Öfke Patlaması İle İlgili 3 Yanlış
Öfke denildiğinde çoğumuzun zihninde oluşan olumsuz bir düşünce vardır. Öfke hep olumsuz olarak anılır ancak hepimizde var olan ve doğal bir duygudur. Hepimiz öfkeleniriz elbette ancak bazılarımız öfkesini kontrol edebilirken bazılarımız öfke kontrolü konusunda zorluklar yaşar.
Öfke patlaması ise öfkenin kişinin kendisine veya çevresine zarar verecek şekilde dışa vurumudur. Öfke patlaması yaşayan kişinin başta kendisine olmak üzere çevresindeki canlılara veya cansız nesnelere de zararı olabilir.
İşte bu sebeple öfke patlaması kontrol edilmeli ve öfke sağlıklı şekilde ifade edilmelidir. Eğer siz de öfke patlaması yaşıyor ve kontrol etmekte zorlanıyorsanız, bizden ruhsal destek alabilirsiniz.
Öfke Nedir?
Öfke hepimizin içinde var olan ve dünyaya gözümüzü açtığımız ilk anlarda dahi gösterdiğimiz duygusal bir tepkidir. Doğduktan sonraki ilk anlarda bebeğin dış dünyaya alışmaya çalışırken verdiği tepki de öfke olarak nitelendirilebilir.
Öte yandan, patronuna karşı dile getiremediği tepki nedeniyle gösterdiği öfke tepkisi de yine aynı şekilde değerlendirilebilir. Öfke aslında doğal ve sağlıklı bir tepkidir. Kişiyi dış tehditlerden veya tehlikelerden koruyan bir duygusal tepkidir. Bu sayede kendisine korumasını da sağlayabilir.
Öfke duygusu açığa çıkarken kişinin vücudunda fiziksel bir enerji açığa çıkar ve bu enerji tehlikeli durumlarda kişiyi yaşamda tutar. Öfke biraz önce de belirttiğimiz gibi işe yarayan ve kişinin gerekli durumlarda kullanabildiği bir duygudur.
Sınırlandırılabildiği veya diğer bir ifadeyle kontrol edilebildiğinde öfke yararlıdır. Ancak kontrol dışına çıktığında ise öfke kişiye ciddi zararlar verebilir. Öfke patlaması da aslında kişinin kontrolünü kısmen ya da tamamen yitirdiği ve kendisine zarar verdiği bir süreçtir.
Öfke patlaması kontrol edilen ve edilmesi gereken bir tepki halidir. Ancak kontrol edilmesi için bastırılması doğru bir yöntem değildir. Öfke bastırıldığı sürece olumsuz duygular artacak ve kişi kendisini iyi hissetmeyecektir.
Öfkenin bastırılmasından ziyade tanınması çok önemlidir. Öfke inkar edilmemeli ve kabul edilmelidir. İnkar ettikçe kişinin zihninde öfke patlaması oluşturan düşüncelerin sadece üstünü kapatmış oluruz. Ancak kapatmak bu düşüncelerin ortadan kalkmasını ya da en azından yeniden değerlendirilmesini sağlamaz.
Bu nedenle öfke ilk önce kabul edilmeli ve tanınmalıdır. Daha sonra da doğru şekilde öfke patlaması yaşamadan ifade edilmesi gerekmektedir. Öfkenin ayrıca bir sorun çözme aracı olmadığı öğrenilmelidir.
Bazı bireyler öfke patlaması yaşadığında bir sorunu çözebileceğini düşünür ancak bu düşünce daha çok öfkelenmesine de neden olur. Öfke ile ilgili birçok doğru bilinen yanlış vardır. Yazımızın devamında öfke ile ilgili birçok yanlışı inceleyeceğiz.
Öfke Patlaması İstenen Bir Şeydir
Hayır, öfke patlaması istenen bir şey değildir. Yıllar boyunca öfke patlaması için sağlıklı bir öfke dışa vurumu denilmiştir. Ancak bu görüş oldukça yanlıştır. Öfke patlaması yaşamak öfkenin doğru dışa vurumu değildir.
