Skip to content Skip to footer

Psikologlar İle İlgili 4 Soru 4 Cevap

psikologlar

Psikologlar İle İlgili 4 Soru 4 Cevap

Psikologlar, daha önce hiç psikoterapi seansı almayan kişilerin ne yaptıkları konusunda merak ettikleri ruh sağlığı profesyonelleridir. Bu merak konusu aslında çok normal ve doğaldır.

Çünkü psikoterapi seansı almak için görüşmeye gelen danışanın psikologlar ile konuştukları tamamen gizlidir. Kişi bu süreci en yakınındakilere dahi anlatmaz ki aslında tavsiye ettiğimiz de psikoterapi seansı esnasında konuşulanın psikologlar ile danışanları arasında kalmasıdır.

Bugün bu merakı ortadan kaldırmak ve psikolog ile görüşme noktasında soru işaretleri olan kişileri aydınlatmak için yazımızda psikologların özellikle ilk seansta danışanlarıyla neler konuştuklarını inceleyeceğiz. Eğer siz de bir psikolog desteği almak ve sorunlarınızı çözmek isterseniz, bizden destek alabilirsiniz.

psikologlar kimlerdir?

Psikolog Kimdir?

Hepimiz gündelik yaşantımızda sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sorunlar bazen çok kısa sürede kendiliğinden çözülebiliyorken bazı sorunlarımızı bir profesyonel destek almadan çözebilmemiz mümkün olmuyor.

Çözemediğimiz sorunlar için bir uzmandan destek alma konusunda çoğumuz bir tereddüt yaşamazken bazılarımız ise sorunlarını bir profesyonele dahi açmak konusunda endişe yaşayabiliyor.

Peki ya ruhsal değil de fiziksel bazı sorunlarımız olduğunda ne yapıyoruz? Bu fiziksel sorunumuzu çözmek için kendi vücudumuz üzerinde bazı işlemler gerçekleştiriyor muyuz?

Hangimiz safra yollarında taş olduğu tespit edildiğinde bu taşı almak için kendi vücuduna kesi atıp ameliyat gerçekleştirmeyi deniyor? Fiziksel sorunlarımız olduğunda hekimlere başvururken ruhsal sorunlarımız olduğunda psikologlara başvurmamız da çok doğal değil mi?

Peki kimdir psikologlar? Psikolog, üniversitelerin dört yıllık psikoloji lisans eğitimlerini tamamlayan kişilerdir. Lisans eğitimlerini tamamladıkları zaman bu unvanı alırlar ancak bu unvan ve psikoterapist kavramı arasında da sık sık yapılan bir yanlış vardır.

Her psikolog psikoterapist değildir. Her doktorun operatör olmadığı yani operasyonlara girmediği gibi her psikolog da psikoterapi gerçekleştiremez. Yazımızın devamında psikoterapist olan psikologlar nasıl bu unvanı alıyorlar sorusuna da cevap vereceğiz.

Psikoterapist olması için bir psikoloğun mutlaka psikoloji lisans eğitimi üzerine yüksek lisans eğitimini klinik psikoloji alanında tamamlaması gerekmektedir.

Uzmanlığını klinik alanda alan psikologlar daha sonra eğer en az bir psikoterapi eğilimine yönelik eğitim ve süpervizyon alırlarsa psikoterapist olma yolunda ilerleyebilirler.

Elbette psikoterapist olabilmek için kişinin sürekli kendisini geliştirmesi ve seans tecrübesini arttırması gerekmektedir. Bu nedenle seans alırken psikologlar sürekli olarak süpervizyon alır ve daha tecrübeli psikoterapistlerden zor vakalara yönelik destek alırlar.

Psikoterapist olmak isteyen psikologlar lisans ve yüksek lisans eğitimlerinin dışında birçok eğitim alırlar. Bu eğitimler genellikle teorik ve pratik eğitimlerden oluşmaktadır. Bu eğitimler özellikle psikologlar için çok önemlidir.

Bir insanın hayatına dokunmak ve belki de en zor zamanlarında kimseye anlatamadığı birçok şeyi size anlatması çok farklı bir şeydir. Psikologlar bu nedenle birçok meslek erbabından ayrılmaktadır.

Psikoterapi süreci hem danışanlar hem de psikologlar için sadece bir tedavi süreci değildir. Çoğu zaman bu daha çok bir bireysel değişim sürecidir. Bir kişinin değişimine tanık olmak psikologlar için paha biçilemez bir avantajdır.

psikologlar ilaç yazar mı?

