6 Maddede Depresyonda Olduğumu Nasıl Anlarım?
Depresyonda olduğumu nasıl anlarım? Kendimi depresif hissediyorum ama bana mı öyle geliyor? Depresyondaysam bunu nasıl öğrenebilirim? Bu soruları hiç kendinize sordunuz mu? Depresyonda olduğumu nasıl anlarım sorusunu sorup cevap alabildiniz mi? Depresyon ciddi bir ruhsal rahatsızlıktır ve kişinin yaşamını ve işlevselliğini büyük oranda olumsuz etkilemektedir.
Depresyon tedavisi olan bir rahatsızlıktır ancak depresyon tedavisine başvurmadan önce depresyonun tanı alması gerekir. Yazımızın devamında depresyonda olduğumu nasıl anlarım şeklinde beliren soru işaretlerini cevaplamaya çalışacağız. Eğer siz de depresyonda olduğunuzdan şüphe ediyorsanız, uzman psikologlarımızdan destek alabilirsiniz.
Depresyonda Olduğumu Nasıl Anlarım?
Kendisini hayatının herhangi bir döneminde birkaç saatliğine bile mutsuz hissetmeyen birisi var mıdır? Depresyonda olduğumu nasıl anlarım diye internette arama yapmayan kaç kişi vardır? Birçoğumuz zaman zaman kendimizi mutsuz, huzursuz, gergin, isteksiz, çaresiz, karamsar veya yorgun hissetmişizdir.
Bu değişik duygudurum süreçleri bizim depresyonda olduğumuzu ne kadar gösterir? İşte bu soruların cevaplarını bulabilmemiz için depresyon kavramını detaylıca incelememiz gerekir. Depresyon, kişide mutsuzluk, huzursuzluk, çaresizlik, karamsarlık, isteksizlik gibi bazı belirtiler ortaya çıkaran bir ruhsal rahatsızlıktır.
Ancak bu duyguların kişilerde görülmesi halinde depresyonda olduklarını net olarak söylememiz doğru değildir. Yaşanan bu duyguların belli bir süre ve seyir arz etmesi gerekmektedir.
Kişinin depresyon tanısı alması için yukarda saydığımız belirtilerin en az iki hafta boyunca devam etmesi gerekmektedir. Siz de depresyonda olduğumu nasıl anlarım sorusunu kendinize soruyorsanız mutlaka bazı kriterleri de göz önüne almalısınız.
Ayrıca kişinin depresyon belirtileri nedeniyle sosyal işlevselliğinin bozulmuş olması gerekmektedir. Bu belirtilerin yaşamında kayda değer olumsuz etkilerinin olması da tanının alınması için bir diğer ölçüttür. Elbette depresyonu kişinin yaşadığı olumsuz ruh halinden ayıran en önemli ölçütlerden birisi de ne sıklıkla yaşandığıdır.
Depresyonda mutsuzluk, huzursuzluk, isteksizlik vb. belirtiler günün çoğunluğunda görülmektedir. Depresyonda olduğumu nasıl anlarım sorusunu cevaplarken yaşanan belirtileri detaylı şekilde inceleyelim.
Uzun Süreli Mutsuzluk Tablosu Varsa
Depresyonda olduğumu nasıl anlarım diye soran birisi eğer uzun süredir mutsuz ise bu durumu mutlaka gözden geçirmelidir. Mutsuzluk elbette hepimizin zaman zaman yaşadığı bir duygudurumdur. Ancak depresyonda mutsuzluk çok daha farklı boyutlarda kendisini gösterir. Aksi takdirde hepimiz zaman zaman kendimizi mutsuz hissedebiliriz.
Sınavdan kötü not alan bir öğrenci o gün kendisini çok mutsuz hissederken, iş yerinde sorun yaşayan ve patronuyla tartışan bir çalışan da gün içinde mutsuz olabilir. Hatta bu durum birkaç gün de sürebilir. Ancak depresyonda mutsuzluk kalıcıdır.
