Yetişkinlerde Depresyon ve 4 Göstergesi
Yetişkinlerde depresyon görülme sıklığı yüzde 10 civarındadır. Bu sıklık da yetişkinlerde depresyon rahatsızlığını en sık görülen ruhsal rahatsızlık haline getirmektedir. Yetişkinlerde depresyon ile çocuk ve ergenlerde depresyon birbirinden belirtileri itibariyle farklılıklar gösterebilir.
Depresyon tedavi edilebilen bir ruhsal rahatsızlıktır. Yetişkinlerde görülen depresyonun birçok belirtisi vardır. Bunlardan bazıları mutsuzluk, keyifsizlik, isteksizlik, kilo değişimleri, çaresizlik ve karamsarlık olarak nitelendirilebilir.
Ancak bu belirtilerin belirli kriterleri karşılaması depresyon tanısı koyulması için önemli bir koşuldur. Yazımızın devamında depresyonun nasıl bir ruhsal rahatsızlık olduğunu detaylı olarak işleyeceğiz. Eğer siz de depresyon tedavisi görmek ve mutlu şekilde yaşamak isterseniz, bizden psikolog desteği alabilirsiniz.
Depresyon Nedir?
Hayatımızın bazı dönemlerinde çeşitli nedenlerle ve hatta nedenlere bağlayamadığımız şekilde kendimizi mutsuz hissedebiliriz. Eskisi gibi mutlu görünmüyor olabiliriz. Bazen kendimiz de bizdeki mutsuzluğu hisseder ancak anlam veremeyebiliriz.
Yetişkinlerde yaşanan birçok yaşam olayının etkisinden dolayı yine yetişkinlerde depresyon rahatsızlığı oluşabilir. Yetişkinlerde, çocuklarda ve ergenlerde oldukça sık görülen bu ruhsal rahatsızlık hem fiziksel hem de ruhsal bazı bulgular sergileyebilir. Yetişkinlerde depresyon ile diğer dönemlerde görülen depresif sorunlar aynı olmayabilir. Bu sebeple yetişkinlerde depresyon belirtilerini ayrı bir şekilde inceleyeceğiz.
Depresyonu incelerken elbette depresyon belirtilerinden bahsedeceğiz ancak bu belirtileri sergileyen herkesin de depresyonda olduğunu söylemek doğru olmayabilir. Zaman zaman mutsuz olabiliriz ancak bu bizim depresyonda olduğumuzu göstermez.
Yetişkinlerde depresyon belirtilerinin belli koşullarda karşılanması gerekmektedir. Yetişkinlerde depresyon belirtilerinin mutlaka en az iki hafta süreyle devam etmesi gerekir. Bir başka deyişle, kişinin depresyonda olduğunu gösteren önemli detaylardan birisi uzun bir süredir bu olumsuz belirtileri yaşamasıdır.
Depresyonun tanı alabilmesi için kişinin iki haftadan uzun bir süreyle depresif semptomları yaşaması gerekmektedir. Aksi takdirde, kısa bir süreliğine mutsuz, keyifsiz veya isteksiz olan herkesin depresyonda olduğunu düşünmemiz gerekirdi. Depresyon ile mutsuzluk aynı şeyler değildir.
Bir duygudurum olan mutsuzluk kısa süreli olarak hepimizin yaşayabileceği bir şeydir ancak depresyon daha kararlı ve inatçı şekilde süregelen mutsuzluk tablosudur. Elbette depresyonun tek belirtisi mutsuzluk değildir. Depresyondaki birey mutsuz olduğu kadar da isteksizdir.
Yetişkinlerde depresyon özellikle bireyin iş, sosyal yaşam ve aile ilişkilerini olumsuz yönde etkileme niteliğine sahiptir. Yetişkinlerde diğer yaş gruplarına göre bu süreçler daha olumsuz etkilenir. Yetişkinlerde daha fazla sosyal yaşamın etkisiyle farklı alanlarda kendisini gösterebilir.
