Skip to content Skip to footer

Kimlere Bağımlı Tanısı Koyabiliriz?

Bağımlılık sadece kullanıcı kişiyi değil aynı zamanda kişinin içinde yaşadığı topluluğu da derinden etkileyen bir sorundur. Bağımlılık sinsi bir şekilde ilerleyen ve kronik seyreden bir beyin hastalığı olarak tanımlanır. Bir kişi tek kullanımda dahi bağımlılık geliştirebilir ancak özellikle bazı maddeleri bir kez kullanan kişi bağımlı tanısı almayabilir. Ancak klinikte gördüğümüz vakalardan şunu söyleyebiliriz ki, bir kez deneyenlerin çok büyük kısmı bağımlılık geliştirmektedir. Bir kişiye bağımlı diyebilmemiz için de bazı tanı kriterleri mevcuttur. Bu yazımızda söz konusu tanı kriterlerini vaka örnekleri ile inceleyeceğiz. (Eğer bağımlılık tedavisi konusunda da bilgi almak isterseniz TIKLAYIN).

Tolerans Kazanıyorsa…

Bir kişinin bağımlı olduğunu gösteren en önemli işaretlerden biri kişinin kullandığı maddeye karşı tolerans geliştirmiş olmasıdır. Tolerans, kişinin kullandığı maddeden aynı etkiyi alabilmesi için kullandığı madde miktarını arttırma ihtiyacı hissetmesidir. Örneğin; kişi iki bira içerek aldığı hazzı zaman içerisinde artık alamamaya başlar ve dolayısıyla bira miktarını arttırmak durumunda kalır. Bir süre sonra arttırdığı miktar da yetmemeye başlar. Eskiden iki bira ile keyif aldığını belirten kişi aynı duyguları yaşayabilmek veya en azından yoksunluk belirtilerini yaşamamak için ilk miktarın birkaç katı alkol kullanma ihtiyacı hissedecektir.

Yoksunluk Yaşanıyorsa…

Bağımlı kişiye tanı koyabilmek için bir diğer kriter ise yoksunluk semptomlarının görülmesidir. Yoksunluk, kişinin kullandığı maddeden mahrum kaldığı zamanlarda yaşadığı fiziksel veya ruhsal birtakım belirtilerdir. Bu belirtiler, kişinin kullandığı maddenin cinsine göre de değişebilir. Örneğin, eroin bağımlısı bir kişinin eroini kesmesi halinde birtakım yoksunluk belirtilerini yaşaması olasıdır ve yoksunluk belirtileri birçok maddeye göre şiddetli olabilir. Bu yoksunluk belirtileri kaygılı ve gergin bir duygudurum veya huzursuzluk gibi ruhsal bazı belirtiler olabileceği gibi göz ve burun akıntıları, terleme, titreme, ateş, mide krampları, ishal, kusma, bulantı, kas spazmları, göz bebeklerinin büyümesi ve şiddetli ağrılar gibi bazı fiziksel belirtiler de olabilir. Özellikle bağımlılar genellikle çevrelerindeki diğer bağımlılarda daha ağır yoksunluk semptomlarını görerek kendi yaşadığı yoksunluk belirtilerini küçümsemekte ve böylece bağımlı olmadığını ileri sürebilmektedir. Bu sebeple bazı durumlarda huzursuzluk, gerginlik veya mutsuzluk gibi ruhsal yoksunluk belirtileri küçümsenebilmektedir ancak bu saydıklarımız da önemli yoksunluk semptomlarıdır.