Öfkenin dışa vurumunun eskiden olumlu bir tepki olduğu düşünülür ve öfke sorunu yaşayan kişilere çığlık atması, bağırması, yastıkları yumruklaması veya kum torbasını dövmesi istenirdi.
Ancak daha sonra ortaya konulan araştırmalar bu dışa vurum tekniklerinin aslında kişinin daha sonra tekrar öfke patlaması yaşamasının yolunu açtığını göstermiştir. Bir diğer deyişle, aslında kişi öfke patlaması yaşayarak öfkeyi yanlış şekilde dışa vurmayı öğrenmektedir.
Bunu şöyle bir örnekle zihninizde canlandırabilirsiniz. 17 yaşında bir genç sık sık öfke patlaması yaşamaktadır. Aşırı öfkeli anlarında kendisine zarar vermesinden çekinen ailesi ona gidip bir kum torbası alır.
Kum torbasına vurdukça daha da öfkelenen genç aslında öfkeyi yaratan düşüncelerini değiştirmek yerine öfkeyi başka bir şekilde dışa vurmaktadır. Sadece yöntem değişmektedir ve öfke yine aynı şekilde kalmaktadır.
Öfke patlaması ile başa çıkmak için bu yöntem doğru olmadığı gibi öfkeyi dışa vurma girişimlerini daha da öte konumlara taşıyabilir. Öfkeliyken kum torbasına vurmaya alışan genç bundan sonra bir başka birey ile tartışırken de bunu uygulayabilir.
Kardeşiyle herhangi bir nedenden dolayı tartışan ve öfkesini kontrol edemeyen genç bu kez kardeşine de vurabilir. Öfkeyi boşaltmak için öfkeyi dışa vurmak tehlikeli sonuçlara yol açabilir. Benzer şekilde, öfkeyi içe atmak da zararlı olacaktır.
Bunun yerine, öfke patlaması ve öfke kontrol sorunu yaşayan kişi öfkesini kabul etmeli, incelemeli ve sağlıklı düşüncelerle bu olumsuz davranışı değiştirmelidir. Öfke patlaması aslında ne yazık ki bazı toplumlarda da istenen bir davranış olarak algılanabilir.
Bireysel algıda olduğu gibi toplumsal algıda da bu durum tamamen yanlıştır. Öfke bir çözüm yolu olmadığı gibi kişinin öfke patlaması yaşaması da sorunları çözmeyecektir. Bu örneği de 17 yaşındaki genç üzerinden sürdürelim.
Okulda daha önce de iyi ilişkileri olmadığı bir sınıf arkadaşı olduğunu düşünelim. Okul çıkışında halı saha maçında sert bir faul yaptığında bunu kişisel bir saldırı olarak algılayan 17 yaşındaki genç arkadaşının üzerine yürümüş ve ona bir yumruk atmıştır.
Arkadaşı da samimi olduğu biriyle birlikte ona peş peşe yumruklar atarak yüzünün yaralanmasına sebep olmuştur. Peki 17 yaşındaki gencimiz ne yapabilir bu durumda? Öfke patlaması yaşayan genç hemen mahalledeki arkadaşlarını toplar ve kendisine yumruk atan iki kişiyi halı sahanın çıkışında yakalar.
Bu kez daha kalabalık gelen genç ve arkadaşları da bu iki kişiyi ağır şekilde darp ederler. Bu adeta bir kan davası şeklini almıştır. İşin içine bazen aile büyükleri girer ve iki gencin anlık öfke patlaması birden bire ailelerin de birbirine saldırdığı küçük çaplı bir savaşa dönüşür.
Bu artık tamamen bir güç gösterisi ve intikam girişimidir. Bu girişimler arttıkça arkası gelir ve bir süre sonra hem maddi hem de manevi bazı zararları iki taraf da görür. Öfke patlaması ile şiddet birbiriyle kardeştir.
Biri diğerini tetikler ve kişi bu durumdan hem fiziksel hem de ruhsal zarar görür. Öfke patlaması ve öfkenin şiddetle dışa vurumu toplumda istenen bir davranış değildir çünkü bir çözüm yöntemi değildir.