Kişinin yaşadığı isteksizlik tablosu git gide şiddetlenme eğilimi gösterebilir. Depresyondaki birey eskiye oranla daha isteksiz görünür ve eskiden yaptığı tüm aktiviteler artık ona zevk vermez hale gelmiştir.
Depresif belirtilerin ortaya çıkmasından önce deniz kenarında yürüyüş yapmaktan, bisiklete binmekten veya arkadaşlarıyla buluşmaktan çok zevk alan kişi artık bunları yapmak istememektedir. Başlarda zaman zaman kendisini zorlayabilse de giderek daha az sıklıkta gerçekleşmeye başlar.
Keyif alamadığı için hobi vb. bazı aktiviteleri gerçekleştirmeyen kişinin git gide hareketliliği ve aktivasyonu azalmaya başlar. Zamanla giderek içine kapanmaya ve birşeyler yapmaktan uzak kalmaya devam eder. İsteksizlik depresyonun en önemli belirtileri arasında gelmekte ve yetişkinlerde depresyon göstergesidir.
İsteksizlik yetişkinlerde depresyon vakalarında değişik şekillerde kendisini gösterebilir. Eskiden buluştuğu arkadaşlarıyla daha nadiren buluşmaya başlaması da mümkündür. Öte yandan, evden dışarı çıkmakta zorlanan kişiler de mevcuttur.
İsteksizliğe yorgunluk, bitkinlik ve enerji azlığı da eşlik eder çoğu zaman. Kişi kendisini o kadar bitkin ve yorgun hissedebilir ki elini kolunu kıpırdatacak enerjiyi kendisinde bulamayabilir. Zamanla bu sebeple ilişkileri, sosyal yaşamı ve iş yaşamı zarar görebilir.
Motivasyon eksikliği, öğrenme güçlüğü ve unutkanlık da yetişkinlerde depresyon belirtileri arasındadır. Özellikle ergenlerde ve yetişkinlerde depresyon bu nedenle iş ve eğitim hayatında zor dönemlere sebep olabilir.
Depresyondaki bireyin odaklanma sorunları yaşaması olasılığı yüksektir. Herhangi bir işe odaklanmada güçlük çeker ve bu nedenle yapacağı işler genellikle gecikir. Yetişkinlerde depresyon varlığında yeni bir şeyler öğrenmek de zorlaşabilir. Motivasyon eksikliği ise genellikle isteksizlik tablosuyla benzerlikler gösterebilir.
Yetişkinlerde depresyon rahatsızlığının bir diğer belirtisi ise cinsel isteksizliktir. Yetişkinlerde depresyon nedeniyle cinsellikten uzaklaşma, cinsel ilişki sıklığının ciddi anlamda azalması veya orgazm güçlükleri sık sık görülebilir.
Bazı olumsuz duygular özellikle ergenlikte ve yetişkinlerde daha sık ve belirgin halde olabilir. Bunlar çoğunlukla kişinin içinde bulunduğu karamsarlık ve çaresizlik duygularıdır. Ergenlerde ve yetişkinlerde depresyon sorunu yaşayan bireyler içinde bulunduklarını hissettikleri olumsuz tablonun gelecekte de devam edeceğini düşünürler.
Hatta karamsar düşünceleri nedeniyle ilerde yaşamının daha da zorlaşacağını ve hiçbir şeyin düzelmemesine ek olarak herşeyin daha da kötü gideceğini düşünmektedirler. Çaresizlik de ergenler ve yetişkinlerde sıklıkla görülen ve özellikle intihar düşüncelerine eşlik etmesi sebebiyle dikkat edilmesi gereken bir duygudur.