Hedeflediğinden Fazla Kullanıyorsa…

Bir diğer önemli kriter ise kişinin hedeflediğinden daha fazla miktarda ve daha fazla sürede alkol/madde kullanmasıdır. Örneğin; bağımlı olmayan bir alkol kullanıcısı arkadaşlarıyla bir alkollü mekana oturup iki kadeh içki içerek kalkmayı hedeflemektedir. İş çıkışında işyerinden arkadaşları ile iki kadeh içtikten sonra evine gidecek ve yarına teslim etmesi gereken proje üzerine çalışacaktır. Kişi alkol üzerindeki kontrolünü yitirmediyse bunu yapabilir ancak bağımlılarda gördüğümüz davranış biçimi kontrolün kaybı üzerinedir. Bir alkol bağımlısı ise her ne kadar iki kadeh içip kalkmayı başlangıçta hedeflese de çoğu zaman sızarak veya ciddi derecede alkol alarak kalkabilir. Ayrıca kişinin gününün önemli bir bölümü de madde kullanımı amacına ayrılabilir. Kişi, bir süre sonra sadece yaşayabilmek için madde kullanımına devam etmektedir. Kişi, gününün önemli bir zaman dilimini maddeyi aramak, bulmak, kullanmak ve kullanım sonrası ayılabilmek için harcar.

Günün Önemli Bölümünü Madde Kapsıyorsa…

Örneğin, bir eroin bağımlısı, krize girme işaretleri göstermeye başlayınca evinde madde aramaya başlar ancak evde hiç madde kalmamıştır. Hatta cebinde maddeyi alabilecek parası da yoktur. Eğer çevresinde para isteyebileceği birileri yoksa evdeki eşyalardan birini yok pahasına dahi olsa acele şekilde satar ve nakde çevirir. Maddeyi alabilmek için gerekli parayı bulmuştur ancak torbacı olarak adlandırdığımız kişilere ulaşması gerekmektedir. Telefonla ulaşamaz, evinden acele çıkar ve adeta torbacısının kapısında saatlerce bekleyebilir. Artık maddeyi almıştır ve bir an evvel kullanır. Maddenin etkisini yaşar ve ardından etkileri maddeden maddeye göre değişmekle birlikte bir süre sonra geçer. Etki geçtikten sonra maddeyi tekrar almak zorunda kalacaktır. Aksi takdirde, kişi yoksunluk krizi dediğimiz süreci yaşayacaktır ki bağımlıların yoksunluk belirtilerini yaşamamak için madde kullanması çok sık gördüğümüz davranışlardandır. Kişi, gün içinde sürekli ve yineleyen şekilde bu süreçleri yaşayacak ve adeta bir kısır döngü içerisinde odak noktası madde olacaktır.

Başarısız Bırakma Girişimleri Varsa…

Bir diğer önemli bağımlılık tanı kriteri ise kişinin madde kullanımını kontrol etmek veya bırakmak için başarısız girişimlerinin varlığıdır. Bağımlılar zaman zaman yaşadıkları madde kaynaklı sıkıntıların farkına vararak kullandıkları madde miktarını ve sıklığı seyrekleştirmeye veya tamamen madde kullanımını kesmeye çalışırlar. Ancak bu çoğu zaman kalıcı olmayacaktır. Bu noktada karşılaştığımız vakalardan bir örnek vermek isterim. Bazı alkol bağımlıları Ramazan ayında 30 gün boyunca hiç alkol almadıklarını belirtir ve 1 ay boyunca hiç alkol almayarak kontrolü elinde tuttuğunu iddia ederler. Bu durumu da bağımlı olmadıklarına yönelik bir ispat olarak sunarlar ancak kişinin uzun bir süre dahi uzak kalsa tekrardan kullanıma dönmesi de önemli bir bağımlılık belirtisidir.