Biraz önce belirttiğimiz gibi iki haftadan uzun süren, yaşamı etkileyen ve günün çoğunluğunda yaşanan mutsuzluk hissi depresyonun bir işareti olarak değerlendirilebilir. Depresyonda olduğu nasıl anlarım sorusu zihninizi yoruyor ancak hep şüpheyle yaklaşıyorsanız bunlara dikkat etmeniz gerekmektedir.
Depresyondaki mutsuzluğun veya üzüntü halinin bir süredir devam eden ve geçmeyen bir özelliği olmalıdır. Üstelik depresyonda mutsuzluk hiçbir olayın majör etkisi sonucu ortaya çıkmaz ve daha çok kronik bir halde olmalıdır.
Depresyonda olduğumu nasıl anlarım şeklinde soruları olan bireyin mutsuzluk ve hüzün tablosunu bu nedenle zaman ve süreklilik açısından değerlendirmemiz gerekir. Bu ölçütler karşılandığında depresyon tanısı da koyulabilir ancak elbette mutsuzluk gibi depresyonun birçok belirtisi de karşılanmalıdır.
Eskiye Oranla İsteksizlik Varsa
Zaman zaman bazı şeyleri yapma konusunda isteksiz, yorgun veya bitkin olabiliriz. Üşengeç bir tavırla bazı sorumluluklarımıza yaklaşmamız da mümkündür. Peki eskiye oranla daha isteksiz bir duruşum varsa depresyonda olduğumu nasıl anlarım? Depresyonda görülen en belirgin semptomlardan birisi isteksizliktir.
Kişi herhangi bir aktivite yapmaya karşı aşırı isteksizdir. Elbette isteksizliğin de tıpkı mutsuzluk gibi bir süredir devam etmesi ve yaşamımızı olumsuz yönde etkilemesi gerekmektedir. Eskiden zevk alınan şeylere karşı artık zevk ve haz duygularını kaybetmiş olabiliriz.
Depresyonun önemli belirtilerinden birisi böylece ortaya çıkmış olabilir. Eskiden deniz kenarında yürüyüş yapmak bizi mutlu ederken şimdi deniz kenarında yürüyüş yapmayı istemiyorsak bu bizde bir soru işareti bırakmalıdır. Eskiden arkadaşlarımızla buluştuğumuzda aldığımız haz duygusu artık azalmıştır.
Eskiden arkadaşlarımızla birlikteyken birlikte zaman geçirdiğimizde yaptıklarımız artık eski heyecanı veremez hale gelmiştir. Sevgilimizle veya eşimizle sinemaya gitmek, tatile çıkmak, doğa yürüyüşü yapmak veya bir restoranda yemek yemek artık bizim için heyecan verici olmamaktadır.
Bu aktiviteleri ya sadece partnerimizi kırmamak için ya da zoraki şekilde gerçekleştiriyorsak depresyonun bir işareti olabilir. Zamanla isteksizlik artık hareket alanımızı ve aktivite yapma sıklığımızı da olumsuz yönde etkiler. Git gide daha da yalnız kalma eğilimimiz artar. İsteksizlik ile hareketsizlik birleşir ve bu durum bizim hem ruhsal hem de fiziksel olarak zor dönemler yaşamamıza neden olabilir.
Elbette depresyonda herkesin yaşadığı isteksizlik tablosu aynı düzeyde değildir. Bu durumun ne zamandır var olduğu da önemlidir. Örneğin; kendimizi isteksiz hissettiğimiz dönemlerin henüz başındayken isteksizliğimize rağmen aktivitelere devam edebiliriz. Arkadaşlarımızla buluşabilir ve birlikte zaman geçirebiliriz ancak sıklığı azalabilir.