Kişi depresyonda kendisini çok çaresiz hissedebilir. Yaşadıklarına karşı ne yapacağını şaşırmış haldedir ve çözüm yolları bulamadığını ifade edebilir. Örneğin; evli bir kişiyle ilişkisi olan bir depresyon hastası ne partnerinden vazgeçebildiğini ne de bu yükü kaldırabildiğini belirtir. Eğer ergenlerde ve yetişkinlerde depresyon seyri varsa, bu durum çocuklara göre daha ağır da seyredebilir.
Kendisini bu durumdan çıkamayacak kadar çaresiz, güçsüz ve karamsar hissedebilir. Başka hiçbir çaresi olmadığını düşündüğü anda intihar düşünceleri eyleme de dönüşebilir. İntihar yetişkinlerde depresyon sürecinde özellikle çalışılması gereken bir olgudur. İntihar ve çaresizlik ilişkisini yazımızın devamında daha detaylı inceleyeceğiz.
Yetişkinlerde Depresyon ve Kilo Değişimi
Yetişkinlerde depresyon sorunu kişinin ruhsal dünyasını etkilediği kadar fiziksel dış görünüşünü de etkilemektedir. Ergenlerde ve yetişkinlerde depresyon sonucu birçok birey kilo almakta veya kilo kaybetmektedir. Kilo değişimlerinin arkasında genellikle iştahtaki değişimler yatmaktadır. İştah sorunları özellikle kişinin ruhsal süreciyle çok bağlantılıdır.
Yetişkinlerde depresyon sonucu kişide iştah ya çok azalır ya da aşırı artar. Bunun neticesinde de kişi ya çok kilo verir ya da çok kilo almaktadır. Klinik alanda daha çok kilo alımlarına şahit olmakla beraber kilo kaybı da görülebilmektedir.
Kilo değişimleri özellikle yetişkinlerde depresyon dışında bazı nedenlerle de gerçekleşebilir ancak depresif duygudurumda daha farklı bir seyir söz konusu olabilir. Bu nedenle kişinin depresyondan kaynaklı kilo değişimi için bir sınır söz konusudur.
Kilo değişimleri kişinin vücut ağırlığının yüzde beşinden fazla olacak şekilde gerçekleşiyorsa yetişkinlerde depresyon bu değişimin sebebi olabilir. Örneğin; 100 kilo olan yetişkinlerde en az 95 kiloya kadar düşmesi yetişkinlerde depresyon rahatsızlığının bir sonucu olarak nitelendirilebilir.
Öte yandan, kilo alan yetişkinlerde depresyon kanısına varılması için de kişinin en az 105 kiloya çıkması ön görülmektedir. Kilo değişimleri beraberinde hem fiziksel hem de ruhsal sıkıntılara da zemin hazırlayabilir. Yetişkinlerde depresyon ve obezite arasında da böyle bir ilişki olabilir.
Obezite sorunu yaşayan bireylerde depresyonun daha da şiddetlendiği ve hareketliliğin kısıtlandığı görülmektedir. Bu durum daha fazla depresif duygudurum şiddetine neden olabilir.
Günümüzde obezitenin başta kanser olmak üzere birçok ciddi fiziksel soruna yol açtığı düşünüldüğünde depresyonun ne denli ciddi bir sorun olduğu da göz önüne alınmalıdır. Kilo değişimleri sonucu yetişkinlerde vücuduna yönelik algı da değişebilir. Depresif belirtileri sergileyen bir kişi aynaya baktığında kendisini kilolu, çirkin, bakımsız ve yaşlı hissedebilir.
Bu düşünceler onun güzellik algısını olumsuz yönde etkilediği kadar aynı zamanda değersizlik hislerini de tetiklemektedir. Aynaya baktığında kendisini çirkin ve yaşlanmış hisseden kişi artık ona kimsenin değer vermeyeceğini ve gözden düştüğünü de düşünebilir.
