Kadına uygulanan şiddetin kuşkusuz birçok nedeni var ancak biz bugünkü yazımızda değişen toplumsal rollerin kadına uygulanan şiddete nasıl sebep olduğunu inceleyeceğiz. Tarihin her döneminde kadına şiddet uygulanmıştır. Şiddet olgusu insanlığın tarihiyle yaşıttır. İlk kadına şiddet vakalarının ise 3000 yıl öncesine kadar gittiği kanıtlanmıştır. Kadına şiddeti suç sayan ilk yasa 1883 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Maryland eyaletinde geçmiştir. Kadına şiddetin sebeplerini incelediğimizde birçok belirleyici faktör karşımıza çıkar. Değişen toplumsal roller ve kadının toplumdaki yerinin değişimi kadına şiddetin nedenlerinden yalnızca biridir.
Kadın Artık Sadece Anne Değil
Batı ülkelerinde tarım toplumunun sanayi toplumuna dönüşümüyle beraber kadınlar yalnızca evde değil aynı zamanda iş ortamında da yer almaya başladılar. İş dünyasında başlangıçta daha çok mavi yakalı olan kadınlar zamanla erkekler gibi eğitim olanaklarına sahip olmalarıyla beraber beyaz yakalı olarak da yer aldılar. Bu değişim kadınların her alanda söz sahibi olmalarında önemli bir etkiye sahip oldu. Ülkemizde ise sanayileşmenin Batı ülkelerine göre geç oluşumu itibariyle kadınlar da iş dünyasına geç giriş yapmışlardır. Ancak özellikle son yıllarda Türk kadınının iş, sosyal vb. farklı alanlarda daha önemli pozisyonlara gelmesi dikkat çekicidir. Toplumumuzda da kadının rolü artık yalnızca anne değil aynı zamanda artık çalışandır.
Şiddet ile Ne İlgisi Var?
Kadına uygulanan şiddet ile kadının iş hayatında yer edinmesinin ne ilgisi var diye düşünenler olabilir. Eskiden toplumsal öğretilerde belirtilen şey kadının dışarda değil ev işlerinde çalışması ve çocuğa bakması üzerineydi. Değişen kadın rolüyle beraber artık kadın ve erkeğin eşitliği de gündeme geldi. Dolayısıyla erkeğin kadın üzerindeki sözde otoritesi de yıkılmaya başladı. İşte bu yeni sürece alışamayan ve kadının eşitliğini kabul etmekte zorlanan erkekler de şiddeti yeniden otorite kazanma aracı olarak gördüler. Kadına uygulanan şiddet ile erkeğin vermek istediği “Bak ben hala senden güçlüyüm” mesajıdır.
Erkek kaybettiği güç dengesini fiziksel olarak kapatmak istemektedir çünkü yeni durumu kabullenmek çoğu zaman zordur. Değişim zor ve zaman aldığı gibi değişime inanmak da zaman alır ve zordur. Şiddet gören kadınların çoğu kendi ekonomik özgürlüklerini kazanma hevesinde olan kadınlardır. Erkek bu noktada gücün elinden kayıp gittiğini düşünür. Henüz çalışmamış ancak çalışma isteği olan kadını baştan baskı altına alarak kontrolü elinde tutmak ister. Bunun doğru bir davranış olmadığı çok açıktır. Kadına şiddet hiçbir koşulda ve hiçbir gerekçe ile mazur görülemez.