Birisine şiddet uygulayarak onun sizi sevmesini sağlayabilir misiniz? Şiddet uygulayarak bazı şeyleri elde edebilir misiniz? Diyelim elde ettiniz, sizden daha güçlüsü elde ettiğiniz kazanımı sizden geri almayacak mıdır?
Öfke Genetiktir ve Değişmez
Öfke patlaması yaşayan birçok kişi öfkenin kaynağı olarak ailesini göstermektedir. Öfkelenme gerekçesi olarak ebeveynlerini veya aile üyelerini göstermektedir.
Bu söylem aslında kişinin durumu sıradanlaştırma ve yaşadığı öfke patlaması için gerekçe ortaya koyma girişimidir. Aşırı öfkeli tepkilerin tercih edilen tepkiler olduğunu görmezden gelmektedir. Öfkeli tepkiler değiştirilebilir ve kalıtsal özelliği yoktur.
Öfke patlaması yaşayan bireylerden ise şu sözleri çok sık duyabiliriz: Babam da dedem de çok öfkeli insanlardı, ben tercih etmedim böyle olmayı. Bu sözü duyduğunuzda aklınıza ilk gelen şey muhtemelen öfkenin kalıtsal geçişi olacaktır.
Aşırı öfke tepkisinin aslında genetik olarak oluştuğunu ve kişinin henüz doğmadan bu genlerle dünyaya gelmeye hazır olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak öfke öğrenilen bir duygusal tepkidir. Öfke sonradan öğrenilebildiği gibi öfke kontrolü de sonradan öğrenilebilir.
Yani öfke patlaması halinde tepki vermemeyi de öğrenebilir ve yaşadığınız duygusal süreci değiştirebilirsiniz. Bir kişinin dedesinin ve babasının aşırı öfkeli olması kişinin de genetik açıdan aşırı öfkeli olacağını göstermez.
Ancak dedesi ve babasından öfkeyi öğrendiği anlamına gelebilir. Babası dedesinden öfkeli davranışları öğrenmiştir. Kişi de babasından öfkeyi öğrenmiştir. Öfke öğrenilebilir ancak sonradan öğrenilebildiği için kontrol etmek de sonradan öğrenilebilir.
Bir kişi babasından öfkeyi genellikle çocukluk döneminde öğrenir. Örneğin; babası öfkelenerek evde istediğini yaptırabiliyorsa çocuk bunun doğru bir yöntem olduğunu öğrenir. Bu kez kendisi bir şeyi çok istediğinde bu yöntemi kullanmaya karar verir.
Bu yöntemin işe yaradığını fark ettiğinde de artık bunu sürekli kullanmayı öğrenir. İtiraz etmek, bağırmak, karşı gelmek ve öfkelenmek eğer bir ortamda geçerli bir davranış olarak kabul ediliyorsa çocuğun da öfke patlaması yaşaması aslında bir stratejidir.
Öfke Her Zaman Saldırganlığa Yol Açar
Öfke patlaması engellenebilir ancak engellenemediğini bilmek öfke kontrolünü güçleştirir. Öfkelenen kişinin o anda saldırgan davranışlar sergileyeceği düşünülür. Ancak bu bir gereklilik değildir. Öfkelenmenin çok normal ve doğal bir duygu olduğunu biraz önce belirtmiştik.
Hepimiz herhangi bir şeye öfkeleniriz ancak hepimiz saldırgan davranışlar sergilemeyiz. Öfke kontrolü sağlanabilen bir tepkidir. Öfke bir duygudur ve her duygu belli bir davranışla sonuçlanacak diye bir formül yoktur.
Bilişsel davranışçı teoride sık sık kullanılan ABC modeli bu durumu şöyle açıklar. Öncelikle ABC modeline göre biliş sistemimizin üç belirleyicisini inceleyelim. Duygu, düşünce ve davranış. Duygu, bizim herhangi bir olay, durum ya da tetikleyici bir etken karşısında hissettiklerimizdir. Hislerimiz tamamen özneldir.
Herkes aynı olay karşısında aynı hisleri yaşamaz. Düşünce ise bu hisleri yaşarken aklımızdan geçen şeylerdir. Bir diğer ifadeyle, yaşadığımız herhangi bir olay veya içinde bulunduğumuz durumla ilgili kendi kendimize söylediğimiz şeylerdir.