Yetişkinlerde Depresyon ve İntihar
İntihar, kişinin kendisini çok çaresiz hissettiği bir dönemde yaşamına son vermesidir. İntihar bazen eylemlerle vücut bulabilirken bazen de sadece düşüncelerden ibarettir. İntiharın sadece düşüncede kalması da oldukça tehlikeli bir durumdur çünkü her an eyleme dönüşebilme riski vardır.
Eyleme dönüşmeyen intihar her zaman pusuda bekleyen bir aslan gibidir ve ne zaman saldıracağı belli olmaz. İntihar düşüncelerinin yetişkinlerde kişinin kendisini çok çaresiz hissettiği zamanlarda zihninde oluştuğunu belirtmiştik.
Bu dönemde kişi kendisini hiçbir çıkar yol bulamayacak derecede çaresiz hissetmekle birlikte tek çıkar yol olarak kendini öldürmeyi düşünebilir. Bazen ölüm düşünceleri eyleme dönüşür bazen ise sadece düşüncede kalabilir. Eyleme dönüşmesi de kişinin her zaman ölmeyi planladığı anlamına gelmeyebilir.
Bazen ölüm düşüncesinden daha çok çevresinden bir yardım almak istediğini de gösterebilir. Örneğin; çevresine anlatamadığı sorunları olduğunu düşünen kişi sorunlarını bu şekilde anlatabileceğini de düşünebilir. Eğer yaşadıklarını yakınlarına anlatırsa yargılanacağını, suçlanacağını ve tepki göreceğini düşünmektedir.
Bu nedenle intihar bir yardım çığlığı olarak düşünülür ancak intiharın her zaman bir ölüm riski barındırdığı da düşünülmelidir. Bazen intihar vakaları çok daha planlanmış ve hesaplanmışken bazı yetişkinlerde ise daha dürtüsel kararlar doğrultusunda gerçekleşebilir.
Depresyondaki bireyin intihar düşünceleri varsa mutlaka yakınlarının bir destek planı oluşturması gerekir. Psikoterapi sürecinde de psikoterapist ile aile arasında da intihar düşünceleri söz konusu olduğunda işbirliği gerçekleşebilir.
Riskli görülen durumlarda neler yapılacağı üzerinde aile üyelerinin bilgilendirilmesi gerekebilir. Ancak öncelikli olarak ailenin intihar riski olan bireyi gözlemlemesi oldukça önemlidir. İntihar geçmişi varsa bu durum daha da büyük bir önem teşkil eder.
Geçmişte intihar girişimleri olan ancak daha sonra ölmekten kurtulan bireylerin tekrar intihar etme riski hiç intihar geçmişi olmayan kişilere göre daha fazladır. Bu nedenle intihar geçmişi de psikoterapi sürecinde dikkate alınan noktalardan birisidir.
Yetişkinlerde Depresyon Nedenleri
Yetişkinlerde depresyon için birçok neden söz konusu olabilir. Depresif duyguları, düşünceleri ve davranışları tetikleyen bazı yaşam olayları söz konusu olabilir. Ancak bu olayları yaşayan herkesin depresyona girdiğini söylemek de doğru olmaz.
Aynı olayı yaşayan herkes aynı tepkileri vermez. Aynı olay hakkında belirleyici olan bizim olayları nasıl değerlendirdiğimizdir. Herkes aynı şeye aynı bakış açısıyla yaklaşmadığı için de aynı şeyleri düşünmemektedir. Yetişkinlerde depresyon nedenleri arasında birçok farklı yaşam olayı veya durum sayılabilir.
Yetişkinlerde görülen en sık depresyon tetikleyicileri arasında erken ebeveyn kaybı olduğu düşünülmektedir. Erken yaşta ebeveynlerinden birini ya da her ikisini birden kaybeden kişilerin depresyona girme riski ebeveynleriyle birlikte yaşayan bireylere göre çok daha fazla olduğu görülmektedir.