Psikologlar İlaç Yazar Mı?

Psikologlar kesinlikle ilaç yazmaz. Daha doğrusu psikologların ilaç yazma yetkisi de yoktur. İlaç tedavisi uygulamak için farmakoloji bilgisinin ve donanımının güçlü olması gerekmektedir.

Ayrıca bilindiği üzere tüm ilaçlar gibi psikiyatrik ilaçların da bazı yan etkiler söz konusu olabiliyor. Bu yan etkiler ortaya çıktığında ilaç yazabilme yetkisine sahip ruh sağlığı profesyonelinin mutlaka müdahale edebilme bilgi, beceri ve sorumluluğunun olması gerekir.

Psikologlar ise dört yıllık psikoloji lisans eğitimleri ve iki yıllık uzmanlık eğitimleri boyunca insan davranışlarını incelerler. İnsan davranışlarını işlerken elbette beyin gibi organların da işleyişi konusunda bilgi sahibi olurlar. Ancak bu bilgi ilaç yazabilmek için asla yeterli değildir.

Dünyanın hiçbir yerinde olmadığı gibi Türkiye’de de psikologların asla ilaç yazma yetkileri yoktur. İlaç yazma ve tıbbi tedavi yürütme yetkisi hekimlerdedir. Psikologlar ise yukarda bahsettiğimiz kriterleri karşıladıklarında psikoterapi yapma ve yürütme yetkisine sahip olurlar.

Ancak ne yazık ki Türkiye’de psikologların meslek yasası henüz bulunmadığı için kişilerin psikoterapist seçimlerinde yukarda bahsettiğimiz kriterleri karşılayıp karşılamadığını kontrol etmeleri gerekir.

psikologlar ile çalışılan psikoterapi ne kadar sürer

Psikoterapi Ne Kadar Sürer?

Psikologların bazı kriterleri karşılayıp yeterli donanımı elde ettiklerinde psikoterapi yapabilme yetkileri olduğundan yukarda bahsettik. Psikoterapi süreci hakkında gizli yapılan ve danışan ile psikolog arasında bir süreç olduğundan dolayı birçok yanlış bilgi bulunmaktadır.

Yazımızda psikoterapi ile ilgili doğru bilgileri vermeye bu yüzden ihtiyaç duyduk. Psikoterapi süreci ne kadar sürer sorusu çok sık sorulan sorulardan biridir. Psikoterapi sürecinin ne kadar süreceği psikologlar ve danışanları tarafından alacakları ortak karar ile belirlenir.

Bu durum aslında danışanın nelere ihtiyaç duyduğuna da bağlıdır. Psikoterapi sürecinin en başında danışanın psikoterapiden neler beklediği ve nelere ihtiyaç duyduğu çok önemlidir. Herkesin beklentileri birbirinden farklı olabilir.

Örneğin; bir danışan sınav kaygısı üzerine destek almak istediğini ve artık gireceği sınavlarda kaygılanmak istemediğini söyleyebilir. Diğer bir kişi ise yıllardır mutsuz olduğunu ve artık mutlu olmak istediğini söyleyebilir. Sizce hangisi için daha çok zaman ayırmak gerekecektir?

Hangi kişinin psikoterapi süreci daha kısa sürecektir? Söz konusu sorun ne kadar büyükse, kişi ne kadar süredir bu sorunu yaşıyorsa ve kişi hangi sorun veya sorunlardan kurtulmak istiyorsa psikoterapi süreci de bu ihtiyaçlara bağlı olarak değişecektir.

Psikoterapi sürecinin başında bu nedenle ihtiyaçlar listesi çıkarılmaktadır. İhtiyaçlar listesinde kişinin değiştirmeyi istediği şeylere ek olarak psikologlar tarafından tespit edilen sorunlar da eklenir.

Elbette psikologlar tespit ettikleri bu ihtiyaçları da danışanlarıyla açıkça paylaşacaktır. Psikoterapi süreci elbette tek bir eğilimden de oluşmaz. Çok sayıda psikoterapi yönelimi mevcuttur. Bunlardan bazıları bilişsel davranışçı terapi, psikodinamik terapi, psikanaliz ve şema terapidir.

Her biri farklı açılardan yaklaşarak kişinin ruhsal sürecini incelerler. Her biri farklı yaklaşımlar olduğu için her birinin süreci de farklı şekillenmektedir. Bir psikoterapi yöneliminde aynı ruhsal sorun 10-12 seansta sona erebiliyorken bir diğerinde 20-24 seans aralığında sürebilir.