Aile, İş ve Sosyal Yaşamı Etkileniyorsa…

Bir diğer bağımlılık göstergesi de kişinin hayatının merkezinde madde oluşu sebebi ile diğer aktivitelere yeteri kadar zaman ayıramamasıdır. Birincisi, madde kullanımından dolayı kişi mesleki zararlar görür. Örneğin; alkol kullanan bir kişi, gece yarısına kadar sızıncaya dek içer ve sağlıklı olmayan bir uyku ile geceyi geçirir. Sabaha karşı uyandığında ise başı ağrıyor ve düzensiz uyku sebebiyle yorgundur. İşe bu şekilde gider ve hatta uyanamadığı için işine de gidemeyebilir. İlk başlarda işyerindeki üstleri veya patronları bu durumu görmezden gelse de bir süre sonra kişinin yaşadığı performans kaybı sebebiyle kişi işinden atılır. İkincisi, madde kullanımı sebebi ile kişinin sosyal hayatı zedelenir. Kişi hayatının merkezine maddeyi aldığı için artık madde kullanımından başka diğer tüm aktivitelere kapıyı kapatır. Eskiden yaptığı şeyler artık kendisine zevk vermemektedir.

Uzun yıllar madde kullanan bir danışanım, arkadaş çevresinin de uzun yıllar içerisinde maddeye göre şekillendiğini ve çevresindeki herkesin madde kullanıcısı olduğunu belirtmişti. Bir süre sonra yaptıkları aktivitelerin hep madde odaklı olduğunu belirtmişti. Tedavi ile birlikte temiz kalmaya başlayınca madde kullanıcısı arkadaş çevresini de değiştirmek durumunda kaldı ve eskiden samimi olduğu ve madde kullanmayan arkadaşlarıyla yeniden görüşmeye başladı. Ancak danışan bu yeniden eski çevresine alıştığı süreçte diğer insanların yaptığı, sinemaya gitmek vb. sıradan aktivitelerin başlangıçta çok da zevk vermediğini belirtti. Madde kullanımı sebebiyle zarar gören sosyal yaşamın rehabilitasyon süreci ile desteklenmesi gerekmektedir.

Üçüncüsü, bağımlılık süreci aile ilişkilerini de oldukça olumsuz etkiler. Kişi, alkol kullanıp eve geç saatlerde gelir ve eşiyle tartışma yaşayabilir. Bu tartışma sebebiyle çocukların uykusu bölünebilir ve bu kez eşin yanı sıra çocuklara karşı da şiddet uygulayabilir. Şiddet veya kötü muamele söz konusu olmasa bile bağımlı ile aile bireyleri arasında aile bağları zayıflamıştır. Bağımlı kişinin ailesine karşı ilgisi iyice azalmıştır. Bu bağın tekrardan kurulması ise ancak ailenin de tedaviye entegre olmasıyla mümkün olur.

Zararları Bilmesine Rağmen Kullanıyorsa…

Bir diğer bağımlılık göstergesi ise kişinin alkol/madde kullanımının verdiği zararları bilmesine rağmen yine de kullanıma devam etmesidir. Örneğin; kişi yoğun şekilde alkol kullanımı sonucu gelişen alkol bağımlılığı sebebiyle birkaç kez pankreatit atağı geçirmiş ve kişiye kronik pankreatit tanısı koyulmuştur. Doktorların defalarca alkolü bırakması yönündeki sözlerini dikkate almayan bağımlı kişi, pankreatitin alkol kullanımı sebebiyle olduğunu bilmekte ancak yine de alkol kullanmaya devam etmektedir. Bu belirtilerin üçü veya daha fazlası bir yıllık dönem içerisinde klinik bir bozulmaya veya sıkıntıya yol açarak madde kullanımı ile ortaya çıkıyorsa, kişiye bağımlı tanısını koyabiliriz. Kişi, bağımlı tanısını aldıktan sonra kendisine uzman tarafından risk ve ihtiyaçları doğrultusunda bir tedavi programı oluşturulmalıdır.

klinik psikolog onur aydın kimdir? istanbul uzman psikolog

Mentalium Psikoloji Kadıköy psikolog alternatifleri arasında öne çıkan bir psikolojik danışmanlık merkezidir. Eğer aradığınız İstanbul psikolog seçenekleri arasında uygun fiyatlı, etik çalışan ve kurumsal bir merkez ise bizi tercih edebilirsiniz.

Mentalium Psikoloji © 2024. Tüm Hakları Saklıdır.