Küçük yaşta ebeveynlerini kaybeden bireylerin olumsuz duygu, düşünce ve davranış sistemleri geliştirmesi depresyonun da riskini arttırmaktadır. Ayrıca kişide alkol veya madde bağımlılığı söz konusu ise depresyona yakalanma riski de artış gösterir.
Yetişkinlerde depresyon tablosu bağımlılık yapan maddelerin kullanımı neticesinde ortaya çıkabileceği gibi depresyona da zemin hazırlayabilir. Alkol kullanımı nedeniyle depresif duygular tetiklenebileceği gibi depresyonda olduğu için alkol bağımlılığı geliştirmesi de olasıdır.
Bu durumu bir örnek üzerinden inceleyelim. Ahmet 32 yaşındadır ve 2 ay önce 2 yıl evli kaldığı eşinden boşanmıştır. Boşanma sonrası kendisini mutsuz, huzursuz, gergin, isteksiz, keyifsiz ve karamsar hissetmektedir. Bu hisler ve bağlantılı olan düşünceler gün boyu varlığını hissettirir.
Ahmet eşinden kalan bir eşyayı evinde gördüğünde hiçbir ilişkisinin bundan sonra da iyi gitmeyeceğini düşünür ve karamsarlık hisseder. Kendini karamsar hissettiğinde bu hisleri ve eşini unutabilmek için alkole başvurur. Alkole her başvurduğunda bağımlılığa bir adım daha yaklaşır.
Depresyon ile bağımlılık birbirini besleyen iki ruhsal bozukluktur. Depresif birey alkol aldıkça unutmaya çalışır veya olumsuz duyguları gizlemeye çalışır. Bağımlılık oluşunca da depresyonu tetiklenir. Yetişkinlerde depresyon nedenlerinden bir diğeri de anksiyete bozukluğudur.
Anksiyete bozukluğu bulunan bireylerin depresyon geliştirme riski depresyona girmemiş kişilere göre çok daha fazladır. Anksiyete bozukluğu ya da diğer adıyla kaygı bozukluğu, kişinin yaşadığı sağlıksız ve aşırı kaygı halidir.
Depresyon ve anksiyete bozukluğu bulunan bireylerin yaşadığı birçok duygu, düşünce ve davranış da aslında birbirine çok benzemektedir. Cinsiyet de yetişkinlerde depresyon için önemli bir neden olabilir. Bunda kadınların ve erkeklerin özellikle bazı toplumlarda maruz kaldığı farklı davranışların da katkısı vardır.
Dünya genelinde yetişkin kadınlarda yetişkin erkeklere göre iki kat daha fazla depresyon görülmektedir. Çocukluğunda babasından şiddet gören ve daha sonra da eşinin sergilediği şiddete maruz kalan bir kişinin depresyona yakalanma riski hiç şiddet görmemiş bireye göre daha yüksektir.
Şiddet her zaman fiziksel gerçekleşmez. Aynı zamanda psikolojik şiddet de yetişkinlerde önemli bir depresif bozukluk nedeni olabilir. İster fiziksel ister psikolojik şiddete maruz kalmak ilerde depresif duyguları, düşünceleri ve neticesinde olumsuz davranışları tetikleme konusunda önemli bir belirleyici olabilir.
Depresyonun böylece travmatik bir alt yapısı olduğunu da özellikle söyleyebiliriz. Yetişkinlerde görülen depresif rahatsızlıkların kişinin sosyoekonomik düzeyiyle de bağlantısı vardır. Maddi sorunlar yaşayan bireylerin yaşamsal zorlukları nedeniyle depresyona girmeleri daha olasıdır.
Geçim sıkıntısı ve işsiz kalmak da depresyonu belirleyici faktörler arasındadır. Depresyonun medeni durumla da önemli bir bağlantısı olduğu düşünülmektedir. Ayrı yaşayan veya boşanmış bireylerde özellikle depresyonun görülme riski artış gösterir. Elbette her ayrı yaşayan veya boşanmış birey depresyona girmez.