Daha sonra arkadaşlarımızla zaman geçirme sıklığımız azalır, kendimize ayırdığımız verimli vakitler de yavaş yavaş azalmaya başlar. Daha sonra git gide içimize kapanmaya başlar ve hareket alanımızı daraltmış oluruz. Evden işe ve işten eve gidiş gelişler artmaya başlar. Sadece mecbur olduğumuz şeyleri yapmaya başlarız.
Markete gidip ev alışverişini yapabiliriz ancak dışarda eğlenceli vakit geçirebileceğimiz aktivitelerden kaçabiliriz. Bir an evvel güvenli alan olarak da kodladığımız ve yalnız kaldığımız evimize geliriz. Eğer ailemizle birlikte yaşıyorsak o zaman eve gelip hemen odamıza kapanırız.
Bir süre sonra ise giderek isteksizlik tablosu artabilir ve sonunda zorunlu şekilde yerine getirdiğimiz sorumluluklarımız da azalmaya başlar. Depresyona müdahale konusunda eğer çok geç kalırsak, zamanla yataktan dahi çıkmakta zorlanan, hiç dışarı çıkmayan ve sürekli uyuyan biri haline gelebiliriz.
Bu nedenle depresyonda olduğumu nasıl anlarım diye kendinizi sorguladığınız zaman önce bir sorun olduğunu keşfetmeli ve ardından bir yol haritasını ivedilikle çizmeniz gerekmektedir.
Depresyonda olduğumu nasıl anlarım sorusu aslında bir yandan da çok faydalı bir sorgulama sürecini gösterir. Bu sorgulama sayesinde müdahale ve mücadele sürecini başlatma şansımız var olur.
Kilo Değişimi Varsa
Depresyonda olduğumu nasıl anlarım? Mutsuz olduğum için mi yoksa son zamanlarda iştahım çok artıp da aşırı kilo aldığım için mi? Mutsuzluğunuzu elle tutup gözle göremezsiniz ancak kilo değişiminiz kendisini çok iyi belli edebilir. Depresyonda olduğu nasıl anlarım sorusunu yalnızca kilo değişimi üzerinden cevaplamak çok doğru olmayabilir.
Kilo değişimleri elbette önemli bir belirleyicidir depresyonda olup olmadığımız yönünde ancak her kilo değişimi yaşayan da depresyonda değildir. Kilo değişimleri yaşıyorsam o zaman depresyonda olduğumu nasıl anlarım diye soruyor musunuz? Depresyondaki bireylerin kilo değişimleri çok belirgindir.
Hepimiz zaman zaman vücut ağırlığımızda değişiklikler yaşarız. Bu değişimler bazen bizi üzebilir veya sevindirebilir ancak depresyonda yaşanan radikal değişimler genellikle pek memnun edici değildir. Depresyondayken vücut ağırlığımızda radikal değişimler gerçekleşir.
Bunun depresyondan kaynaklı olup olmadığını anlayabilmek için de bir kriter belirlemek gerekir. İşte bu sebeple vücut ağırlığının ne denli değiştiğine bakılır. Bu değişimler eğer kişinin vücut ağırlığının yüzde 5’inden fazla şekilde gerçekleşiyorsa o zaman depresyondan söz edilebilir.
Örneğin; 100 kilogram ağırlığındaki bireyin iştahsızlık sorunuyla beraber vücut ağırlığı en az 95 kiloya düşüyorsa depresyondan bahsedebilmek mümkündür. Elbette başka depresyon belirtilerini de göstermesi tanı için ruh sağlığı uzmanının elini güçlendirecektir.
Öte yandan, 100 kilogram ağırlığındaki bireyin aşırı iştahı sebebiyle en az 105 kiloya çıkması da depresyonun bir işareti olabilir. Benzer şekilde, başka depresif belirtilerin de eşlik etmesi önemlidir. İştah azlığı veya fazlalığı kişinin yaşadığı duygudurumun neticesinde kilo almasına neden olmaktadır.
