İnternet bağımlılığı, özellikle internet kullanımının yaygınlaştığı son 20 yıl içerisinde adından sıkça söz ettiren davranışsal bir bağımlılık türüdür. Sağlık veya inancıyla alakalı sebepler nedeniyle alkol kullanmayan, bağımlılık geliştireceği korkusuyla madde almayan, kötü koktuğu için sigara içmeyen veya hiç anlamadığı için kumar oynamayan kişileri çevremizde görmekteyiz. Ancak çevremizde teknolojinin herhangi bir türüyle ilgilenmeyen ve zaman harcamayan birini göremeyiz. Peki, hepimiz teknolojiyle bir şekilde içli dışlı olmuşsak, kimler bağımlı oluyor, kimler sağlıklı oluyor?
İnternet Bağımlılığı Belirtileri
Bu konuda en bilinen ve saygı gören kriterleri hazırlayan Kimberly Young’a göre, bir kişinin internet bağımlısı olarak kabul edilmesi için sekiz kriteri karşılaması gerekmektedir. Birincisi, daha sonra sınırlarını konuşacağımız internette zaman geçirme süresi önemli bir faktördür. Kişinin zamanla daha fazla internette zaman geçirme ihtiyacı hissetmesi bir diğer önemli bir kriterdir. Bu durumu bir alkol veya madde bağımlısının zamanla tolerans kazanmasına benzetebiliriz. Örneğin; bir kişi iki bira içerek aldığı hazzı bir süre sonra ancak 5 bira ile yaşayabilmektedir. Bu sebeple iki bira yerine beş bira içmeye başlar. İnternet kullanımında da bir süre sonra daha fazla zaman geçirme ihtiyacı doğmaktadır. Ayrıca kişinin sürekli internet kullanımını azaltma veya kesmek için başarısız girişimlerde bulunması da önemli bir internet bağımlılığı tanı kriteridir.
Zamanı Yönetemez
Kişinin zaman yönetimi konusunda sorunlar yaşaması bir diğer etkendir. İnternet bağımlısı kişi, gün içerisinde internet kullanımını sınırlayamadığı için saatlerce bilgisayarın veya telefonun başında zaman geçirdiği için diğer işlerine odaklanamıyor ve zamanını yönetmekte sınıfta kalmış oluyor. Çevresindeki kişiler tarafından diğer bağımlılık türlerinde olduğu gibi eleştiriler alıyor ve çevresindekilerin endişesiyle karşılaşıyor. İnternet bağımlılarında internette geçirdikleri zaman konusunda yakınlarına yalan söyleme eğilimi de oldukça sık karşılaştığımız bir durumdur. Duygudurumların değişimi de yine aynı şekilde sıklıkla gözlemlediğimiz bir sorundur. Kişi çevresindekilere öfkeli davranışlarda bulunabilir. Özellikle kişinin elinden tabletini, telefonunu veya bilgisayarını aldığınız zaman çok sert tepkiler gösterir hatta şiddet dahi uygulayabilir.
Young’a göre bir internet bağımlısı, dürtü kontrolünde yaşadığı sorunlar sebebiyle bir madde bağımlısından daha çok kumar bağımlısına benzemektedir. Bilindiği gibi kumar bağımlılığı da internet bağımlılığı gibi davranışsal bir bağımlılıktır. Young’a göre bir kişide internet bağımlılığından şüphe edebilmek için yukarda belirttiğimiz sekiz kriterden beşine evet demesi yeterlidir. İnternet bağımlıları kendi içlerinde amaçları doğrultusunda gruplara ayrılırlar. Bazıları alışveriş ve kumar oynamak için, bazıları partner aramak için, bazıları saatlerce ansiklopedi okurcasına o sayfadan diğerine atlayarak bilgi edinmek için, bazıları ise oyun oynamak için internete girerler. Son yıllarda ise en çok öne çıkan grup sosyal medya bağımlıları olmuştur.
Aileler Ne Yapmalı?
