Skip to content Skip to footer

3 Soruda Depresyon Tedavi Süreci

3 Soruda Depresyon Tedavi Süreci

Çok mutsuz olduğunuz anlarda neler yaparsınız? Kendinizi çok kötü hissettiğinizde aldığınız güzel bir haber sizi içinde bulunduğunuz duygudurumdan çıkarır mı? Eğer depresyonda değilseniz, bu soruya vereceğiniz cevap evet olacaktır.

Depresyon denildiği zaman aklımıza ilk gelen mutsuz bir yüzdür ancak depresyon sadece mutsuzlukla ilişkilendirilecek bir ruhsal sorun değildir. Her şeyden önemlisi depresyon tedavi gerektiren bir hastalıktır. Depresyonun en sık görülen belirtisi mutsuzluktur ancak sıradan ve geçici bir mutsuzluk hali değildir.

Bu nedenle depresyon tanısı alabilmek için kişinin bazı kriterleri karşılaması gerekmektedir. Depresyon tedavi edilmezse ciddi sorunlar yaratabilecek bir ruhsal rahatsızlıktır. Eğer siz de depresyon tedavisi görmek istiyorsanız, uzman psikolog kadromuzdan bu konuda destek alabilirsiniz.

Depresyon Nedir?

Depresyon dünya üzerinde en sık görülen ruhsal rahatsızlıktır. Çok sık görülmesine ve birçok kişinin yaşamında birden fazla atak yaşamasına rağmen tedavi edilmediğinde ciddi sonuçlara sebep olabilen bir rahatsızlıktır.

Bu olumsuz ve ciddi sonuçlardan biri de intihardır. Depresyon tedavi seçenekleri oldukça fazla olan ve tedavi edildiğinde önüne geçilebilen bir ruhsal bozukluktur. Depresyonu tanımlamak için ünlü sanatçı Göksel’in Depresyondayım şarkısının sözlerini inceleyelim.

Bugün evden çıkmadım
Telefona bakmadım
Çok yedim çok ağladım
Arandım bir sigara daha

Saçlarımı taradım
Dudağımı boyadım
Giydim giydim çıkardım
Beğenmedim
Güzel olmadım

Depresyondayım
Unutuldum, aldatıldım
Sevgilimden ayrıldım
Çok yalnızım

Depresyondayım
Unutuldum, aldatıldım
Sevgilimden ayrıldım
Çok yalnızım

Kimseye kızamadım
Kimseye küsemedim
Sonunda kendime küstüm
Sonunda hayata

Düşündüm banka soymayı
Ulu orta soyunmayı
Hayatımdaki herkesi vurmayı
Affedin
Depresyondayım

 

Depresyonu sözleriyle en iyi tanımlayan şarkılardan biri Göksel’in Depresyondayım şarkısıdır. Sözleri depresyonun belirtilerini  çok iyi açıklar. Şimdi depresyon belirtilerini bu harika eser üzerinden inceleyelim. Depresyonda olduğunu belirten Göksel bugün evden çıkmadığını ve telefonuna bakmadığını söyler.

Depresyondaki kişi birçok konuda çok isteksizdir ve çoğu zaman evden dışarı bile çıkmak istemez. Kimseyle görüşmek istemez ki buna en yakınları dahildir. Birileriyle görüşme ve konuşma isteğini tamamen yitirmiştir ve iletişimi çoğu yakınıyla dahi koparmıştır. Telefonlarını kapatır ve insanları engelleyebilir.

Depresyon tedavi sürecinde bu durum git gide düzelir ve kişi git gide sosyalleşebilir ancak tedavi edilmedikçe de git gide daha fazla içine kapanır. Şarkının bir diğer sözü ise çok yedim ve çok ağladım diyerek depresyonun en önemli belirtilerinden ikisini açıklamıştır.

Depresyonda gerçekten de iştah açılabilir. İştah bazı kişilerde ise kapanabilir ve kişi mecbur kalmadıkça yemek yemeyebilir. İştahı açılan depresif birey git gide daha fazla kilo almakta ve sonucunda vücut ağırlığının yüzde 5’inden daha fazlasını alır. Öte yandan, depresyonda önemli oranda ağlama nöbetleri görülebilir.

Depresyondaki kişi durup dururken ağlamaya başlayabilir ve bu ağlama çok şiddetli de olabilir. Ağladıkça aslında bir boşalma da sağlanır ve şiddetli depresyon vakalarında kişi istese bile ağlayamayabilir. Şarkıda da geçtiği gibi sigara kullanımı artabilir. Sigara tüketen bir depresif hasta sigara miktarını giderek arttırabilir.