Bunda kişinin ayrılığa nasıl bir anlam yüklediği de etkilidir. Bazı yetişkinlerde boşanma ve ayrılığı yalnızlık olarak kabul etmek sebebiyle depresyon tablosunun ortaya çıkması kaçınılmaz hale gelebilir. Biraz önce iş performansı ile depresyonun bağlantısını belirtmiştik.
Yetişkinlerde depresyon sonucu kişinin iş verimliliği düşer ancak bazen de kişinin işsiz uzun süreler geçirmesi depresyonu tetikleyebilir. Özellikle işsiz kaldığı sürelerde işsizliği nasıl değerlendirdiği depresyonun gelişiminde önemlidir. İşsiz kalmasını kişiselleştirip kişiselleştirmediği belirleyici olabilir.
İşsiz kalmasının nedenini ülkede var olan bir soruna değil de kendisinin iyi bir çalışan olmadığına bağlıyorsa yetersizlik duyguları baskın olabilir. Kendisini yetersiz hisseden birey birçok iş başvurusunu yaparken de umutsuz ve karamsar hissedebilir.
Yetişkinlerde depresyon elbette işsizliğin direkt sonucu olmayabilir ancak önemli bir tetikleyici neden olabilir. Kişinin geçmişte depresyonu geçirmiş olması bir diğer depresyon nedeni olabilir. Bir başka deyişle, kişi daha önce depresyon atağı yaşamışsa tekrar bir depresif atak yaşama riski daha önce depresif atak yaşamamış olan bireylere göre daha fazladır.
Yetişkinlerde depresyon kronik bir hastalıktır ve zaman içerisinde nüksedebilir. Bu rahatsızlığın yetişkinlerde tekrarlayan bir hastalık olması da geçmişte yaşamış olma riskini gündeme getirir. Önemli bazı yaşam olayları da depresif atakları tetikleme açısından etkilidir.
Yaşamın seyrini değiştirebilecek nitelikte olaylar kişide olumsuz izler bırakabilir. Elbette birçok kişinin aynı durumları yaşamasına rağmen herkesin depresyona girmemesi bize kişilik yapısının da önemli bir neden olduğunu gösterebilir.
Bazı kişilerin melankolik, kendini ifade etmekte zorlanan veya çekingen yapısı sebebiyle depresif düşünceler geliştirme riski daha fazladır. Yetişkinlerde depresyon nedenleri arasında özellikle travmatik etkileri olan biri oldukça önemli etkilere sahiptir.
Yetişkinlerde depresyon oluşturan nedenleri çok daha gerilerde kalmış olabilir. Özellikle çocukluk döneminde yaşanan fizyolojik ve psikolojik şiddete maruz kalma hikayesi ve taciz veya tecavüz girişimleri yetişkinlerde depresyon nedenleri arasındadır.
Benzer şekilde, travma sonrası stres bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk ve anksiyete bozuklukları da çocukluk döneminde olumsuz yaşantılara maruz kalan bireylerde daha sık görülmektedir. Bazı tıbbi rahatsızlıklar ve bazı ilaçlar da depresif atakların oluşumuna zemin hazırlayabilirler.
Bu tıbbi rahatsızlıkların içerisinde özellikle kanser ve hormonal bozukluklar ön plana çıkabilir. Yetişkinlerde depresyon birçok nedenle bağlantılı olabilir. Ancak yukarda saydığımız nedenleri yaşayan herkesin depresyona gireceği çıkarımı asla doğru değildir.
Depresyonu hazırlayan zeminler arasında özellikle olumsuz bazı şemaların kişide var olması önemli bir etkendir. Bu şemaların yaşam olayları ile tetiklenmesi depresyonu oluşturabilir. Depresyon nedenleri her zaman ortadan kaldırılmayabilir. Bu gibi durumlarda bu yüzden depresyon tedavisi gerçekleştirilmelidir.