Bu psikoterapi yönelimleri psikolog tarafından psikoterapist olmadan ve seans almadan önce tercih edilir. Psikologlar bu yönelimlerden birini veya tercihine göre birkaçını seçerek eğitimlerini alırlar ve kendi psikososyal destek planlarını bu yönelime göre oluştururlar.

Örneğin; bilişsel davranışçı terapi daha çok semptomlara ve baş etme yöntemlerine eğilirken psikanaliz ise daha kökten incelemeler yaparak psikoterapi sürecini devam ettirirler.

Mentalium Psikoloji uzman kadrosunda bulunan psikologlar bilişsel davranışçı terapi, psikodinamik terapi, kısa süreli çözüm odaklı terapi ve şema terapi yönelimlerini tercih etmiş ve kendi psikososyal destek planlarını oluşturmuş kişilerden oluşmaktadır.

Psikoterapi sürecine başlamadan önce danışanlar da araştırma yaparak veya bir uzman ile görüşerek hangi yönelimi tercih etmeleri gerektiğini sorabilirler.

Psikoloğun kendi tercihine ek olarak danışanın da psikoterapi sürecinden beklentileri bu noktada hangi yönelimin seçileceğinde önemli bir yere sahiptir.

Hangi yönelim olursa olsun bir şeyi özellikle hatırlatmakta fayda vardır. Psikoterapi sürecine başlayacak danışan adaylarının özellikle birkaç seanstan fazla olacak şekilde devamlılığa özen göstermeleri gerekmektedir.

Psikoterapi süreci bir ya da iki görüşmeye gelerek tamamlanabilecek kadar kolay bir aşamadan ibaret değildir. Bunu bir kez daha fiziksel bir sorunla kıyaslayarak açıklamak isteriz.

Havanın çok soğuk olduğunu düşünün ve saatlerce dışarda kaldınız. Çok üşüdünüz ve ertesi gün boğazınızın ağrıdını fark ettiniz. Nezle ve boğaz ağrısı sebebiyle bir kulak burun boğaz uzmanına başvurdunuz.

Sizi muayene ettikten sonra bir ilaç yazdı ve ilacı bitene kadar kullanmanızı istedi. İlaç bittikten sonra mutlaka kontrole gelmenizi söyledi.

İlaç dahi almasanız birkaç gün içinde kendiliğinden geçebilecek bir fiziksel sorunla kulak burun boğaz doktoruna gittiğinizde size bir kez daha gelmeniz gerektiğini söyledi.

Yaşadığınız ruhsal sorunun belki de çocukluk döneminden kalma bağlantıları ve kökleri olan bir ruhsal süreç olduğunu düşünürsek en az birkaç seans devam etmek size de çok mantıklı gelmiyor mu?

Psikoterapi düzenli devam edilmesi gereken ve kişinin ihtiyaçlarına bağlı olarak şekillenebilen bir değişim sürecidir. Bir kişinin değişmesi mümkündür ancak kesinlikle zaman almaktadır. Bu süreyi belirleyen de biraz önce belirttiğimiz gibi kişinin kendisi ve içsel yolculuğudur.

psikologlar ile ilk seansta ne konuşulur?

Psikologlar İle İlk Seansta Ne Konuşulur?

Daha önce hiçbir psikolog ile görüşmemiş kişilerin bu değişim sürecine başlarken en büyük soru işaretleri seansa geldiklerinde ne konuşacaklarını bilmemeleridir. Aslında bu bir soru cevap seansı değildir.

Elbette biz psikologların ilk görüşme için izlediği belli bir format vardır. Ancak bu format bazen soruna göre ve kişiden kişiye göre de değişebilir. Sorular sorulur ve danışan sanki bir sorgu halindeymiş gibi cevaplar şeklinde bir format söz konusu değildir.

İlk kez psikolog ile görüşecek kişilere yönelik psikoterapinin ilk görüşmesi olan klinik ilk görüşmeyi tarif etmek isteriz. İlk görüşme daha çok danışanı tanımaya yönelik bir görüşmedir.

Görüşmenin formatına geçmeden önce en sık karşılaştığımız şeylerden birini de açığa kavuşturmak isteriz. Birçok kişi psikologlar ile görüştüğünde ilk seansın sonrasında çevresindekilere seansta psikoloğun sadece kendisini dinlediğini söyler.