Sigaranın kendisini rahatlattığını söyleyebilir ve bu bir nebze de olsa doğru olabilir. Sigaranın içinde bulunan nikotinde dopamin bulunur ve depresyondaki kişilerde de dopamin azlığı söz konusudur. Kişi sigaradan her çektiği nefeste kendini biraz mutlu, huzurlu ve gevşemiş hissedebilir. Bunun neticesinde de daha önce bağımlılık geliştirmemiş depresif birey dahi bu dönemde sigara bağımlısı olabilir.

Göksel’in şarkısında belirttiği gibi saçlarını taraması ve dudaklarını boyaması aslında depresyonda iyiye işarettir çünkü birçok depresif bireyde özbakım azalmıştır. Kendisine bakmaz, daha az duş alır ve kıyafetlerini çok sık değiştirmez. Ancak bir diğer depresif özelliğe bu noktada çok iyi değinilmiştir.

Şarkıda kıyafetlerini giyip giyip çıkarttığını çünkü beğenmediğini belirtmiştir. Depresif dönemde kişinin benlik saygısında azalma görülür ve kişi kendisini çok çirkin bulabilir. Aslında fiziksel görünümünün değişmesi ya da değişmemesi bu noktada çok önemli değildir. O kendisini aynada çirkin görmektedir.

Çirkin gördüğü için de kıyafetlerini çok değiştirmez çünkü ne giyse yakışmayacaktır. Şarkıda ayrıca insanlar tarafından unutulduğunu, aldatıldığını ve çok yalnız olduğunu söylemektedir. Unutulma konusunda oldukça obsesif olabilirler çünkü herkesin onu unutabileceği kadar değersiz hissederler kendilerini.

Aldatılma da depresyona sebep olma açısından önemli kaynaklardan biridir ve depresyon tedavi sürecinde bu kaynaklar da göz önüne alınmalıdır. Ancak şunu da belirtmeliyiz ki unutulan ya da aldatılan herkes depresyona girmez. Bu kişinin yaşadığı olayı nasıl algıladığı, yorumladığı ya da değerlendirdiği ile ilgilidir.

Depresyondaki kişi kendisini yalnız hisseder ve bu yalnızlık kendisini değersiz hissetmesine de oldukça fazla katkıda bulunur. Ancak şunu da belirtmeliyiz ki yalnız kalmasına neden olan depresif kişinin kendisini çevresinden izole etmesidir.

Şarkının en can alıcı kısımlarından biri de kimseye küsemediği ya da kimseye kızamadığını, bunun yerine de kendisine küstüğünü söylemesidir. Ve hatta daha da ileri giderek hayata küstüğünü de belirtmektedir. Depresyon tedavi sürecinde kişinin kendisine yönelik hisleri en çok çalışılan ve üzerinde durulan kısımlardandır.

Depresif birey kimseye kızamaz ya da küsemez çünkü yaşadıklarının kaynağını kendisinde arar. Herşeyin sorumlusu olarak kendisini görür ki bu sorumluluklar olumsuz durumlardır. Bir başka deyişle, olumsuz yaşantıların nedeni olarak kendi eksikliklerini görmektedir. Kendisini suçlar ve bu nedenle suçluluk duygusu oldukça baskındır.

Depresyon tedavi edilirken suçluluk ve pişmanlık duyguları üzerine sık sık konuşulmaktadır. Bunu şöyle bir örnekle açıklayabiliriz. Yaşanan bir depremde çocuğunu kaybeden bir annenin kızının kurtulamamasını kendisine bağlaması depresif bir duygudurumu olduğuna işaret edebilir.

Kendisi enkaz altından sağ kurtarılmış ancak kızı başka bir odada uyuduğu için hayatını kaybetmiştir. Anne bu durumda eğer kendisini suçlar ve kızını yanında yatırmadığı için onun ölümüne sebep olduğunu düşünürse suçluluk duygusu da şiddetlenecektir.

Aynı felaketi yaşayan herkes bu düşünceleri geliştirmediği için herkesin depresyon eğilimi olduğunu söyleyemeyiz. Tekrar şarkı sözlerine dönecek olursak, banka soyma, ulu orta soyunmak ya da hayatındaki herkesi vurma gibi bazı eylemler de kişinin artık hayata dair umutlarının tükendiğini ve artık hayatta hiçbir şeyin önemli olmadığını göstermektedir.

