Elektrokonvülsif Tedavi (EKT), birçok ruhsal bozukluğun tedavi sürecinde kullanılan güvenli bir tıbbi tedavi yöntemidir. EKT, modern psikiyatride kullanılan en bilinen ve en eski yöntemlerden biridir. İlk uygulama 1938 yılında kötü prognoz gösteren bir paranoid şizofreni vakasında kullanılmış ve 11 seans uygulandıktan sonra kişide iyileşme gözlemlenmiştir. Ülkemizde ise ilk EKT uygulaması 1946 yılında Dr. Hüseyin Kerem Tunakan tarafından Fransız Lape hastanesinde yapılmıştır.
EKT uygulanma kararı verilen kişiye öncelikle bazı kan tahlilleri yapılır. Ayrıca EKG, beyin elektrosu ve MR istenir. Kişi EKT sırasında anestezi altında olacağı için önceden anestezi almasında bir sakınca olup olmayacağına karar verilmesi gerekir. Bu sebeple de İç Hastalıkları, Anestezi ve Nöroloji uzmanları mutlaka değerlendirme yapmaktadır,
EKT Nasıl Uygulanmaktadır?
EKT ekibinde bir psikiyatri uzmanının yanı sıra EKT alacak kişi anestezi altında olacağı bir de anestezi uzmanı bulunmaktadır. Yapılacak yer acil durumlarda müdahale edebilecek teknik ekipman ile donatılmıştır. EKT alacak kişiye kas gevşetici ve anestezi ilaçları verilir. Ardından kişinin alnına iki elektrot yerleştirilir ve birkaç saniye boyunca kişiye elektrik akımı verilir. Bu akım sayesinde beyin kimyasalları salınmaktadır. EKT uygulaması ortalama 5 dakika boyunca devam eder. İşlem sonrasında ise tedavi ekibi ortalama 15-20 dakika boyunca kişinin uyanması esnasında yanında olurlar.
EKT Hangi Alanlarda Kullanılır?
EKT’nin en yaygın kullanımı majör depresif bozuklukta gerçekleşir. Özellikle intihar girişimlerinin veya düşüncelerinin olduğu yüksek riskli intihar vakalarında kullanılmaktadır. Ayrıca majör depresif bozukluğun ilerlediği durumlarda kişi yemek yemeyi reddedebilir. Bu tip durumlarda EKT işlemi fayda sağlamaktadır. Hastanın psikotik özellikler sergilemesi, ilaçlara cevap alınamaması, ilaca aşırı duyarlı hale gelmiş yaşlı bireyse ve daha önce EKT uygulanmış ve başarı sağlanmışsa EKT işlemi önemli fayda sağlamaktadır.
Bipolar bozuklukta da EKT işlemi uygulanabilir. Özellikle intihar riskinin yüksek olduğu, intiharla ilgili düşünce ve girişimlerin olduğu vakalarda uygulanmaktadır. Majör depresif bozuklukta biraz önce belirttiğimiz gibi kişinin yemek yemeyi reddetmesi durumunda da uygulanmaktadır. Ajitasyon çok aşırı düzeydeyse ve psikotik özellikler baş gösteriyorsa EKT tercih edilebilir. Ayrıca duygudurum geçişleri hızlı ise ve ilaç tedavisinde yanıt alınamaması durumlarında EKT etkili olabilir. Daha önce EKT yapılmış ve fayda sağlanmışsa tekrar edilebilir.
Şizofreni de EKT’nin önemli uygulama alanlarından biridir. İntihar riski düşünce ve girişimlerin olması sebebiyle yüksek ise, katatoni varsa, afektif bulgular belirgin ise, antipsikotik ilaçlar kişinin psikozunu geçirme konusunda zayıf kalıyorsa, ilaca karşı alınan cevap zayıf ise ve daha önce EKT seansları başarılı olmuşsa EKT tercih edilmektedir.
EKT Yan Etkileri
EKT uygulamasının da bazı diğer uygulamalar gibi yan etkileri olabilir ancak müdahale ekibinin tedavi sırasında hazır bulunması sebebiyle bu yan etkiler minimum düzeydedir. Her 100,000 uygulamada 4,5-5 ölüm vakası bildirilmektedir. Bu da yaklaşık olarak anestezi verilen herhangi bir uygulamadaki ölüm oranına eşittir. EKT işlemi esnasında kas zedelenmeleri veya kırık çıkıklar olabildiği gözlemlenmiştir ancak bunların da gerçekleşmesi çok nadirdir.
Herhangi bir durum veya olaya ait bilgilerin geçici bir süreliğine veya kalıcı olarak zihinden silinmesine amnezi denilmektedir. EKT sonrasında amnezi görülebilir. Anterograd amnezi, kişinin öğrenme becerisinde herhangi bir bozulma olmadan, yeni bilgileri hatırlayamamasıdır. Retrograd amnezi ise kişinin EKT’den önce edindiği bilgilerin hatırlanamamasıdır. EKT sonrasında görülebilecek bir diğer amnezi türü ise özyaşamsal amnezidir ve bu durumda kişi kendi yaşamına ait bilgileri hatırlayamaz. Anterograd amnezi yaşanması durumunda, EKT sonrası 45 dakikada pik yapar, sonra düzelmekle birlikte tamamen düzelmesi 2 ila 6 ay arasında sürebilir. Retrograd amnezi ise EKT’den sonra sıkça görülür ve sadece EKT öncesi birkaç güne dair anıların hatırlanamaması şeklinde gerçekleşir.
Özyaşamsal amnezide ise EKT işlemi öncesi kişi tarafından hatırlanan kendi yaşamına ait olaylar, EKT işleminden sonra bazı durumlarda 6 ay süreyle bile hatırlanamamaktadır. Bu tür amnezide daha çok EKT’nin hemen öncesinde gerçekleşen kişisel olaylar (hastaneye geliş, uygulama öncesi bekleme sırasında yaşananlar vb.) hatırlanamamaktadır. Bu yan etkiler kişide herhangi bir korkuya neden olmamalıdır. Biraz önce de belirttiğimiz gibi acil müdahale ekibinin bulunması sebebiyle EKT kaynaklı ölüm ihtimali oldukça nadirdir. Unutkanlık ve bellek bozuklukları ile ilgili ise kişinin yaşadığı ciddi psikiyatrik sorunlar göz önüne alındığında fayda-zarar dengesinde EKT sağladığı faydalarla ağır basmaktadır. Bu nedenle günümüzde hala sıkça uygulanan bir işlemdir.
EKT Acı Veren Bir Yöntem Değildir…
Bazı filmlerde EKT adeta bir işkence aleti olarak gösterilmiş ve sanki EKT gören hastalar cezalandırılıyormuş gibi resmedilmektedir ancak EKT kişinin anestezi altında olduğu için herhangi bir ağrı veya acı hissetmediği bir yöntemdir. EKT neredeyse bir asra yakın zamandır dünya çapında uygulanan güvenilir ve sonuç veren bir tedavi yöntemidir.