Depresyon tedavisi için psikolojik destek ve gerekiyorsa antidepresan ilaçların kullanıldığı tıbbi destek önemli tedavi yöntemleridir. Tedavide en iyi etkileri görebilmek için ilaç tedavisine ek olarak psikoterapi sürecinin düzenli devam etmesi gerekmektedir.
Psikolog desteği alınması depresyonun iyileşmesinde önemli bir etkiye sahiptir. Yetişkinlerde depresyon tedavisi için depresyonun şiddeti de önemlidir. Örneğin; hafif şiddetli depresyonda kısa süreli bir psikoterapi süreci yeterli olabilir. Ancak ilerleyen düzeylerde orta şiddetli depresyonda ilaç tedavisine ihtiyaç duyulabilir.
Daha da ilerlemiş ve daha şiddetli depresyonda (majör depresyon) ise ilaç tedavisi çoğu durumda gerekli hale gelebilir. Tüm depresyon türlerinde ise psikoterapi kesinlikle önerilen bir tedavi modelidir. Psikolojik destek alarak olumsuz duygu, düşünce ve davranışlardan kurtulabilmek mümkündür.
Birçok farklı psikoterapi ekolü depresyonla çalışmak için değerlidir ancak bilişsel davranışçı terapi yetişkinlerde depresyon tedavisinde önemli bir tercih olabilir. Eğer siz de uzman psikolog desteği almak isterseniz, kurumumuzda çalışan psikologlarımızdan bilişsel davranışçı terapi desteği alabilirsiniz.
Mentalium Psikoloji Kimdir?
2019 yılında Klinik Psikolog Onur Aydın tarafından kurulan Mentalium Psikoloji İstanbul Kadıköy ilçesi Göztepe semtinde danışanlarına psikolojik destek sunmak misyonunu üstlenmiştir. İkinci şubesini Şişli ilçesi Mecidiyeköy semtinde açan Mentalium Psikoloji bünyesinde farklı alanlarda çalışan uzman psikologlar mevcuttur.
Merkezimizde çalışan tüm psikologlarımız lisans eğitimlerini psikoloji bölümünde tamamlamış ve yüksek lisans eğitimlerini de klinik psikoloji alanında gerçekleştirmişlerdir. Ayrıca en az bir psikoterapi ekolüne yoğunlaşan uzman psikologlarımız binlerce saat psikoterapi tecrübesine sahiplerdir.
Merkezimizde uzman psikologlarımız tarafından hem bireysel hem de aile çift terapisi desteği sunulmaktadır. Bireysel destek alanlarımız arasında depresyon başta olmak üzere anksiyete bozukluğu, sosyal fobi, özgül fobi, travma, obsesif kompulsif bozukluk, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, kişilik bozuklukları ve bağımlılık vardır.
Bireysel psikoterapi alanında bu saydığımız ruhsal sorunlardan başka sorunlarla da çalışılmaktadır. Ayrıca aile ve çift terapisi hizmeti sunan psikologlarımız da mevcuttur. Yetişkinlerde depresyon tedavisi olan bir ruhsal rahatsızlık sürecidir. Bu süreçte psikoterapi desteği almak çok değerlidir.
Eğer siz de bu rahatsızlıktan kurtulmak ve daha mutlu olmak istiyorsanız, profesyonel destek almanız gerekmektedir. Eğer depresyon tedavisi almak isterseniz, uzman psikologlarımız ile psikoterapi sürecine bir an evvel başlayabilirsiniz.
Depresyonun kronik ve tekrarlayabilen bir ruhsal rahatsızlık olduğu unutulmamalı ve buna yönelik ruhsal destek alınması çok önemlidir. Psikoloğa gitmek bu noktada tedavi için önemli bir adımdır. Eğer psikoloğunuz bu süreçte ilaca ihtiyacınız olduğunu düşünürse, sizi bir uzman hekime yönlendirecektir.