Hastalık hastalığı (hipokondriyazis) kişinin bedeninde herhangi bir hastalık bulgusu bulunmamasına rağmen devamlı bedensel bir rahatsızlığı olduğuna dair kaygıların bulunduğu bir ruhsal bozukluktur. Tıbbi ismi hipokondriyazis olarak bilinmektedir. Hastalık hastalığı bir takıntı bozukluğudur. Bu bozuklukta kişinin takıntısı ise kendi bedensel sağlığıdır. Hastalık hastalığı bulunan kişilerin yaşamları bu sorundan oldukça fazla etkilenir. Bu sebeple mutlaka psikiyatrik destek ve psikoterapi yardımı alınması gerekmektedir. Yalnızca ilaç tedavisi hastalık hastalarında işe yaramamaktadır. Yazımızın devamında ağırlıklı olarak hastalık hastalığının belirtilerini inceleyeceğiz.
Hastalık Hastalığı Belirtileri
Kişinin odak noktası tamamen vücuduna evrilmiştir. Gününün çoğunu kendi vücudunu muayene ederek geçirir. Vücudunda bazı belirtiler ve yakınmalar olduğunu düşünür ve bu yakınmaları internette aratır. Bazı vakalarda rutin tetkiklerden kaçınma da gerçekleşebilir. Bunun sebebi de rutin tetkiklerin sonucunda fiziksel bir rahatsızlık çıkmasından korkma hissidir. Özellikle şiddetli ve tedavisi zor bir hastalığa yakalanmaya dair korku mevcuttur. Doktorlar tam tersini söylese bile yaşadığı en ufak belirtiyi bir hastalığa yorar ve bununla ilgili araştırmalar yapar. Sıklıkla doktor değiştirirler.
Hastalık Hastası Neler Yaşar?
Hastalık hastalarının yaşamları bu ruhsal bozukluktan oldukça fazla etkilenmiştir. Kişinin yaşamı hastalık belirtilerini araştırmak üzerine yoğunlaşmıştır. Yaşam kalitesi hastalığa aşırı odaklanma sebebiyle düşmektedir. Karın ağrısı yaşadığını düşünen kişi bütün gün karnını muayene etmektedir. Muayene sonucu ağrının karnının sağ üst kısmında olduğuna karar verir. İnternette sağ üst karın ağrısıyla alakalı araştırmalar yapar. Ne yazık ki bu konuda özellikle bazı haber sitelerinde de tıklanma arttırma amacıyla sağ üst karın ağrısıyla karaciğer kanseri dahi özdeşleştirilmektedir. Normal bir düşünce yapısına sahip kişinin karın ağrısı yaşadığında daha basit bazı rahatsızlıklar aklına gelmektedir. Ancak hastalık hastalığı bulunan kişi her zaman en kötü senaryoyu aklına getirir. Ağrının karaciğer kanseri sebebiyle olabileceğini düşünmektedir. Hemen bir gastroenteroloji uzmanına muayene olur ve testler istenir. Test sonuçları neticesinde doktor karaciğer enzimlerinin normal olduğunu ve ağrının strese bağlı bir ağrı olabileceğini söyler.
Hastalık hastası buna tabi ki inanmaz ve doktorun teşhisinin doğru olmadığını iddia eder. Hemen bir başka doktor bulur ve ona da danışır. Doktor testlerin yenilenmesini istemediği halde yeniden test yaptırır ancak sonuç yine aynıdır. Birkaç kez doktora gitmesine rağmen aynı yorumlarla karşılaşınca hastalığının teşhis edilemeyecek kadar ender ve riskli bir hastalık olduğunu düşünür. Hiçbir hastalık hastası bir şeyinin olmadığı yönündeki telkinlerle rahatlamaz. Aksine daha da öfkelenir ve diğer insanların kendisini anlamadığını düşünür. Hastalık hastası kişinin öfkenin de ötesinde bıkkınlık duygusuna da önem gösterilmesi gerekir. Yıllarca bir hastalığı olduğunu düşünmüş ve doktorlara gitmiş ancak hiçbir doktor yaşadıklarına çözüm bulamamıştır. Yaşananlar artık kişide bıkkınlık yaratmaya başlar. Yukarda saydığımız tüm yakınmaları yaşayan kişi bu süreçte psikolojik destek alarak bu ruhsal bozukluğun üstesinden gelebilir.