Örneğin; eski sevgilisinden ayrıldığından beri kendisini sürekli mutsuz hisseden Cemre son zamanlarda çok fazla yemek yemektedir. İştahı aşırı açılmıştır ancak yediklerinden çok da keyif aldığı söylenemez. Sanki duygularını ifade etmek yerine yemek yeme yoluna başvurmaktadır.
Sonuçta ciddi miktarda kilo almaya başlar ve aynaya baktığında eski haliyle kıyaslayıp daha da mutsuz olur. Mutsuzluğunu bastırmak için daha çok yemeye devam eder.
Daha çok yedikçe daha çok kilo alır ve git gide aynadaki görüntüsünden hiç haz etmez hale gelir. Aynalara küser ve kendisine hiç dikkat etmez. Kilo alıp da depresyonda olduğumu nasıl anlarım diye kendinize soruyorsanız Cemre gibi davrandığınız oluyor mu?
Çaresiz ve Karamsar Hissediyorsa
Depresyondaki bireyler de elbette çoğunlukla birçoğumuzun yaşadığı olumsuz yaşam olaylarını yaşamışlardır. Ancak depresyona girmelerine neden olan şey bu olayları yanlış yorumlamaları, değerlendirmeleri ve algılamalarıdır.
Bir başka deyişle, herkes aynı derecede olumsuz olayları yaşantılayabilir ancak bu durum herkeste aynı olumsuz etkileri göstermez. Dolayısıyla bir kişinin başından geçen olumsuz yaşam olayları ve olumsuz durumlar depresyona neden olan direkt unsurlar değildir.
Örneğin; evlenen herkesin başından boşanma geçebilir ancak herkes boşandığında depresyona girmez. Boşanmanın nasıl depresyon için bir tetikleyici olduğunu ancak direkt bir neden olmayacağını bir örnekle açıklamak isteriz.
Ahmet, 30 yaşındadır ve beş sene önce evlendiği eşinden iki yıl önce boşanmıştır. Eşiyle yaşadığı sorunlar çözülemeyince boşanma kararı almışlar ve Ahmet boşanma sonrası eskiye oranla daha mutsuz, karamsar, isteksiz ve öfkelidir. Ahmet’in içinde bulunduğu depresif duygudurumu tetikleyen bir olay yaşanmıştır.
Ahmet bir akşam evde otururken minderlerin arasında bir kadın tokası bulur. Bu kadın tokası eski eşine aittir. O tokayı gören Ahmet eski günleri hatırlamıştır ve boşandıkları dönem aklına gelmiştir. Ardından iki senedir hayatında kimsenin olmadığını hatırlar ve bundan sonra da hayatında kimsenin olmayacağını düşünür.
Ahmet o anda karamsardır ve hayatında hiçbir şeyin iyiye gitmeyeceğini düşünür. Hiç kimseyle mutlu olamayacağını ve duygusal bir ilişki kursa dahi bunu sürdüremeyeceğini düşünmektedir. Bu düşüncelere olumsuz otomatik düşünceler demekteyiz. Karamsarlık içerisinde kendi kendine bunları söylerken alkol almaya başlar.
Bu eyleme de davranış demekteyiz. İşte Ahmet’in depresyonda yaşadığı bilişsel sürecini tanımlayan duygu, düşünce ve davranış üçlüsü bu şekilde bir seyir izler. Ahmet’in karamsarlığına neden olan bilişsel çarpıtmalarıdır. Psikoterapi süreci Ahmet’in yaşadığı bu bilişsel süreci değiştirme konusunda ona yardımcı olmaktadır.
Karamsarlık kadar Ahmet’i olumsuz etkileyen bir duygu daha vardır ki buna çaresizlik demekteyiz. Ahmet içinde bulunduğu bu durumdan çıkamayacağını düşünmektedir.
Bu da gitgide kendisini daha çaresiz hissetmesine neden olur. Ahmet için gelecekte bir çare görünmemektedir. Gerçekte olandan farklı olarak Ahmet içinde bulunduğu durumu daha da ajite bir şekilde değerlendirebilir.