Görüldüğü üzere Göksel tarafından seslendirilen ve bir dönem en çok dinlenen şarkılardan biri depresyonu çok iyi anlatmaktadır. Bu belirtiler depresyonun en önemli belirtileri olmakla beraber süreklilik arz etmesi ve en az iki hafta boyunca günün çoğunluğunda sürmesi önemlidir.

Depresyon Tedavi Edilir Mi?

Depresyon tedavi edilebilir bir ruhsal rahatsızlıktır. Depresyon tedavisi için birçok farklı yöntem mevcuttur ancak en etkili iki yöntem ilaç kullanımı ve psikoterapi yaklaşımıdır. İlaç tedavisi uzman hekim aracılığıyla yürütülen antidepresanlar üzerindedir.

Antidepresanlar kişinin mutlu hissetmesini ve depresif belirtilerin ortadan kalkması veya azalmasına yönelik dopamin ve serotonin gibi bazı kimyasalların artışını hedefler. Dopamin ve serotonin seviyesi depresif kişilerde ciddi oranda azalır ve kişi bu kimyasalların değişimiyle depresif yakınmaları yaşamaya başlar.

Antidepresanlar düzenleyici ilaçlardır ve bu kimyasalların düzenlenmesiyle beraber kişi kendini daha iyi hissedebilir. Ancak depresyonun tedavisinde kullanılan bu ilaçlar her ne kadar olumlu etkileri gösterse de tedavinin psikolojik destek olarak adlandırdığımız psikoterapi süreciyle taçlandırılması gerekmektedir.

Amerika Birleşik Devletleri’nde gerçekleştirilen bir araştırma bize ilaç tedavisinin psikoterapi ile birlikte uygulanması halinde ortaya çıkan sonuçların çok iyi olduğunu göstermektedir. Yapılan araştırmada 100’er kişiye iki farklı tedavi uygulanmıştır. Birinci gruba yalnızca antidepresan ilaç tedavisi uygulanmıştır ve depresyon tedavi süreci sadece ilaçlarla sürdürülmüştür.

Bu kişiler tedavi süreci sonrasında uzun yıllar takip edilmiştir. Bu gözlem sonucunda 100 kişiden 75’inin yaşamının geri kalan döneminde en az bir kez depresif atakları tekrar yaşadıkları görülmüştür. Bir başka deyişle, her dört kişiden üçü en az bir kez daha hastalığın alevlenme dönemine girmiştir.

Peki diğer 100 kişiye ne olmuştur? Geri kalan 100 kişiye ise hem antidepresan ilaç tedavisi hem de psikolog eşliğinde sürdürülen psikoterapi uygulamaları verilmiştir. Seanslar ve ilaç tedavisi sona erdikten yıllar sonra dahi her iki yöntemi de eş zamanlı olarak alan 100 hastadan sadece 20 tanesi en az bir depresyon atağı yaşamıştır.

Bu ataklar ise geçmiş depresif ataklara oranla daha zayıf ve kişinin sosyal yaşantısını daha az etkileyen türde olduğu görülmüştür. Hem psikolojik destek hem de antidepresan kullanan kişilerin yalnızca beşte biri depresyonu tekrar yaşamıştır.

Sadece bu araştırma bile depresyon tedavi aşamalarında psikoterapinin çok önemli bir yere sahip olduğunu göstermektedir. İlaç tedavisinin yeri asla yadsınmamakla beraber en etkili tedavi yöntemi eş zamanlı psikolojik destek ve ilaçların birlikte uygulanmasıdır. Bu nedenle psikolog ve psikiyatrist bu noktada ortak ve birlikte süreci yönetmelidir.

Psikoterapi Nasıl İşe Yarar?

Depresif kişinin psikoterapi almasının öneminden yukarda bahsettik. Peki psikoterapi nasıl işe yaramaktadır? Psikoterapi, her ne kadar farklı yönelimlerle farklı yöntemlere sahip olsa da depresif düşüncelerin değişimi tüm yönelimlerde ortak noktadır. Hepimiz farklı olaylara farklı tepkiler veririz. Bu tepkileri doğuran en önemli etkenlerden biri de o olaylara yüklediğimiz anlamlardır.

