Yüksek İşlevli Anksiyete: 2 Soru 2 Cevap
Anksiyete bozukluğu ya da diğer bilinen adıyla kaygı bozukluğu, kişinin yaşadığı herhangi bir tehlike ya da tehdit bulunmamasına rağmen yine de kendini tehlike altında hissedercesine aşırı kaygı, endişe veya korku hissetmesidir. Anksiyete bozukluğu sıradan bir kaygı veya endişe hali değildir. Bu ruhsal rahatsızlık kişinin yaşamını oldukça fazla etkiler. Anksiyete bozukluğu bulunan kişinin sosyal yaşantısı kadar iş ve eğitim hayatı da oldukça fazla etkilenebilir.
Sosyal işlevsellik ciddi anlamda bozulmuştur ki ruhsal bozuklukların tanı almasında bu durum oldukça önemlidir. Yüksek işlevli anksiyete olarak adlandırdığımız kavram ise kişinin günlük yaşantısına devam edebildiği ama bazı kaygı bozukluğu belirtilerinin de yaşanabildiği bir ruhsal süreçtir. Yüksek işlevli anksiyete belirtileri hakkında yazımızı inceleyebilir ve bizden destek almak için randevu talep edebilirsiniz.
Yüksek İşlevli Anksiyete Nedir?
Anksiyete bozukluğu dediğimiz ruhsal sorun, kişinin çevresi tarafından rahatlıkla anlaşılabilecek düzeydedir. Aşırı kaygılı ve endişeli ruh haline ek olarak terleme, titreme, göğüs ağrısı vb. fiziksel ve ruhsal belirtiler anksiyete bozukluğu belirtileridir.
Yüksek işlevli anksiyete bozukluğu varlığında ise tikler, elde titreme, aşırı mükemmeliyetçi davranışlar, kontrolcü davranış modelleri ve üstün başarıya yönelik kaygılı düşünceler görülebilir. Yüksek işlevli anksiyete bozukluğu genel anlamda kişinin anksiyete belirtileri olarak adlandırdığımız bazı bulguları bastırmasıyla gözlemlenebilir. Yüksek işlevli anksiyete kişinin dışardan belki aşırı kaygılı biri olduğunu göstermese bile yine de psikoterapi ve ilaç desteğiyle mutlaka tedavi edilmelidir.
Yüksek İşlevli Anksiyete Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?
Yüksek işlevli anksiyete belirtileri arasında uyku sorunları önemli yer tutabilir. Her ne kadar kişi anksiyete belirtilerini bastırsa da bu belirtiler uyku evrelerinde ortaya çıkabilir. Bu durum da kişinin uykuya dalmada güçlük veya sağlıklı uyku dediğimiz sürecin bozulmasına yol açabilir. Uyku sorunları sebebiyle kişinin sosyal yaşantısı kadar iş ve eğitim yaşantısı da sekteye uğrayabilir.
Bu durum bazen anksiyete ile ilgili olmayan uyku bozuklukları ile karıştırılabilir. Uyku sorunlarına ek olarak, kontrolcü davranışlar da gözlemlenebilir. Anksiyete bozukluğu bulunan insanların bazı fiziksel veya ruhsal belirtiler yaşadığını daha önce belirtmiştik. Bu belirtiler kişinin çevresi tarafından da kolaylıkla anlaşılabilir. Bir kişinin aşırı kaygı yaşadığını anlayabilmek çok zor değildir çünkü sadece fiziksel belirtiler bile kendini gösterebilir.
Yüksek işlevli anksiyete sorunu yaşayan kişiler ise bu ve bunun gibi belirtileri gizlemek için aşırı kontrolcü davranışlar sergileyebilirler. Bu davranış modeli aslında kişinin bilinçaltında daha sonra karşılaşabileceği anksiyete bulgularına karşı aldığı bir önlem niteliğinde olabilir. Bu rahatsızlıkta ayrıca kişinin aşırı mükemmeliyetçi davranışları da ön plandadır. Kişi her şeyin sorunsuz ilerlemesini ve sonuçlanmasını bekleyebilir.
Mükemmeliyetçilik beklentileri o kadar ileri düzeydedir bu adeta hiç bitmeyen bir açlık hali gibidir. Mükemmeliyetçilik arayışı gerçekdışı ve çevresindekileri dahi bunaltabilecek düzeyde olabilir. İşyerinde mükemmeli arayan çalışmaları olabilir ve bu durum üstleri ya da patronları tarafından bir avantaj olarak da kullanılabilir.
Ancak her durumda olduğu mükemmeliyetçilikte de aşırılık hali bir süre sonra aldatıcı etkiler yaratabilir. Anksiyete hali aslında beynin gereksiz ve duruma uygun olmayan bir alarm halidir. Bu alarm hali esnasında rahatlamak ve gevşeyebilmek de pek mümkün olmayacaktır. Bu anksiyete modelinde böylece kişinin fiziki ve ruhsal olarak yorucu zamanlar yaşayabileceğini söylemek zor değildir.
Fiziksel belirtiler anksiyete bozuklukları için bazen çok sık görülen belirtiler arasındadır. Bu belirtileri saklamak için bazı çabalar vardır ancak bu çabalar bazen de olumsuz sonuçlanabilir. Mide, bağırsak veya baş ve omuz bölgesinde ağrıların olması çok sık görülebilecek bulgular arasındadır. Yüksek işlevli anksiyete bozukluğu bulunan kişiler kendilerine karşı acımasız davranabilirler.
Kendiliğe yönelik olumsuz düşüncelerin sıklığı bazen artış gösterebilir. Bazı davranışlar da kaygıyı bastırmak amacıyla istemli veya istemsizce gerçekleştirilebilir. Özellikle stres altındayken veya aşırı kaygılıyken gerçekleştirilen bu eylemler kişinin bir bakıma kaygıyla başa çıkma yöntemleridir. Tırnakları yemek, yüzünü çekmek, dudaklarını çiğnemek ve bacaklarını devamlı sallamak bu tik benzeri davranışlara örnek olarak görülebilir.
Yüksek işlevli anksiyete ile alkol madde kullanımı arasında da bağlantı olabilir. Aşırı kaygı halini bastırmak için alkol veya madde kullanmak ilk başta belki kaygıyı hafifletebilir ancak uzun vadede alkol veya madde kullanımı anksiyete seviyesini ciddi anlamda artırabilir. Bu nedenle anksiyete belirtileri sergileyen kişiler alkol veya madde kullanımını mümkünse kesmelidir.