Düşüncelerimiz yaşadıklarımızı yorumlama şeklimizdir. Bu yorumlar o olayla veya durumla ilgili algımız veya değerlendirmemizdir. Düşüncelerimiz de duygularımız gibi bize özeldir. Davranışlarımız ise aklımızdan geçen düşüncelerimiz doğrultusunda şekillenebilen eylemlerdir.
Davranışlarımız aslında harekete geçtiğimiz ve aksiyon aldığımız süreçlerdir. Olumsuz davranışlar, olumsuz duygu ve düşüncelerle bağlantılıdır. Bu üçlü birbirini olumlu veya olumsuz etkiler. Peki her zaman her tetikleyici olay herkeste aynı duygu, düşünce ve davranışları yaratır mı?
Yani herhangi bir olay herkeste öfke patlaması ortaya çıkarır mı? Aynı hisleri yaşayan ve benzer şeyleri düşünen herkes aynı tepkiyi veya eylemi sergiler mi? Bunu bir örnek üzerinden açıklayalım. İstanbul için konuşursak insanların en çok öfke patlaması yaşadığı alanlardan biri trafiktir.
İstanbul trafiğinde adım adım gittiğinizi ve ilerde bir kaza olduğunu düşünün. 1.5 saattir yoldasınız ve bir an evvel evinize ulaşıp dinlenmek istiyorsunuz. Derken trafik yavaş yavaş açılıyor ancak bir bakıyorsunuz ki bir araç korna çalarak tehlikeli bir şekilde aracını önünüze kırıyor.
Tehlike yaşıyorsunuz ve öfke patlaması yaşıyorsunuz. Buradaki hislerinizi öfke olarak adlandıralım. Öfkeliyken aklınızdan geçen şeyler neler olabilir? Örneğin; Biz burada boşuna bekliyoruz sanki. Benim hakkımı yedi. Bu cümleleri çoğaltabiliriz.
Bu düşünceler bize özgü ve bizim trafikte yaşadığımız olaya dair yorumlarımızdır. Bu olayı biz hak yemek olarak değerlendirmişizdir. Bu şekilde değerlendirdiğimizde de sonuç olarak aracımızı o aracın önüne kırar ve aşağı ineriz.
Aşağı indiğimizde karşı tarafa saldırır ve belki de sonu belli olmayacak derecede riskli bir kavgaya girişebiliriz. Peki her öfkelenen veya her hakkı yendiği düşünen aracından aşağı inip karşıdaki sürücüyü darp eder mi?
Öfke patlaması kesinlikle yaşanacak bir davranış mıdır? Hayır. Bazıları o araçtan inerek darp olayına karışırken bazıları ise kendilerini kontrol edebilirler. Demek ki öfke patlaması kontrol edilebilir çünkü öfke kontrol edilebilir.
Aracından indiğinde karşı tarafta bıçak, silah vb. yaralamaya yol açabilecek bir alet olabileceğini düşünen kişi bu eylemi gerçekleştirmeyebilir. Ölmekten veya yaralanmaktan korkabilir.
Öte yandan, karşı tarafa zarar verebileceğini düşünerek, empatik düşünerek bundan kaçınabilir. Öfke patlaması ve yaşanabilecek maddi veya manevi zararların hesabının dengesi yapılmalıdır.
Mentalium Psikoloji Kimdir?
Mentalium Psikoloji 2019 yılında Klinik Psikolog Onur Aydın’ın girişimleriyle kurulmuş bir psikolojik danışmanlık merkezidir. Merkezimizde çalışan uzman psikolog kadromuz birçok alanda bireysel ve çift terapisi desteği sunmaktadır.
Hizmetlerimiz arasında öfke kontrolü, depresyon, anksiyete bozukluğu, fobi, bağımlılık ve obsesif kompulsif bozukluk gibi birçok alanda ruhsal destek sağlamak sayılabilir. Eğer siz de öfke patlaması yaşıyor ve öfkenizi kontrol etmek istiyorsanız, uzman psikolog kadromuz size ruhsal destek sağlayabilir.