Örneğin; sevgilisinden ayrılan herkes çok farklı reaksiyonlar gösterebilir. Biri günlerce ağlayıp hayata küserken biri ise ilişkiyi çok daha çabuk unutabilir. Bu aslında sadece ilişkiye değil ilişkideki kendisine yüklediği anlamlarla alakalıdır. İlişkide kendisini nerede gördüğü ve tanımladığı bu noktada belirleyici olabilir.

Terk edildiğini düşünen kişi eğer hep terk edileceğini düşünüyorsa yaşadığı durumu aşırı genelliyor olabilir. Aşırı genelleme de depresif düşüncelerin bilişsel çarpıtmalarından biridir. Sevgilisi tarafından terk edilen kişi bir daha asla mutlu olamayacağını ve herkesin onu terk edebileceğini düşünürse işte o zaman bu durumu hem kişiselleştirmiş, hem aşırı genellemiş hem de geleceği okumuş olur.

İşte biz tüm bu düşünce özelliklerine bilişsel çarpıtmalar demekteyiz. Düşünce özellikleri bizim yaşadığımız olayları daha iyi değerlendirmemize de sebep olabileceği gibi olayları çok daha farklı ve olumsuz değerlendirmemize de neden olabilir. Depresyon tedavi sürecinde bu bilişsel çarpıtmaların değişimi oldukça önemlidir ve üzerinde özellikle durulur.

Tabi bu sürecin gerçekleşmesi için kişide farkındalığın gelişmesi de oldukça değerlidir. Duygular, düşünceler ve davranışların değişimi bilişsel davranışçı terapinin en önemli basamaklarından biridir. Biliş sistemimizde oluşacak değişimlerin depresyon tedavi sisteminde yeri çok büyüktür.

Depresyon tedavi süreci psikoterapi ve ilaç tedavisinin birlikte yürütülmesiyle en iyi sonuçları verir ancak kişinin kendi başına yapabileceği şeyler de vardır. Örneğin; depresyondaki bireyin daha fazla sosyalleşmesi oldukça önemlidir.

Evine kapanan, herkesten uzaklaşan ve aktivitelerin azaldığı bir hayatı yaşayan kişinin depresif duygudurumu artacaktır. Bu konuda kişinin kendisini daha iyi hissedebileceği aktiviteleri planlaması tavsiye edilir. Örneğin; eskiden nelerden zevk alıyorsa onu yapmayı denemesi önerilebilir.

Eskiden sahil kenarında bisiklete binmeyi çok seven kişi depresyondayken bunu yapmayı bıraktıysa tekrardan başlamayı denemesi oldukça faydalı olacaktır. Her deneme bir önceki denemenin ötesine geçecek ve denemeler arttıkça kişi kendisini çok daha iyi hissedecektir.

Depresyon tedavi sürecinde ise önerebileceğimiz şey, antidepresan adı verilen ilaçların düzenli olarak aksatılmadan uzman hekimin verdiği dozla kullanılması ve psikoterapi seanslarına aksatılmadan devam edilmesidir. Depresyon tedavi sürecinde sadece birkaç hafta içerisinde bile kişide yakınmalar azalır ve kişi kendini çok daha iyi hisseder.

Mentalium Psikoloji Kimdir?

Biraz önce de belirttiğimiz gibi depresyon tedavi edilebilir bir ruhsal rahatsızlıktır. Mentalium Psikoloji de depresyon başta olmak üzere birçok ruhsal sorun üzerinde çalışmakta ve uzman psikolog kadrosuyla psikolojik destek sağlamaktadır.

Başta bilişsel davranışçı terapi olmak üzere psikodinamik terapi, şema terapi, EMDR gibi farklı yöntemlerle depresif bireylerin tedavi süreci gerçekleştirilmektedir. Eğer siz de depresyon tedavi sürecine dahil olmak istiyorsanız ve uzman psikolog kadromuzdan destek almak isterseniz bize ulaşabilirsiniz.

Kadıköy Göztepe Şube

Göztepe Mh. Fahrettin Kerim Gökay Cd.

No: 240 D: 7 Eren Apt.

Kadıköy / İstanbul

Mentalium Psikoloji Kadıköy psikolog alternatifleri arasında öne çıkan bir psikolojik danışmanlık merkezidir. Eğer aradığınız İstanbul psikolog seçenekleri arasında uygun fiyatlı, etik çalışan ve kurumsal bir merkez ise bizi tercih edebilirsiniz.

Mentalium Psikoloji © 2024. Tüm Hakları Saklıdır.