Sonuçta bu durumdan çıkabilmek için çare bulamaz. Çarelerin çaresiz kaldığı bir sürece giren Ahmet çözüm yolunu intiharda görebilir. İntihar ile depresyon arasında bu nedenle ciddi ve çözülmesi gereken bir bağlantı vardır.
İntihar düşünceleri kişinin en çaresiz hissettiği anlarda aklına gelebilir ve tehlike yaratabilir. Depresyonda olduğumu nasıl anlarım diyerek kaygılanan bireylerin çaresiz ve karamsar olup olmadıklarına bakmak gerekir.
İntihar Düşünceleri Varsa
Depresyonda olduğumu nasıl anlarım sorusunu kendinize soruyorsanız, intihara yönelik düşüncelerinizin olup olmadığını gözden geçirmelisiniz. İntihar, kişinin hayatını sonlandırmaya yönelik girişimidir. Ancak her zaman da hayatını sonlandırma girişimleri gerçekleşmeyebilir. Depresyonda olduğumu nasıl anlarım sorusunun cevabı aranırken intihara dikkat etmek gerekmektedir.
Başlarda sadece düşünceler halinde gerçekleşirken sonraki zamanlarda eyleme dönüşebilir. Aslında biri diğerinin bir öncülü olarak görülebilir. İntihar düşünceleri olan kişinin bu düşünceleri değiştirmesi halinde eylem de gerçekleşmeyeceği için bu noktada erken müdahale oldukça önemlidir.
Siz de depresyonda olduğumu nasıl anlarım diye depresyonda olup olmadığınızı sorguluyorsanız canınıza kıyma düşüncelerinizin olup olmadığını gözden geçirmelisiniz. İntihar düşüncelerinin olması aslında kişinin bir yandan da hala hayata tutunma çabaları ve nedenlerinin olduğunu göstermektedir.
Çaresizlik ve karamsarlık duyguları daha da ağır basarsa artık tutunacak dalı kalmadığını düşünerek bu kez eyleme geçme kararı alabilir. Düşüncelerin eyleme geçmemesi oldukça önemlidir. Hatta psikoterapi sürecinde bu düşüncelerle çalışılırken psikoterapistler intihar düşüncesi olan danışanlarıyla intihar etmeme üzerine bir anlaşma yapabilirler.
Bu anlaşma yapılmalıdır çünkü intihara yönelik düşünceleri olan bireyler anlık ve dürtüsel bir kararla canına kıymaya karar verebilir. Sonrasında pişman olabileceği bir eylemi yaparak hem kendisini tehlikeye atabilir hem de yakınlarını belki de uzun sürebilecek üzüntülere sevk edebilirler.
İntihar girişimleri bazen de bir yardım çığlığı şeklinde değerlendirilebilir. Girişimde bulunan ancak bu girişimi aile üyeleri veya yakınındaki diğer insanlar fark edince hastaneye kaldırılan kişi belki de çevresindekilere zor durumda olduğunu anlatmak istiyor olabilir. Her zaman herkese kendimizi açıkça ifade edemediğimiz dönemler olabilir.
Dolayısıyla bu da yanlış da olsa bir yöntem olarak değerlendirilmiş olabilir. İntiharın amiyane ifadeyle şakası yoktur. Bir kutu ilaç yutarak intihar etmek bazı ilaçlarda ölmekten çok acı çekerek kıvranmaya yol açarken bazı ilaçlarda ise kısa sürede can kaybına neden olabilir.
Riske edilen şeyin bir ömür olduğu unutulmamalıdır. Özetle, depresyonda olduğumu nasıl anlarım diyorsanız mutlaka intihar düşüncelerinizin veya girişimlerinizin olup olmadığını değerlendirmelisiniz.