Hatta bazen başka bir psikoloğa giderek diğer psikolog ile ilgili sadece dinlediğini ve hiçbir şey söylemediğini belirtir. Daha sonra ikinci psikoloğun da kendisine hiç tavsiye vermediğini görünce psikologlar ile ilgili bir yanlış kanıya varır.

Kişiye göre psikolog tavsiye vermelidir ancak şunu söylemeliyiz ki hiçbir psikolog tavsiye vermez. Psikoterapi zaten bir psikolog tavsiyesi değildir ve süreç kesinlikle tavsiyelerden oluşmaz.

Bir psikoloğun tavsiye vermesi belki danışan için kısa sürede değişimi gerçekleştirebilecek bir yöntem olarak görülebilir ancak hem kısa hem de uzun vadede çok zararlıdır.

Örneğin; bilişsel davranışçı terapi yöntemiyle çalışan bir psikoloğa gittiniz ve psikolog tavsiye verdi. Sorunlarınızın çözüldüğünü düşündünüz ve bir kez daha psikoloğa gitmediniz. Aradan birkaç ay geçti ve benzer bir sorunla tekrar başa çıkamadınız.

Bu kez tekrar başka bir psikoloğa gittiniz ve yine psikolog tavsiye verdi. Sonra yine aynı şey defalarca oldu ve siz karşınıza çıkan her sorunda psikologlar ile görüşme ihtiyacı hissettiniz. Tebrikler, psikolog bağımlısı oldunuz diyebiliriz.

Ömrünüz boyunca psikologla görüşme ihtiyacı hissedeceksiniz demektir. Peki bunun yerine psikolog ile sorunlarınızı nasıl çözeceğinizi genel anlamda çalışsanız ve düşüncelerinizin değişimi gerçekleşse daha faydalı olmaz mıydı?

Bu durum sadece psikologlar için de geçerli değildir üstelik. Fazla kilolarınızdan kurtulmak için bir diyetisyene başvuruyorsunuz. Diyetisyen size sadece bir diyet listesi verip yollar.

Bir daha görüşmeden bu diyet listesini uygulamanızı söylerse gerçekten uzun vadede kilonuzu verip sabit kiloda kalabilir misiniz? Evet, bu şekilde belki kilo verebilirsiniz ancak yaşam şekliniz değişmediği ve yeme bozukluğunuz sona ermediği için tekrar kilo alacaksınızdır.

Dolayısıyla her kilo alıp verme sürecinde tekrar bir diyetisyene başvuracaksınız. Üstelik vücudunuz zamanla kilo verip alarak zarar görecektir. Ruhsal olarak da sorunlarınızın yıllarca sürmesi size zarar verecektir.

Peki psikologlar ile ilk seansta ne konuşulur? Psikologlar ilk seansta sizi tanımak isterler. Psikoterapi psikoterapist ile danışan arasında kurulacak bir profesyonel ilişkidir aynı zamanda.

Biriyle bir ortaklık yapacağınız zaman ilişki kurmanız ve onu tanımanız gerekir. Bu nedenle psikologlar da sizi tanımak ve anlamak isterler. Psikoterapi sürecinin ilk seansı bu nedenle sizi tanımak üzerine kuruludur.

Ayrıca neden bir psikolog ile görüşme ihtiyacı hissettiğiniz üzerine konuşulur. Bu sürece neden ihtiyaç duyduğunuz aslında ruhsal sorunlarınızın sizin ağzınızdan sizin kelimelerinizle anlatılmasıdır.

İlk seansta sizin kendinizi rahat hissetmeniz çok önemlidir. Belki de yıllardır kimseye anlatamadığınız ve herkesten sakladığınız bazı şeyleri birine ilk kez anlatacaksınız. Bu durum da bir yandan içten içe bir endişe yaşamanıza ve kendinizi kaygılı hissetmenize yol açabilir.

Psikologlar bu kaygıyı çözmek ve sizin kendinizi, duygularınızı, düşüncelerinizi ve davranışlarınızı rahatça ifade edebilmenizi sağlamaya çalışırlar. Bu rahatlık elbette ilk seansta oluşmayabilir.

Bir başka deyişle, psikologlar ile danışanları arasındaki ilişki ilk seansta oluşmayabilir. Zamanla psikoterapist ile danışanı arasındaki profesyonel ilişki ve iş birliği kurulur. İş birliği kelimesi oldukça önemlidir.

Psikoterapi sürecinde iş birliğinin kurulması kişinin ruhsal anlamda iyilik hissetmesi açısından oldukça önemlidir. Eğer ilişki kurulamazsa kişi terapi sürecinde kalamaz.

