3 Maddede Anksiyete Atağı Belirtileri
Kaygı insanlarda en sık görülen duygulardan biridir. Kaygı belli bir seviyede sağlıklıdır ancak aşırı kaygı hem kişinin yaşantısını olumsuz etkiler hem de kronik hale gelebilir. Bu nedenle aşırı kaygı anksiyete bozukluğu olarak adlandırılabilir. Anksiyete bozukluğu ataklar halinde seyredebilir. Anksiyete atağı belirtileri gösteren kişi bu durumdan kurtulmak için ihtiyaç dahilinde ilaç tedavisine ek olarak psikolog desteği almalıdır. Mentalium Psikoloji olarak size uzman psikolog kadromuzla destek olabilmemiz için bizden randevu alabilirsiniz.
Anksiyete Atağı Belirtileri Nelerdir?
Hayatında hiç kaygılanmamış birileri var mıdır? Gerçekten kaygısız kalabilmeyi sağlamış ve bunu başarabilmiş birisi gördünüz mü hiç? Kaygı aslına bakarsak gayet doğal ve hatta bazen de gerekli bir duygudur. Gerçekten motive olup sınava hazırlanan ve sınav kaygısı yaşamayan birisi var mıdır? Sınav kaygısı olmaz ise sınava yeteri kadar hazırlanılmadığı düşünülebilir mi?
Sınav kaygısı da doğal bir süreçtir ancak aşırı hale geldiği zaman sınavlara çalışmayı bile engelleyebilir. Buradan yola çıkarak şunu diyebiliriz ki aşırı kaygı kişiye hem ruhsal hem de fiziksel bazı zararlar verebilen ciddi bir ruhsal sorundur. Kaygı sıradan ve doğal bir duyguyken aşırı kaygı ise sorun teşkil eden bir ruhsal sorun haline gelebilir. Kaygı duruma bağlı doğal bir duygudur.
Örneğin; karşınızda gerçekten ciddi bir tehlike ya da tehdit varsa kaygılanmanız, endişelenmeniz veya korkmanız gayet normaldir. Ancak ortada hiçbir tehlike veya tehdit yokken kişinin aşırı kaygı hissetmesi anksiyete olarak adlandırılır. Anksiyete dediğimiz aşırı kaygı halinin ise kronik hale gelip devamlılık kazanması ve yaşanan duruma uygun olmaması ise akıllara anksiyete bozukluğu kavramını getirir.
Anksiyete bozukluğu ataklar halinde kendini gösterebilen bir ruhsal bozukluktur ve biz bu ataklara anksiyete atağı deriz. Anksiyete atağı kişiden kişiye göre değişen zaman dilimleridir. Anksiyete atağı belirtileri açısından da bireyler arasında farklılık gösterebilir. Yazımızın devamında en belirgin ve özellikle ruhsal anksiyete atağı belirtileri üzerine inceleme gerçekleştireceğiz.
Olayları Felaketleştirme
Anksiyete atağı belirtileri arasında en göze çarpanlarından biri felaketleştirme düşünceleridir. Anksiyete bozukluğu yaşayan kişiler genellikle yaşadıkları olayların veya içinde bulundukları durumların sonuçlarını abartılı şekilde olumsuz olarak değerlendirirler. Olumsuz düşünceler olarak adlandırdıklarımız aslında bizim olayları olumsuz şekilde değerlendirmemiz, algılamamız ve yorumlamamızdır.
Ruh halimizi, duygudurumumuzu ve hatta davranışlarımızı bile şekillendiren şey bizim düşüncelerimizdir. Olumsuz düşünceler olumsuz davranışları da tetikleyebilir. Yaşadığımız olaylar yaşadığımız ruhsal sorunların direkt olarak sonuçları değildir. O olayları biz kendi değerlendirmelerimiz sonucu yorumlar ve şekillendiririz. İşte bu yüzden aynı olayı yaşayan iki kişi aynı şeyleri düşünmez ve aynı olayı farklı şekilde yorumlayabilir.
Anksiyete atağı belirtileri arasında yer alan felaketleştirme düşüncesi de bu yorumlardan biridir. Felaketleştirme geleceğe yönelik bir olay ya da durumun en kötü ihtimallerini akla getirmek ve bu şekilde düşünmektir. Bunu bir doğal afet üzerinden değerlendirelim.
Deprem olma ihtimaline karşı aşırı kaygı veya endişe yaşayan kişiyi düşünelim. Televizyonda bir deprem uzmanını izleyen aşırı kaygılı kişi olası büyük bir depremde her 200 kişiden birinin hayatını kaybedeceğini öğrenince anksiyete atağı belirtileri göstermeye başlar.
İşte bu belirtilerden biri de felaketleştirmedir. Deprem üzerine farklı senaryolar vardır: Binanın hasar almaması, binanın hasar alması, binanın hasar almasına rağmen yıkılmaması, yıkılan binayı tahliye edebilmek, enkaz altında kalıp kurtulabilmek ve depremde ölmek. Bu ihtimaller arasında 200 kişiden sadece birinin başına gelebilecek olan senaryoyu ilk başta düşünen kişi anksiyete atağı belirtileri yaşıyordur.
Ya Olursa Başıma Ne Gelir?
Anksiyete atağı belirtileri arasında ya olursa sorusu önemli bir yer tutar. Anksiyete bozukluğu, kişinin yaşadığı olayların kaygı, endişe ve korku temelinde çarpıtılmış halidir. Anksiyete bozukluğu yaşayan kişinin belirsizlik düşünceleri belirgindir. Kaygı düşünceleri baskın haldeyse yürüdüğünüz yol puslu ve sislidir. Sisli yolda aracınızla giderken görüş açınız daralır ve belirsiz yol kaygılandırır.
Kaygı bozukluğu olarak da bilinen anksiyete bozukluğu belirsizliklerden beslenmektedir. Ya olursa sorusu da bu belirsizliği belirtmektedir. Ya olursa sorusunu kendimize sorarız ve belirsizlik ortaya çıkar. Ya olursa sorusuna verdiğimiz cevap olmaz şeklinde ise zaten ortada bir kaygı sorunu da var olmamıştır.
Ya olursa sorusuna anksiyete atağı belirtileri gösteren kişiler bazı cevaplar verirler ancak bu cevaplar olumlu olsa bile tatmin edici değildir. Tatmin edici olmayan cevaplar hemen olumsuz şekilde ortaya çıkabilir. Ya kaza geçirirsem, ya ilaç yan etki yaratırsa, ya hastalanırsam…
Sonuçları Aşırı Genelleme
Anksiyete atağı belirtileri arasında bir diğer önemli olanı da aşırı genelleme adını verdiğimiz bilişsel çarpıtmadır. Aşırı genelleme yaşanan olayların sonuçlarının ilerde de tekrarlanacağının düşünülmesidir. Her şeyin aynı olacağı, hiçbir şeyin düzelmeyeceği ve kaderinin değişmeyeceğini düşünen kişi farklı olayları dahi aynı sonuçlara ulaşacağı şeklinde genelleyebilir.
Geçmişte yaşanan olumsuz olayların tekrarlanacağı kaygı ve endişesi kişinin gelecekteki olaylara karşı da olumsuz ve kaygılı bakmasına neden olur. Bu olumsuz duyguların neticesinde olumsuz düşünceler tetiklenebilir. Bir diğer deyişle, farklı olayların sonuçlarının da farklı olabileceği düşünülmez ve olaylar aşırı genellenmiş olur.