İnternetin dünyada yaygınlaşması çok da eski tarihlere dayanmıyor. Ülkemizde internet 90’lı yılların sonunda yayılmaya başladı. Dolayısıyla internet bağımlılığının da çok eskilere dayanan bir geçmişi olmadığını söyleyebiliriz. Literatürde dahi yeni bir bağımlılık türü olduğunu düşündüğümüzde, ailelerin de internet bağımlılığı ile ilgili derin bir bilgi birikimine sahip olmadığını söylemek zor olmasa gerekir. Ancak yine de yaklaşan bu devasa tehlike karşısında ebeveynlerin çok dikkatli olması ve gerekli önlemleri alması gerekir. İnternet bağımlılığı özellikle internetle jenerasyonları itibariyle ergen ve çocukları daha çok risk altına almaktadır.
Aile Çocuğu Gözlemeli
Aile, öncelikle durumu detaylı olarak değerlendirmelidir. Çocuğun okuldaki başarısının son dönemlerde olumsuz yönde etkilenip etkilenmediğine bakmalıdır. İnternete girme süreleri sebebiyle derslerini ihmal eden çocuğun okuldaki notları gözle görülür seviyede düşecektir. Ardından ebeveynler çocuğun kendileriyle olan ilişkisi ve evdeki davranışlarını incelemelidirler. Davranış değişiklikleri bütün bağımlılık türlerinde en büyük ipuçlarından biridir. Çocuğun aileden uzaklaşıp uzaklaşmadığı ve eskiye göre daha öfkeli olup olmadığının değerlendirilmesi önemlidir. Ancak burada ailenin ergenlik döneminde de bu tip sorunların yaşanacağını unutmaması da gerekir. Çocuğun fiziksel sağlığının internet kullanımından olumsuz yönde etkilenip etkilenmediği de araştırılmalıdır. İnternet bağımlısının uyku düzeni bozulur, öğünlerini atlar, yeme alışkanlıkları değişir ve sürekli bilgisayar başında durmaktan postürü olumsuz şekilde etkilenir. Bunların neticesinde de hem fiziksel hem de ruhsal sağlığı bozulur. Ailenin bu değerlendirmeyi mutlaka yapması gerekir.
İnternette Kalma Süresi Belirlenmeli
Çocuklarının internet başında geçireceği süre hakkında çocukla anlaşma yapılması gerekmektedir. Yaşlara göre farklı sınırlar önermekteyiz. Okul öncesi grup için günde 30 dakika, ilköğretimin ilk 4 senesinde 45 dakika, ilköğretimin ikinci dört yılında 1 saat ve lise çağında günde 2 saat konusunda anlaşma imzalanmalıdır. Bu anlaşmanın yazılı olması tavsiye edilir. Bu günlük sınırı çocuğun aşması durumunda nasıl bir yaptırım uygulanacağı da mutlaka anlaşma imzalanırken yazılı şekilde belirtilmelidir. Ailelerde gördüğümüz en önemli hatalardan biri çocukla yapılan sözlü anlaşmada yaptırımların konuşulmaması ve sınırların ihlali durumunda tutarlı olunmamasıdır. Buna özellikle dikkat edilmesi gerekir. Çocuk, koyulan süreyi günün belirli bölümlerine yayma konusunda özgürdür. Bu özgürlük, aynı zamanda çocuğa sorumluluklarının farkında olmayı da öğretecektir.
Doğru Rol Model Olunmalı
Bazı ebeveynler ise çocuğa internette bulunma süresi ile ilgili sınır koyarken kendileri saatlerce internetten çıkmazlar. Çocukların rol model olarak çoğunlukla ebeveynleri aldıkları unutulmamalı ve en azından ebeveynler örnek olmak için kendilerine sınır koymalıdır. Çocuklar ve ergenler aile tarafından sosyalleşebileceği etkinliklere yönlendirilmelidir. Bu etkinlikler aile tarafından değil çocuk ve ailenin ortak kararı ile belirlenmelidir. Çocuk basketbol oynamayı seviyorsa onu tenis kursuna göndermek yerine basketbol kursuna yazdırmak faydalı olacaktır. Ailelerin alacakları basit önlemler çocuğun veya ergenin bağımlılık geliştirmesini önleyebilecektir. Ancak bağımlılık geliştiyse o zaman bir uzmandan profesyonel destek almak gerekecektir.