Danışanların psikoterapi sürecini bırakmasında elbette birçok faktör vardır. Ancak bırakmayı etkileyen faktörlerden en önemlisi belki de iş birliğinin ve ilişkinin kurulamamasıdır.

İlişki ve iş birliği kurulduğunda kişinin yaşayacağı ruhsal yolculuk başlar ve kişi hayatındaki en önemli deneyimlerden birine başlamış olur. İlk seansta psikologlar danışanlarını tanımak ister demiştik. Bu tanışma görüşmesi danışanın demografik bilgilerinin alınmasıyla başlar.

Demografik bilgiler kişinin ruhsal sürecinden bağımsız dışarıdan gözlemlenebilen bilgileridir. Tanışma görüşmesi danışanı tanımaktır demiştik ancak bir kişiyi ailesinden ve çevresinden bağımsız olarak tanımak da pek mümkün değildir.

Başta anne, baba ve varsa kardeşler olmak üzere kişinin aile üyeleri ve ailesiyle olan ilişkileri değerlendirilir. Nasıl bir ailede doğduğu ve çocukluğunun nasıl geçtiği ayrıca önemli bilgiler arasındadır.

Çocukluk dönemi ve ergenlik döneminde ailesiyle olan ilişkisi önemli olduğu için bu detaylara da özen gösterilir. Eğer danışan evli ve çocuğu var ise eşiyle tanışma aşamasından itibaren ilişkisi ve çocuklarıyla olan ilişkisi konuşulur.

Psikologlar bu bilgileri alırken buradan yola çıkarak aile üyeleri ile iletişime asla geçmezler. Eğer aile üyeleri ile iletişim kurmak veya seansta görüşmek gerekirse mutlaka danışandan izin alınması gerekmektedir.

Bu durum oldukça önemlidir çünkü danışanlar ile psikologlar arasında terapi odasında konuşulan her şey gizli kalmalıdır. İlk seanstan önce gizlilik gibi birçok kural danışana bir onam formu aracılığıyla verilir.

Danışan psikolog ile karşılıklı uymak durumunda olduğu kuralları okuduktan sonra imzalar ve seans süreci başlar. Danışanın değiştirmek istediği şeyler de elbette süre yettiğince ilk seansta konuşulur.

Bu sorunlarla başa çıkabilmek ve değişimi sağlamak için önceden psikoterapi desteği aldıysa daha önceki süreçler üzerine konuşulur. Eğer daha önce ilaç tedavisi gördüyse kişinin kullandığı ilaçlar psikolog tarafından öğrenilir.

Ayrıca daha önce uzman hekim tarafından koyulan bir tanı varsa bu tanı üzerine de konuşulmaktadır. Kısacası, kişinin daha önceki tedavi geçmişi mutlaka irdelenir. Aynı zamanda kişinin eş zamanlı olarak süregelen bir fiziksel rahatsızlığı varsa bu da öğrenilmelidir.

Bunlara ek olarak, kişinin alkol veya madde kullanım öyküsü olup olmadığı da öğrenilmelidir. Herhangi bir bağımlılığın varlığında eğer psikoterapist bağımlılık konusunda çalışmadıysa bağımlılık alanında tecrübe sahibi olan psikologlar ile görüşmek üzere yönlendirilir.

Danışan yaşadığı sorunun ne zaman başladığını, eğer tekrarladıysa ne sıklıkla tekrarladığı ve kişinin bu sorunla mücadele etmek için neler yaptığı da ilk seans veya seanslarda öğrenilmektedir.

Psikologlar kişinin baş etme mekanizmalarını öğrenme konusunda özellikle oldukça dikkatlidir. İşe yaramayan teknikler veya yöntemler yeni ve işlevsel olanlarla yer değiştirilecektir.

Kişinin ilk seans veya seanslarda mutlaka psikoterapi sürecinden beklentileri öğrenilir. Danışan psikoterapi devam ederken neleri değiştirmek istediği üzerine konuşması yönünde teşvik edilir.

Kişinin terapiden beklentileri oldukça önemlidir. Aşırı beklentilere sahip olmak da aslında psikoterapi sürecinin işlevselliğini ve devamlılığını olumsuz yönde etkileyebilir.

Bu sebeple danışanın daha sabırlı ve değişime yönelik daha gerçekçi beklentilerinin oluşması yönünde gündem psikologlar tarafından oluşturulmaktadır.

