“Ramazanda alkol almıyorum, o zaman ben alkol bağımlısı değilim”. Bu cümleyi alkol bağımlılarından sık sık duyarız. Birçok alkol bağımlısı bu cümleyi sarf ederek bağımlı olmadığını iddia edebilir ancak bağımlı kişinin bir süreliğine alkolü bırakması bağımlı olmadığını göstermez. Bir kişiye bağımlı diyebilmek için bazı kriterler vardır. Bunlardan biri de kişinin bırakma girişimlerinin başarısız olmasıdır. Bir bırakma girişiminin başarısız olması demek bir süreliğine kişinin alkolü bırakması ancak bir süre sonra tekrardan başlamasıdır.
Bir Alkol Bağımlısının Hikayesi…
Bırakma girişimlerinin başarısız olması ve kişinin bağımlılık öyküsünü bir örnek üzerinden inceleyelim. Ahmet, 50 yaşındadır ve ilk alkol kullanımı 15 yaşında gerçekleşmiştir. 10 yıl boyunca alkol almasına rağmen o dönemde sadece istediği miktarda ve sıklıkta alkol almaktaydı. O dönem alkol sebebiyle aile, iş veya eğitim hayatı etkilenmiyordu. İstediği zaman alkol almayı bırakabiliyordu. Örneğin; arkadaşlarıyla bir yere gittiği zaman eve dönüş saatini kendisi belirleyebiliyordu. İki bira içip kalkabiliyordu çünkü iki bira ile haz alabiliyordu. Ancak 25 yaşlarından sonra zamanla aynı keyfi veya rahatlamayı sağlayabilmesi için daha fazla miktarda alkol alması gerekiyordu. İstediği zaman içmeyi durduramıyordu. İki bira yetmiyordu ve ancak sızınca arkadaşları tarafından eve getirilebiliyordu. Ahmet yine de içmeye devam ediyordu. Kimse onu tedaviye ikna edemiyordu çünkü bırakmak için hazır değildi. Bir süre sonra evlendi ve çocuğu oldu Ahmet’in. İşyerindeki sorumluluklarına ek olarak bakması gereken ailenin de sorumluluğunu üstlenmeliydi artık.
Ara Ara Bırakmasına Rağmen…
Sorumlulukları artmasına rağmen kalıcı olarak alkolden uzak kalamıyordu. Bağımlılık, bırakma girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlandığı bir hastalıktı çünkü. Sadece Ahmet değil tüm bağımlılık için geçerliydi. Ahmet kullandığı alkolü defalarca kez bırakmayı denedi. Alkolü ilk kesme denemesinde bir hafta hiç alkol kullanmadı ancak daha sonra bir biradan bir şey olmaz dedi ve tekrar eski miktarlara geri döndü. Bu girişimden birkaç ay sonra Ahmet tekrar bırakmaya çalıştı ancak ikinci gün tekrar içmeye başladı. Ahmet daha sonra yaşının da ilerlediğini düşünüp Ramazan aylarında oruç tutmaya başladı. Bunun için de bir ay boyunca alkol kullanmaması gerekiyordu. Zaten gün içinde içemeyeceğini biliyordu, akşamları da kendisine ilgilenecek birkaç şey bulabilir ve bu durumun üstesinden gelebilirdi. Nitekim Ramazan boyunca Ahmet ağzına alkol sürmedi. Ancak Ahmet’in bırakma denemesi Ramazan’ın bitimiyle son buldu ve Ahmet bayramın ilk günü tekrardan içmeye başladı. Yakınları bağımlı olduğunu söyleyince de Ramazan boyunca 1 ay süreyle içmediğini belirtti. Ahmet’e göre istemediği zaman içmiyorsa o bağımlı değildi.
Ahmet Bağımlı Mı?
Bağımlılık konusunda DSM tanı kriterleri kitapçığı ise tam tersini söyler. Bir kişi ne kadar sürerse sürsün bir zaman sonra tekrar kullanıma geri dönüş yapıyorsa, bağımlılık için ciddi bir risk faktörünü barındırıyor demektir. Ahmet’in istediği zaman bırakması ancak tekrardan içmeye başlaması Ahmet’in bırakma konusunda motivasyonu ile ilgilidir. Bağımlıların bırakma motivasyonları değişiklikler gösterebilir. Kimisi eşinin boşanma söylemlerinden çekinir ve ailesinin dağılmaması için alkolü bırakabilir. Kimisi geçici bir süreliğine azaltma yoluna gidebilir çünkü artık yoğun alkol kullanımı kendisini birçok konuda zorlamaya başlamıştır. Kimisi ise Ahmet’in yaptığı gibi yılda 11 ay alkol kullanırken 1 ay hiç alkol almamaktadır. Bunların hepsi kişinin alkolü bırakma gerekçelerinden biridir ancak kısa bir süre ara verme kararlılığının bulunması alkol bağımlısı olunmadığını göstermez.
Bağımlılık- Tansiyon- Diyabet…
Bağımlılık kronik bir hastalıktır. Bağımlılık aynı hipertansiyon, diyabet veya astım gibi zaman zaman nükseden bir hastalıktır. Nüksleri önleyebilmek kişinin elindedir ve bu durum öğrenilebilir. Ancak kişi nüksleri tamamen önleyemiyorsa da en azından bunun için çabalamaya devam eder. Bağımlılığın nüksedebilen bir hastalık olduğunu aynı bağımlılık gibi nükseden bir diğer hastalık olan hipertansiyon üzerinden örnek verelim. Tansiyon sorunu yaşayan kişi hekime başvurur. Hekim kendisine her gün kullanması için ilaç tedavisi yazar ve tuzdan kesinlikle uzak durmasını söyler. Kişi 3 yıl doktorun dediklerini yapar ve tansiyon seviyesi normal seyreder.
Ancak 3 yıl sonra durumun geçtiğini, artık tansiyon hastası olmadığını düşünür ve yeniden tuzlu yemeye başlar. İlaçlarını da kesmiştir artık. Sonuç olarak tansiyon seviyeleri yeniden yükselmiştir. Bağımlılık da aynı hipertansiyon hastalığı gibi nükseder. Kişi 3 sene boyunca alkol kullanmaz ancak daha sonra bağımlılık hastalığının tamamen iyileştiğini düşünerek tekrardan içmeyi dener. Tek bir kez dahi alkol alımıyla tekrardan eski haline geri dönebilir. Bu sebeple kişinin ömür boyu alkolden uzak kalması gerekir. Özetle, ramazan ayında kişinin alkol kullanmaması ve bir aylığına alkolden uzak kalması bağımlı olmadığını göstermez. Kişi bir süre alkolden uzak kalsa dahi tekrar geri dönüş yapıyorsa bağımlılıktan söz edebiliriz.