Karar Vermek Zorlaştıysa
Depresyonda olduğumu nasıl anlarım derken anlamanız bile güçleşiyorsa depresyonda olabilirsiniz. Bu cümleden yola çıkarak depresyonun algı, öğrenme ve karar verme yetilerini güç duruma düşürdüğünü söyleyebiliriz. Eskiden ders sırasında odaklanmada güçlük çekmiyor ve dersi derste dinleyebiliyordunuz diyelim.
Evde de sınavlara hazırlanmak ve notlarınıza çalışmak zor değildi. Ancak son üç aydır yaşadığınız depresif ruh hali sebebiyle derslere odaklanmakta güçlük çekiyorsanız bu durum depresyonun bir işaretçisi olabilir.
Ders sırasında anlatılan konuya odaklanmada zorluk yaşıyorsanız, odaklansanız bile yeni şeyleri öğrenmede güçlük hissediyorsanız ve zor öğreniyorsanız o zaman depresyonda olabilirsiniz. Öğrenme güçlükleri ve algılamada zorluklar aslında bilişsel olarak öğrenilen bilginin eskisi kadar hızlı işlenmediğini göstermektedir.
Karar verirken de eskiye göre daha çok zorlanıyorsanız bu durum da depresyon için belirleyici bir faktör olabilir. Aldığınız kararları eskiye oranla çok daha fazla sorguluyorsanız ve daha çok kusurlar ve hatalar görüyorsanız, depresyon hastalığından bahsedebiliriz. Kararların yanıltıcı olabileceğini ve yanlış kararlar aldığını düşünmesi karar vermede zorlanılmasına neden olabilir.
Depresyondan Nasıl Çıkılır?
Depresyonda olduğumu nasıl anlarım sorusuna yukarıda bahsettiğimiz depresyon belirtilerini inceledikten sonra karar verdiyseniz şimdi depresyondan nasıl çıkılır sorusu aklınıza gelebilir. Depresyon tedavisi olan bir ruhsal bozukluktur. Depresyon kendiliğinden geçmesi beklenmemesi gereken bir ruhsal sorundur.
Depresyonun tedavisi için bazı yöntemler bulunmaktadır. Depresyondaki kişinin öncelikle rahatsızlığından şüphelenerek bir ruh sağlığı uzmanına başvurması gerekir. Ruh sağlığı uzmanı ile görüştüğünde yapılan ruhsal muayene sonucu kişiye tanı koyulur.
Test ve tetkikler sonucu konulan tanı ile artık kişinin depresyonda olduğumu nasıl anlarım sorusu da cevap bulmuş olur. Şimdi artık tedavi zamanıdır. Depresyonun tedavi edilmesinde özellikle iki yöntem ön plana çıkmaktadır. Hatta bu iki yöntemin birlikte yürütülmesi en olumlu sonuçları vermektedir.
Bu yöntemlerden birisi tıbbi tedavi iken diğeri ise ruhsal destektir. İlaç tedavisi genellikle antidepresan desteğiyle gerçekleştirilmektedir. Antidepresanlar olarak adlandırdığımız psikiyatrik ilaçlar duygudurum düzenleyici ilaçlardır ve mutlaka doktor kontrolünde kullanılması gerekmektedir.
Bir yakının kullandığı ilacı kullanarak tedavi olmak mümkün değildir çünkü bir kişide çok olumlu sonuçlar veren bir ilaç diğer bir kişide yan etkiden başka bir sonuca ulaşmaz. Bu nedenle ilaç tedavisi için mutlaka uzman bir hekimle görüşmek gerekmektedir.
Dopamin, serotonin vb. bazı beynimize etki eden kimyasalların düzenlenmesi için kullanılan bu psikiyatrik ilaçlar kişinin keyfi şekilde başlayabileceği ilaçlar değildir. Aynı zamanda biraz iyi hissettiği zaman da kendi isteğiyle bırakabileceği ilaç grupları değildir.