Psikoterapi aşamasında ilk seansın daha çok danışanı tanımak ve danışanın beklentilerini öğrenmek açısından yararlı olduğunu belirtmiştik. Henüz ilk seanstan bir tedavi planı genellikle oluşturulmaz.

Zaten tedavi planını oluşturmak için süre ilk seansta yetmeyecektir de. Tedavi planı daha sonraki görüşme veya görüşmelerde danışan ile birlikte oluşturulacaktır.

Tedavi planı hem psikologlar hem de danışanların terapiden beklentileri ve ihtiyaçları doğrultusunda şematik olarak oluşturulur. Bu plan danışanlar ve psikologlar arasında iş birliği ile oluşturulduğu için doğal olarak danışanla da paylaşılacaktır.

Böylece danışanın sürece bağlı olarak zihninde soru işaretleri de kalmayacaktır. Psikoterapi süreci planlı ilerleyen bir kişisel değişimdir. Bu değişimde danışan ile psikolog birer ortaktır ve bu ortaklık belli bir süre ile kısıtlıdır.

Psikologlar ile danışanları arkadaşlıktan ziyade profesyonel bir ilişki oluşturdukları için özel hayatlarında da asla görüşmezler. Bu durum sınır ihlalidir.

Hem danışan hem de psikoterapist bu kurala mutlaka uymak durumundadır. Aksi takdirde, en çok danışan sınır ihlalinin yaratacağı sonuçlardan zarar görür hale gelecektir.

psikologlar

Mentalium Psikoloji Kimdir?

Mentalium Psikoloji 2019 yılında Klinik Psikolog Onur Aydın’ın girişimleriyle Kadıköy ilçesinin Göztepe semtinde kurulmuştur. 2021 yılında ise ikinci şubesini Şişli ilçesinin Mecidiyeköy semtinde açan Mentalium Psikoloji, danışanlarına psikoterapi hizmeti vermek amacıyla hizmete girmiştir.

Mentalium Psikoloji bünyesinde hizmet veren tüm uzman psikologlar lisans eğitimlerini psikoloji alanında, yüksek lisans eğitimlerini ise klinik psikoloji alanında gerçekleştirmiştir.

Mentalium kadrosunda bulunan tüm psikologlar psikoterapi yapabilmek için gerekli olan tüm eğitimleri ve süpervizyon süreçlerini tamamlamış ve etik kurallara uyan profesyonellerdir.

Mentalium Psikoloji olarak başta depresyon olmak üzere kaygı bozuklukları, travma, obsesif kompulsif bozukluk, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, sosyal fobi, özgül fobi, kişilik bozuklukları, bağımlılık vb. birçok ruhsal rahatsızlıkta psikolojik destek hizmeti sunmaktayız.

Bireysel psikolojik destek hizmetlerimizin yanında aile ve çift terapisine yönelik destek hizmetimiz de mevcuttur. Psikoterapi desteği almak hayatınızda kendiniz için yapabileceğiniz en önemli girişimlerden birisidir.

Psikoterapi sürecine dahil olmak bu nedenle kendinize yapabileceğiniz en önemli yatırımdır. Örneğin; dil öğrenmek için dil kursuna veya yurtdışına gidiyorsunuz.

Bunun karşılığında ekonomik zorluklar yaşasanız da hedefleriniz doğrultusunda önemli bir miktar para ayırıyorsunuz. Biliyorsunuz ki ekstra bir dil öğrendiğiniz zaman gerek iş gerekse sosyal hayatınızda size yeni kapılar açılacak.

Psikoterapi almak da kendinize bir yatırım olduğu için faydalarını hem kısa hem de uzun vadede alabileceğiniz bir süreci temsil ediyor. Eğer siz de psikolog desteği alarak hem sorunlarınızı çözmek hem de yaşamınıza yatırım yapmak istiyorsanız, Mentalium Psikoloji psikologlar aracılığı ile size destek sağlamak için hazırdır.

Kadıköy Göztepe Şube

Göztepe Mh. Fahrettin Kerim Gökay Cd.

No: 240 D: 7 Eren Apt.

Kadıköy / İstanbul

Mentalium Psikoloji Kadıköy psikolog alternatifleri arasında öne çıkan bir psikolojik danışmanlık merkezidir. Eğer aradığınız İstanbul psikolog seçenekleri arasında uygun fiyatlı, etik çalışan ve kurumsal bir merkez ise bizi tercih edebilirsiniz.

Mentalium Psikoloji © 2024. Tüm Hakları Saklıdır.