte hangi tedavi yöntemlerini uyguladığı, çevresinde sosyal desteğinin varlığı veya tedaviye motivasyonu öğrenilir. Ardından psikososyal destek planı oluşturulur. Genellikle kişinin duygu, düşünce ve davranışları üzerinde çalışılmaktadır.
Depresyonun önemli tetikleyicileri arasında kişinin yaşadığı ölüm, felaket, iş kaybı, maddi sorunlar vb. süreçlerin etkili olduğu düşünülür. Depresyon tetikleyicisi olan bu olaylar elbette kişinin depresif hislerini harekete geçirebilir ancak nedensellik anlamında yalnız başına düşünülmemelidir. Herkesin bu olay ya da durumları yaşadığı için depresyona gireceği anlamına gelmemelidir.
Olumsuz yaşantı ve deneyimlerin depresyona yol açmasına sebep olan şey aslında o durum ve olayları yorumlamak, değerlendirmek ve algılamaktır. Bir başka deyişle, iki kişi aynı olayı yaşayabilir ancak biri bu süreci farklı değerlendirdiği için kendisini çaresiz veya karamsar hissetmeyebilir. Eğer yaşantılar benzer ancak ortaya çıkan sonuç farklı ise burada kişinin değerlendirme, yorumlama veya algılama gibi bilişsel süreçlerine odaklanmak gerekmektedir.
Psikoterapi süreci bu nedenle bilişsel yapıya odaklanmaya çalışmaktadır. Kısacası, psikoterapi kişinin depresif düşüncelerini değiştirmeye odaklanmaktadır. Dirençli depresyon tedavisi de bu nedenle olumsuz düşüncelerin değişimine önem vermektedir.