Hatta antidepresanların doktor kontrolü dışında aniden bırakılması depresif belirtilerin daha şiddetli şekilde geri dönmesine bile neden olabilir. İlaç tedavisi doktorun belirlediği şekilde düzenli ve uzman kontrolü altında uygulanması gerekmektedir. İlaçlar doktorun belirlediği düzende ve sıklıkta saati saatine alınmalıdır.
Bu gruptaki psikiyatrik ilaçların etki mekanizmaları anlık olmamaktadır. Bir başka deyişle, olumlu etkileri görebilmek için yaklaşık üç haftalık bir süre beklemek gerekir. Başlarda yaşanabilecek yan etkilerden dolayı ilaçlar genellikle düşük dozlarla başlar ve sonrasında doz yükseltilebilir. Ancak doz ayarlamasına sadece uzman hekim karar verebilir.
İlaçların üç dört haftalık etki süresi esnasında yaşanabilecek yan etki durumlarında ilaç kişi tarafından rastgele kesilmemeli ve mutlaka doktor ile bu durum paylaşılmalıdır. İlaçların etkileri için sabırlı olunmalıdır. Depresyonun tedavisinde yalnız ilaçlarla destek sağlamak son yıllarda artık tercih edilmeyen bir yöntemdir.
Kişinin mutlaka psikolog desteği alması ve psikoterapi sürecine başlaması gerekir. Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir araştırmada majör depresyon hastalarının uzun süreli depresyon seyirleri incelenmiş ve bu konuda psikoterapinin önemli etkileri olduğu görülmüştür. Yalnızca ilaç tedavisinin uygulandığı 100 hastanın 75’inde depresyonun tekrarladığı görülmüştür.
Buna karşılık, hem ilacın uygulandığı hem de psikoterapinin verildiği 100 hastanın ise 20’sinde depresyonun tekrarladığına şahit olunmuştur. Üstelik tekrarlayan depresyonun şiddet bazında daha hafif şekilde gerçekleştiği de unutulmamalıdır.
Bu bize psikoterapi sürecinin depresyon tedavisinde etkili bir uygulama olduğunu göstermektedir. Özetle, depresyonda olduğumu nasıl anlarım sorusuyla başlayan ruhsal sorun yolculuğunuzda mutlaka bir uzman hekim ve psikolog ile görüşmeli ve ilaca ek olarak psikolog desteği de almalısınız.
Mentalium Psikoloji Kimdir?
Mentalium Psikoloji 2019 yılında kurulan ve bünyesinde klinik psikologlar bulunduran bir psikolojik danışmanlık ve eğitim merkezidir. İlk şubesi Kadıköy ilçesi Göztepe semtinde kurulan Mentalium Psikoloji’nin ikinci şubesi ise Şişli ilçesi Mecidiyeköy semtinde hizmet vermeye başlamıştır.
Klinik psikologlarımız ruhsal destek almak için başvuran bireylere başta depresyon olmak üzere kaygı bozuklukları, travma, obsesif kompulsif bozukluk, DEHB, bağımlılık, fobi, kişilik bozuklukları olmak üzere birçok alanda hizmet vermektedir. Merkezimizde ayrıca aile ve çift terapisi hizmeti de sunulmaktadır.
Siz de depresyonda olduğumu nasıl anlarım şeklinde sorgulamalar yapıyorsanız, bu şüphenize son vermek için psikologlarımızdan seans alabilirsiniz. Sizinle yapılacak ilk görüşme sonucunda edinilen izlenim ve uygulanabilecek test ve tetkikler doğrultusunda ruhsal sorununuz tespit edilebilecektir.
Depresyon tedavi edilebilen ancak bu noktada profesyonel desteğe ihtiyaç duyulan bir ruhsal bozukluktur. Eğer siz de depresyonda olduğunuzu düşünüyorsanız, bizden psikoterapi desteği almak ve psikologlarımızla bu sürece devam etmek için randevu alabilirsiniz. Depresyonla tek başınıza mücadele etmektense yardım alarak kurtulmak doğru yöntem olacaktır.